SON DAKİKA
Hava Durumu

BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ MESELESİ

Yazının Giriş Tarihi: 11.02.2021 18:16
Yazının Güncellenme Tarihi: 11.02.2021 18:16
Boğaziçi Üniversitesi rektörü olarak atanan Sayın Melih Bulu’yu biraz tanıtalım. Türkiye’nin en prestijli iki üniversitesinden biri olan Ortadoğu Teknik Üniversitesi Mühendislik fakültesinden mezun olmuştur. Yüksek Lisans ve Doktorasını Boğaziçi Üniversitesi’nde tamamlamıştır. 2016-2019 yılları arasında İstinye Üniversitesi kurucu rektörlüğü, 2020-2021 yılları arasında Haliç Üniversitesi rektörlüğü görevini yürütmüştür. Boğaziçi Üniversite Rektörlüğü’ne atandıktan sonra, Melih Hoca hakkında itibarsızlaştırma çalışmaları bütün hızıyla devam ediyor. Melih Hoca’nın akademik geçmişi incelendiğinde hiçbir olumsuz durumun olmadığı görülüyor. Peki, yapılan bunca yaygara ne adına yapılıyor? Asıl hedef her zaman olduğu gibi Tayyip Erdoğan ve Tayyip Erdoğan düşmanlığıdır.

1996-1998 yılları arasında Trakya Üniversitesi’nde yüksek lisans yapmıştım. Yüksek Lisans bittikten sonra, Biyosistem Mühendisliği bölümünde doktora yapmak istemiştim. O dönemin bölüm başkanı ile bir görüşme yaptım ve talebimi kendisine ilettim. O da bana doktora kadrosunu bana veremeyeceğini çünkü bu kadroyu damadına ayırdığını söylemişti. Ben de “Sayın Hocam burası hanedanlık mı?” diye sordum. Bölüm başkanı karşılık olarak “Evet, öyle de diyebiliriz” demişti. Devam edelim, 2017 ve 2019 yıllarında doçentlik başvurusu yaptım. Her iki başvurumda 3’e 2’i kaybettim. Doçentlik jürimdeki hocalarımla konuştuğumda bana çalışmalarımın yetersiz olduğunu söylediler. Ben de jürideki hocalara, çalışmalarımı diğer hocalarla ortak olarak birlikte yaptığımı ve onların akademik yükselmeleri gerçekleşirken benim doçentlik başvurumun neden kabul edilmediği sordum. Tabi ki çok bozuldular. Gerçek durumun yani benim yüksekokulda görev yaptığımdan dolayı beni küçük gördükleri ve arkamda beni destekleyen bir referansımın (bir dayımın) olmamasını itiraf edemediler. Benimle doçentlik kadrolarına başvurup doçentlik jüri asil üyelerinin kabul etmeyeceği anlaşılınca bölüm başkanlarını devreye sokup yedek üyeleri, asil olarak atattırıp doçent olanları daha anlatmıyorum bile… 

Üniversitelerde ciddi bir statüko bulunmaktadır. Bu kişiler kendilerince üniversitelerde egemenlik alanları oluşturmuşlar ve bu egemenlik alanlarını kimseyle paylaşmak istememektedirler. Kendilerince bütün karar ve iradenin kendilerinde kalmasını istiyorlar. Bu şekilde toplumun içerinde bulunan bir nevi “Burjuva” kesimleriyle iyi geçinerek egemenlik alanlarını devam ettirmek istiyorlar. Toplumun içerisinden yetişen “Memleket Evlatlarının” bir yerlere gelmelerini istemiyorlar. Sayın Rektör Melih Pulu Hocayı küçük görerek ve itibarsızlaştırarak, “Memleket Evlatlarına” engel olmaya çalışıyorlar. Sayın Rektör Melih Bulu’yu siyaset yapmasıyla suçluyorlar. Peki, soruyorum üniversitelerdeki tüm öğretim elemanlarının bir siyasi görüşe sahip oldukları ve ofislerinde siyasi kulisler yaptıkları bir gerçek değil midir? Aslında bu filmi biz yıllardır izliyoruz. Hatırlayın, inançları yüzünden üniversitelerde okuma hakkını o dönemde gençlerin ellerinden alanlar, bugün ABD başkanlığına gelen Biden efendinin etkisiyle bu senaryoyu tekrar uygulamaya soktular. İlk olarak işe her zaman olduğu gibi üniversiteleri karıştırmakla başladılar. Üniversiteler karışırsa, öğrencilerin içlerine karışacak illegal örgüt elemanlarıyla ve HDP destekli PKK’lılarla ülkeyi karıştırmaya devam edeceklerdir. Şunu çok iyi anlıyoruz ki yıllar geçti, oyuncular değişti ama emperyalistlerin senaryoları değişmedi. Gerçek bu kadar açık ve nettir.
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.