Ülkede kişi başı gelir yükseldikçe ve yerel yönetim bütçeleri arttıkça kentlerde yaşayan insanlar yönetimlerden de daha çok şeyler bekliyorlar doğal olarak.
Eskiden salt yol, su ve temizlik gibi hizmetlerinin düzenli yapılması beklenir ve bu yeterli bulunurken bugünün kent insanları yaşamın kolaylaştırılmasına yönelik daha farklı beklentiler içine girmekte.
Ne ki, kimi yerel yönetimlerde sağlıklı bir ortamda huzurlu yaşamak, temel insan hakkı olmasına karşın, bu hak, kimi kez plansız gelişmiş, yanlış yönetilen kentsel alanlarda tehdit altında bulunabilmekte.
Bir yerel yönetim, sağlıklı kentte yaşayan insanların fiziksel, sosyal, psikolojik ve çevresel konularda eşit hak ve özgürlüklere sahip olmasını sağlamak durumundadır.
Yani fiziki durumun yanında görüntü ve gürültü kirliliğini de sağlamak zorundadır.
Oysa bu, ülkemizde kimi kentlerde yasalardaki boşluklar, kurumlar arasındaki yetki karmaşası, gizli-açık baskılar ve getirim kaygıları, siyasi yaptırımlar gibi nedenler ve yanlış-yetersiz çalışmalar ile kimi aksaklıklar ortaya çıkmaktadır.
Bu da kentlerde yaşamı olumsuz etkilemekte, yaşam kalitesini bozmakta ve şikâyetlere neden olmaktadır…
* * * Bursa son 15 yıldır büyük bir değişim içinde.
Artan nüfusun getirdiği yerleşim ve trafik sorunlarına önemli çözümler getirilmeye çalışılmakta.
Gençlerin spor gereksinimleri için hemen her mahalleye açık-kapalı spor salonları, parklar, bahçeler yapılmakta.
Büyük kamulaştırmalar yapılarak yollar açılmakta, köprüler yapılmakta, yeşil alanlar açılmakta.
Kent içi ulaşımın kolaylaşmasına, yani insanların bir yerden diğerine daha çabuk gidebilmeleri için toplu ulaşım adına önemli çalışmalar yapılmakta.
Ve daha başka birçok hizmet…
Bunlar tamam…
Ama bütün bu çalışmaların arasında yaşam akıp giderken öyle şeyler de olmakta ki, insanlara, 'Bu kentte yerel yönetim yok mu?' dedirtecek olaylar da olabilmekte!..
* * *
Salt belli bir ilçe belediyesi adına değil örneğimiz, hemen her ilçede olabilen kimi plansız gelişmeler, çalışmalar insanların yaşam kalitesini olumsuz etkilemekte.
Bugünlerde kimi mahallelerde mahalle sokak ve caddelerine internet kablosu döşeniyor.
Bayram öncesi başlayan çalışma halen sürmekte ve bütün Bursa’yı kapsayacağı söylenmekte.
Daha yeni asfaltı 3 ay önce dökülmüş cadde ve sokaklar dahil bütün yollar makinelerle köstebek yuvası gibi açılıp kablolar döşenmekte.
Açılan çukur ve hendekler de toz toprak içinde düşük bir betonla kapatılarak bir başka cadde ve sokağa geçilmekte.
Bir ayı geçen bir süredir de asfalt yenilenmediği için mahalleler toz-toprak içinde, yarıklar meydanda…
* * *
Günümüzde, ülkelerin, gelișmișlik düzeyi ve refah standartlarının, kentlerin gelișmișlik düzeyi ve refah standartları ile doğru orantılı olduğu bilinir.
Teknolojik gelişmelerin yaygın bir şekilde insanlara ulaştırılabilmesi için kısa süreli sıkıntılara katlanmak doğaldır…
Bunu anlamak olanaklı…
Ama daha üç ay önce asfalt yapılan bir cadde internet yahut bilmem ne kablosu için neden delik-deşik edilir? Asfalt bu kadar ucuz bir madde midir?
Yahut yerel yönetimlerin parası mı çoktur?
Ya da bir planlama eksikliği, vurdumduymazlık mı söz konusudur, anlamak olası değil.
Yani bir kurum, kuruluş aklına esince yolları doğrayıp-biçebilir mi?
Bunun planlaması yok mudur?
Hemen aklına gelince mi yapılır bu işler ve yerel yönetimler bunların planlamasını yapmaz mı?
Gerçekten de hâlâ bu çağda böyle görüntüler Bursa’ya, yerel yönetimlere yakışıyor mu?
İnternet kablosu döşenecek diye kent insanları bir buçuk aydır toz toprak içinde yaşamaya neden mahkûm olur?…
Ardından hemen neden temizlik yapılmaz ve yeni asfalt dökülmez?
İnsanların mantıklı bir açıklama beklemeye hakları vardır sanırım?
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Orhan Kaplan
Yerel hizmetlerde eşgüdüm neden sağlanamıyor?
Eskiden salt yol, su ve temizlik gibi hizmetlerinin düzenli yapılması beklenir ve bu yeterli bulunurken bugünün kent insanları yaşamın kolaylaştırılmasına yönelik daha farklı beklentiler içine girmekte.
Ne ki, kimi yerel yönetimlerde sağlıklı bir ortamda huzurlu yaşamak, temel insan hakkı olmasına karşın, bu hak, kimi kez plansız gelişmiş, yanlış yönetilen kentsel alanlarda tehdit altında bulunabilmekte.
Bir yerel yönetim, sağlıklı kentte yaşayan insanların fiziksel, sosyal, psikolojik ve çevresel konularda eşit hak ve özgürlüklere sahip olmasını sağlamak durumundadır.
Yani fiziki durumun yanında görüntü ve gürültü kirliliğini de sağlamak zorundadır.
Oysa bu, ülkemizde kimi kentlerde yasalardaki boşluklar, kurumlar arasındaki yetki karmaşası, gizli-açık baskılar ve getirim kaygıları, siyasi yaptırımlar gibi nedenler ve yanlış-yetersiz çalışmalar ile kimi aksaklıklar ortaya çıkmaktadır.
Bu da kentlerde yaşamı olumsuz etkilemekte, yaşam kalitesini bozmakta ve şikâyetlere neden olmaktadır…
* * *
Bursa son 15 yıldır büyük bir değişim içinde.
Artan nüfusun getirdiği yerleşim ve trafik sorunlarına önemli çözümler getirilmeye çalışılmakta.
Gençlerin spor gereksinimleri için hemen her mahalleye açık-kapalı spor salonları, parklar, bahçeler yapılmakta.
Büyük kamulaştırmalar yapılarak yollar açılmakta, köprüler yapılmakta, yeşil alanlar açılmakta.
Kent içi ulaşımın kolaylaşmasına, yani insanların bir yerden diğerine daha çabuk gidebilmeleri için toplu ulaşım adına önemli çalışmalar yapılmakta.
Ve daha başka birçok hizmet…
Bunlar tamam…
Ama bütün bu çalışmaların arasında yaşam akıp giderken öyle şeyler de olmakta ki, insanlara, 'Bu kentte yerel yönetim yok mu?' dedirtecek olaylar da olabilmekte!..
* * *
Salt belli bir ilçe belediyesi adına değil örneğimiz, hemen her ilçede olabilen kimi plansız gelişmeler, çalışmalar insanların yaşam kalitesini olumsuz etkilemekte.
Bugünlerde kimi mahallelerde mahalle sokak ve caddelerine internet kablosu döşeniyor.
Bayram öncesi başlayan çalışma halen sürmekte ve bütün Bursa’yı kapsayacağı söylenmekte.
Daha yeni asfaltı 3 ay önce dökülmüş cadde ve sokaklar dahil bütün yollar makinelerle köstebek yuvası gibi açılıp kablolar döşenmekte.
Açılan çukur ve hendekler de toz toprak içinde düşük bir betonla kapatılarak bir başka cadde ve sokağa geçilmekte.
Bir ayı geçen bir süredir de asfalt yenilenmediği için mahalleler toz-toprak içinde, yarıklar meydanda…
* * *
Günümüzde, ülkelerin, gelișmișlik düzeyi ve refah standartlarının, kentlerin gelișmișlik düzeyi ve refah standartları ile doğru orantılı olduğu bilinir.
Teknolojik gelişmelerin yaygın bir şekilde insanlara ulaştırılabilmesi için kısa süreli sıkıntılara katlanmak doğaldır…
Bunu anlamak olanaklı…
Ama daha üç ay önce asfalt yapılan bir cadde internet yahut bilmem ne kablosu için neden delik-deşik edilir?
Asfalt bu kadar ucuz bir madde midir?
Yahut yerel yönetimlerin parası mı çoktur?
Ya da bir planlama eksikliği, vurdumduymazlık mı söz konusudur, anlamak olası değil.
Yani bir kurum, kuruluş aklına esince yolları doğrayıp-biçebilir mi?
Bunun planlaması yok mudur?
Hemen aklına gelince mi yapılır bu işler ve yerel yönetimler bunların planlamasını yapmaz mı?
Gerçekten de hâlâ bu çağda böyle görüntüler Bursa’ya, yerel yönetimlere yakışıyor mu?
İnternet kablosu döşenecek diye kent insanları bir buçuk aydır toz toprak içinde yaşamaya neden mahkûm olur?…
Ardından hemen neden temizlik yapılmaz ve yeni asfalt dökülmez?
İnsanların mantıklı bir açıklama beklemeye hakları vardır sanırım?