SON DAKİKA
Hava Durumu

Yenişehir’de Osmanlı Dönemi Mezar Taşları!!

Yazının Giriş Tarihi: 26.01.2017 20:00

 
Yıllardır Yenişehir ve köylerinde tarihi saha araştırması yapmaktayım. Eski evler, yollar, çeşmeler, taşlar… v.b. Bunların her biri en az bir belge kadar  ilgimi çeker. Onlardan bir şeyler öğrenmeye çalışırım.
“Lokal saha araştırması” adını verdiğimiz bu gezilerde özellikle aradığım bir şey var: O da Osmanlı devrinden kalma mezar taşları.
Bir yerin tarihi zenginliğinin önemli göstergelerinden biri de geçmişten günümüze korunan mezar taşlarıdır. Osmanlılarda mezar taşları hem bir sanattır ve hem de bir belgedir. Sayfalar dolusu bir belgenin anlatamadığı şeyleri yerine göre bir mezar taşı anlatabilir. Atalarımız, ölen bir kişinin hayatını özlü dizeler, sözler eşliğinde zarif bir taşa sığdırabilmişlerdir. Bu onların mahareti idi.
Geçmişin tanıkları ve hafızası durumunda bulunan mezar taşları bakımından zengin yerler vardır. İstanbul, Konya, İznik ve Bursa ….gibi.
Mesela Bursa’nın en önemli tarihi zenginliklerinden biri eski mezar taşlarıdır. Özellikle Muradiye Külliyesi, Emir Sultan Türbesi civarları koruma altında bulunan tarihi alanlardır. Hatta Bursa Büyükşehir Belediyesi Bursa’daki Osmanlı mezar taşlarını konu edinen “Bursa Hazireleri” adında büyük kitaplar yayınladı.
 
Tabi her yer Bursa-merkez kadar şanslı değil. Onların bilinçli olarak koruma altına aldıkları taşlar, bir çok yerde kaderine terk edilmiş. İşte o yerlerden biri de bizim Yenişehir’dir. Yenişehir’de Osmanlı dönemi mezar taşlarından neler kalmış diye bakıyorum. Maalesef kasabamızın tarihi geçmişiyle tezat bir manzara ile karşılaşıyoruz. Yani Osmanlı dönemi mezarları ve taşları yok denecek kadar az ya da azalmış.
Osmanlı’ya başkentlik yapmış olmanın iddiasını taşıyan bu şehirde Osmanlıdan kalma mezar taşlarının neredeyse olmayışı nasıl izah edilebilir acaba?
 
Bahçesinde iki mezar taşı bulunan Hacı Hasan Camisini ele alalım mesela:
Yenişehir merkezde dikkatlerden uzak, kendi halinde küçük bir cami olan Hacı Hasan’a uğradığınızda dikkat edin, Caminin bahçesinde iki tane mezar taşı göreceksiniz. Bir karı-kocaya ait olması lazım. Erkeğe ait olan taşın okunması zor. Mermer üzerindeki yazılar hasar görmüş. Akıllının biri tutup bu güzelim mezar taşını beyaz kireç badana sürmüş. Tarih bilincine (daha doğrusu şuursuzluğa) bakar mısınız?... Tarihi bir mezar taşının üstüne kalın beyaz bir badana sürüyor ve o taşın tarihi özelliğini tahrip ediyorlar.
Yenişehir’in nâiblerinden (o dönemde yargıçlara nâib deniliyordu) Hacı Mustafa Hasan Efendi’ye ait olması kuvvetle muhtemel olan bu yazının üzerinde okuyabildiklerim iki sözcükten ibaret maalesef… “Hacı” ve “1335 senesi ” okunabilen sözcükler…1335 Senesi 1919-1920’ye denk gelen yakın bir tarih.
Kadına ait olan mezar taşı ise alt tarafı kırık olmasına rağmen (ki bu yüzden tarihini okuyamadım) diğer kısımları gayet okunaklı… Şöyle yazıyor: “Hâlâ Yenişehir Kazası naibi Mustafa Hasan Efendi’nin zevcesi merhume ve mağfur-leh Ayşe kadının ruhuna el Fatiha…” Öyle anlaşılıyor ki, Fatma Hanım eşinden önce vefat etmiş!
Yenişehir merkezde sayıca çok az bulunan bu tür eski taşların en ilginç olanları ise Balibey Camisinin içerisinde bulunanlardır. Çok zengin süslemeler ve enteresan işaretleri bulunan bu taşların tarihi 1450’lere kadar uzanıyor. Tam da Balibey Camisinin yapılış tarihiyle örtüşüyor bu taşlardaki tarih…
Bilindiği üzere günümüzden 550 yıl öncesine dayanan XV. Yüzyıl yapısıdır Balibey… Yalnız şunu söylemeliyim ki, Balibey’deki bu taşların üzerindeki yazılar hem çok az; hem de okunması oldukça zor.
Bunun dışında Sinan Paşa Camisinde bir iki taş; Yarhisar Köyünde bir o kadar. Şemaki Müzesine getirilmiş; getirilirken epey hasar görmüş üç-dört tane kırık taş; 1930’larda yapılan ilçe mezarlığına taşınabilmiş birkaç mezar taşımız var..
Toplarsanız on beş yirmi tane Osmanlı dönemi mezar taşı var yedi yüz yıllık Osmanlı şehrinde. Bu da hazin bir tablodan başka bir şey değil.  
Yenişehir’in tarihine ışık tutabilecek en önemli vesikalar olan mezar taşları maalesef özellikle ihmalkârlık yüzünden oldukça azalmıştır. Burada bu saatten sonra yapılabilecek en doğru şey kalan taşları koruma altına almaktır. Kıyıda köşede bilhassa bazı eski evlerin bahçelerinde rast gele bulunan taşları bulup çıkarmak ve bunları müze gibi bir yerde muhafaza edip, okutup tescillemek gerekiyor.
Bu Cuma günü okuyacağımız Fatihayı ölmüşlerimize adarken; birazcık da onlardan kalan neleri koruyabildik diye düşünmek lazım sanırım.   
 
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.