Küreselleşme ve küresel kültür konularının yoğun olarak tartışıldığı
günümüzde gündeme gelen en önemli konulardan biri etnik köken meselesi ve “etnik grup” kavramıdır.
Küreselleşme sürecinde bir taraftan milli devletlerin artık
işlevini tamamladığı, küresel bir yapılanma içerisine girildiği tartışmaları sürerken bir yandan da bu sürece koşut olarak etnik kimliklerin ön plana çıktığı görülmektedir.
Bu durum küreselleşme ve yerelleşme süreçlerinin birlikte
ilerlediğini göstermektedir aslında.
 
* * *
Yörük sözcüğü etimolojik açıdan çok fazla tartışılmış sözcüklerden birisidir.
Çoğu kaynak Türkmen ve Yörük sözcüklerinin tarihi vesikalarda eş anlamlı kullanıldığını işaretlemektedir.                                                                 Yörük sözcüğü yörümek fiilinden türeyen bir isimdir ve
yörüyen, bir yerde durmayan, göçküncü, konar-göçer, göçebe olan anlamlarına gelmektedir.                                                                                Yörümek fiilinden yapılma Yörük sözcüğünün aynı zamanda
Anadolu’ya gelip yurt tutan göçebe Oğuz boylarını (Türkmenleri) ifade eden bir sözcük olduğu söylenir.                                                                           Yani Yörük adı yörü-fiilinden -k ekiyle yapılmış bir isim olup yörüyen anlamına, deyim olarak ise göçebe anlamına gelmektedir.                                       
Osmanlı İmparatorluğu döneminde Yörük adıyla bilinen bu konar-göçer gruplardan Kızılırmak’ın doğusundakilerin “Türkmen”, batısındakilerin ise “Yörük” olarak adlandırıldıkları bilinir.
Türk Dil Kurumu Sözcüğü de; Türkmenistan Cumhuriyeti'nde ve Irak'ta yaşayan Türk soyundan bir halk ve bu halktan olan kimse, Yörük olarak ifade eder.
 
* * *
Dünkü yazımızda önceki hafta sonu Muğla Seydikemer İlçesi'nde düzenlenen 23'üncü Beşkaza Yaylaları Uluslararası Yörük-Türkmen Kültür Şenliği izlenimlerimizi paylaşmıştık.
Yörük göçüyle başlayan şenlikte okçuluk, at gösterileri ile Yörük müzikleri ve danslarının ilgiyle izlendiğini ve geçmiş yıllara oranla bu yılki etkinliklere katılımın çok fazla olduğunu belirtmiştik.
İçinde yaşadığımız coğrafya ve sıcak ortamda hem ülke içinden ve hem de dışından birçok insanın, sanatçının, derneğin, kurumun katılımına tanık olduğumuzu paylaşmıştık.
Türkiye’nin hemen her yöresinden Yörük ve Türkmen dernekleri temsilcilerinin yer aldığı festivale bizlerde Orhaneli Belediye Başkanı ve Türk Dünyası Yörük Türkmen Birliği Genel Başkanı İrfan Tatlıoğlu’nun davetiyle katılmış ve izleme olanağı bulmuştuk.
Fethiye ve  Seydikemer Yörük Türkmen Dernekleri işbirliğinde Seki Mahallesi Zümrüt Çayırı'nda düzenlenen şenliğe;  Mardin, Urfa,  Gaziantep,  Kocaeli,  İskenderun,  Hatay,  Bursa,  İzmir,  Çanakkale,  Mersin,  Uşak ve  Aydın başta olmak üzere Türkiye'nin farklı illerinden 100'ü aşkın Yörük derneği ile  Azerbaycan,  Kazakistan,  Özbekistan,  Türkmenistan ve  Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden Yörük temsilcileri katıldı.
Önemli ve büyük bir organizasyondu…
Seydikemer Yörük Türkmen Derneği Başkanı İsmail Uzunoğlu’nun kan-ter içindeki koşuşturmaları heyecanının ve umudunun yüksek olduğunu gösteriyordu.
Her şeyin güzel olması için günlerce çalıştıklarının altını çizdi Başkan İsmail Uzunoğlu…
Şölene Muğla yöresi siyasileri de ilgi gösterdiler…
Muğla ve Seydikemer Belediye Başkanları ile CHP Muğla milletvekilleri de katılımcılar arasındaydı.
 
* * *
Türk Boyları Konfederasyonu Genel Başkanı Durhasan Koca, Oğuz Boyları Konfederasyonu Genel Başkanı Mehmet Özer, Ertuğrul Gazi Konfederasyonu Genel Başkanı Niyazi Çapa, Dünya Türkmenler Birliği Genel Başkanı İsmail Demirdüzen, YÖR-TÜRK Genel Başkanı Mustafa Tombuloğlu, Dünya Yörük Türkmenler Birliği Konfederasyonu Başkanı Mustafa Kuş, Toroslar Federasyon Başkanı Mustafa Küçükyaman’ın yanı sıra Türkiye’nin dört bir yanından Yörük Türkmen Dernekleri katıldılar.
Festivalin asıl amacını ise Türk Dünyası Yörük Türkmen Birliği Genel Başkanı, Orhaneli Belediye Başkanı İrfan Tatlıoğlu değindi yaptığı konuşmada.
Genel Başkan Tatlıoğlu bu etkinliklerin asıl amacının salt eğlence, oyun olmadığını, birlik ruhunun pekişmesine yardımcı olduğunu, Türkiye’ye karşı oynanan oyunların farkında olup, karşı bir direnç gösterecek örgütlülüğün gerekliliğini ortaya koyması açısından önemine vurgu yaptı ki, bu birliğin amaç ve hedeflerine tam isabetti.