Turizm, en hızlı gelişen ve en fazla ekonomik gelir sağlayan sektörlerden biri.
Turizm sektörünün ulusal ekonomiye olan katkıları bilinen bir gerçektir.
Bu nedenle, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler turizm faaliyetlerine artan bir şekilde önem vermektedirler.
Turizm, ülkeler için olduğu kadar insanlar için de önemli bir sektördür.
Çünkü yaşam standardının artması, gelirin artması ve iş yaşamının getirmiş olduğu sıkıntı ve stres nedeni ile insanların turizme gereksinimi vardır.
Turizm sektörü özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan, az gelişmiş ve Kıbrıs gibi ada ülkeleri için ekonomik büyüme, döviz girdisi, yatırım, gelir ve istihdam açısından çok önemlidir.
Türkiye’de de son yıllardaki iniş ve çıkışlara karşın turist sayısı artmaktadır.
 
* * *
40 milyonlara dayanan turist sayısının Türkiye açısından önemi ortadadır.
Bu rakamın 100 milyona çıkmaması için bir neden yoktur.
Siyasal istikrarın sürmesi yeterlidir.
Bir de tabii ki terör ve şiddetin minimuma indirilmesi…
ANAP iktidarlarının ilk yıllarında Türkiye’ye gelen yabancı turist sayısının yapılan yatırımlarla birkaç senede 5 milyona çıktığı unutulmamalıdır.
Doğa, tarih, kültür, kaplıca ve sağlık turizm çeşitlerinin hemen tümü Türkiye’de vardır.
100 milyon turist Türkiye’nin dış ticaret açığının kapatılması için önemli bir kaynaktır.
Bu, sektör temsilcilerine göre ulaşılamayacak bir rakam değildir…
Yeter ki, yapılması gerekenler yapılsın, yeter ki Muhalefet Türkiye’yi dışarıya şikâyet etmesin!
 
* * *
Turizmin her geçen yıl hızla gelişmesi ve turist sayısının aynı oranda artması, farklı kültürlerden insanların barış içerisinde sorunsuz yaşayabilme potansiyeline sahip olduğunu da gösterir.
2017 yılı Temmuz’unda Türkiye’ye gelen yabancı turist sayısı geçen yıla göre yüzde 76oranında artmış.
Salt Ukrayna, Beyaz Rusya, Romanya, Moldova, İran, Kazakistan, Litvanya, Kosova, Ürdün ve Irak tan gelen turist sayıları 2014 yılını geçmiş durumda.
Bunun yanı sıra, İngiltere pazarı Temmuz ayında yüzde 9 artmış. Polonya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya ve Sırbistan’da 2016 yılına kıyasla büyüme gerçekleşmiş, ama 2014 yılı rakamlarına henüz ulaşılamamış durumda.
Ancak geçen aylarda olduğu gibi Danimarka, Hollanda, İsveç, Belçika, Finlandiya, Norveç, İsviçre ve Avusturya pazarlarındaki düşüş sürmekte…
Özetle, Temmuz ayı genelinde Antalya’ya gelen turist sayısı 2016 yılına göre %76 artmış ama 2015 yılına göre de yüzde 8 ekside ve 2014 yılına göre yüzde 9 ekside…
2017 yılındaki büyümeye karşın Almanya, İskandinav ülkeleri ve Benelüx ülkelerindeki düşüş ancak diğer pazarların artışıyla dengelenmiştir.
 
* * *
Türkiye’nin Avrupa ve Rusya pazarından turist akışını çoğaltmasının yolu, fiyat kırmadan, hizmet kalitesinden ödün vermeden, tanıtımı daha da arttırmaktır.
Doğaldır ki, demokrasiyi işletebilmek, geliştirmek, temel insan haklarına saygılı bir ülke yapısından uzaklaşmamalıdır.
Bunun için sektör de, devlet de büyük çaba içindedir, olmalıdır.
Ancak, Kılıçdaroğlu gibi bir Ana Muhalefet Partisi liderinin ülkesini Batı’ya, Almanya’ya şikâyet ederek Türk turizmine darbe vuracak şekilde Türkiye’de güvenlik garantisi olmadığı yolunda laflar etmesi ülke sevgisi, yurttaşlıkla ile bağdaştırılacak bir şey midir?
Tepkilerden sonra şimdi de kendi belediyelerine sesleniyor Kılıçdaroğlu, ‘Daha çok turist çekecek çalışma yapın’!..diye!