Yukarıdaki sözü CHP’nin eski genel başkanı Deniz Baykal’dan bizzat duydum. 12 Eylül’ün ardından merhum Erdal İnönü tarafından kurulan Sosyal Demokrasi Partisi (SODEP)'te demokrasiye bir an önce geçmeye katkıda bulunmak ve geliştirmek amacıyla arkadaşlarımla birlikte İnegöl’de siyasete başlayarak uzun bir süre çalıştım.
Uzun süre ilçe sekreterliği görevinde bulundum. Erdal İnönü’nün genel başkanlığına karşı, Genel Sekreter Deniz Baykal’ın 3 kez aday olup yenildiğine tanık oldum.
Ancak iddiasından vazgeçmeyen Baykal’ın sonradan açılan CHP’yi kurarak genel başkan olduğunu, Karayalçın’ın Sosyal Demokrat Halkçı Parti’sini de (SHP) içine aldığını… 1999 seçimlerinde meclis dışı kalan Baykal’ın yerine geçen Altan Öymen zamanında da aktif siyaseti sürdürdüm… Bursa İl Disiplin Kurulu Sekreterliği yaptım iki dönem. Baykal’ın yeniden CHP’nin başına dönmesinin ardından birkaç yıl sonra da bu partiyle ilintim olmadı hiç.
Ama siyasetin bir iddia işi olduğunu SHP döneminde genel sekreter ve CHP Genel Başkanlığı döneminde Deniz Baykal’ın ağzından birkaç kez duydum…
Evet, siyaset iddia işidir…
O zaman da katılmış ve şimdi de öyle düşünürüm.
Siyasette iddianız olacak, inancınız olacak.
Ve bunu kararlılıkla sürdüreceksin… Kuru bir inat olarak kalmayacak yani…
* * *
Şimdiye kader 7-8 kez yerel ve genel seçime girip bir arpa boyu yol alamayan ve Adalet Yürüyüşü'nün ardından CHP Genel Başkanı olan Kılıçdaroğlu’nun 2019 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı aday olmayacağını ve "ben partiler üstü bir aday istiyorum" dediğini öğrendik.
Ve çok üzüldük tabii ki!..
Olamazdı!.. Kılıçdaroğlu’nun bu konu üzerinde bir kez daha durmasını istiyoruz ısrarla!..
* * *
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 30 yıla yakın devlet memurluğu yapmış, SSK Genel Müdürlüğü görevinde bulunmuş bir bürokrat…
Son 15 yıldır da Meclis’te…
Yani 69 yıllık ömrünün 45 yılını devlette geçirmiş, ‘devletten geçinmiş’ bir yurttaşımız!
Aslında bu haliyle KılıçdaroğluAllah’ın çok şanslı kullarından biri.
Yaşamda çok az kişiye nasip olan bir durum bu…
Allah uzun ömür versin…
Ama bu yaşamı gereği işçinin, çiftçinin, esnafın, işadamının, yoksulun halinden yeterince anlayacak yapısı yok doğal olarak!
Bir kaset kumpasıyla Baykal’dan CHP genel başkanlığını nasıl aldığını kamuoyu yakından bilmekte.
Her dönem CHP Genel Başkanı olarak aldığı belli bir oyla bir grubu parlamentoya sokabilmekte!
Kendisi de dahil!
Oysa bir ana muhalefet partisinin ilk ve en yakın hedefi iktidar olmak değil midir? İddia bu olmaz mı?
Ama nedense Kılıçdaroğlu, 2019 seçimlerinde Cumhurbaşkanlığı’na aday olmayacağını açıklıyor…
Doğrusu bu Türkiye için oldukça önemli bir kayıp olmayacak mı?
* * *
“Sanat sanat için mi yapılır, sanat toplum için mi yapılır” diye bir tartışma vardır hani…
Yani “siyaset, toplum için iktidar olmak için mi, yoksa kendisi ve bir grup partili için mi, yapılır” gibi bir şey! 2019 yılı için aday olmayacağını partiler üstü bir aday tercih ettiğini söylemişler… Partiler üstüne demekse!?
Anlaşılıyor ki, Kılıçdaroğlu ya referandum ile ortaya çıkan partili cumhurbaşkanlığı sisteminin farkında değil, ya kendisine güvenemiyor ya da iktidar olmak istemiyor!
Yani bir iddiası yok!..
Peki iktidar seçeneği olması gereken bir ana muhalefet partisinin başında ne işin var Kılıçdaroğlu, diye sorulmaz mı o zaman?!
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Orhan Kaplan
Siyaset iddia işidir…
12 Eylül’ün ardından merhum Erdal İnönü tarafından kurulan Sosyal Demokrasi Partisi (SODEP)'te demokrasiye bir an önce geçmeye katkıda bulunmak ve geliştirmek amacıyla arkadaşlarımla birlikte İnegöl’de siyasete başlayarak uzun bir süre çalıştım.
Uzun süre ilçe sekreterliği görevinde bulundum.
Erdal İnönü’nün genel başkanlığına karşı, Genel Sekreter Deniz Baykal’ın 3 kez aday olup yenildiğine tanık oldum.
Ancak iddiasından vazgeçmeyen Baykal’ın sonradan açılan CHP’yi kurarak genel başkan olduğunu, Karayalçın’ın Sosyal Demokrat Halkçı Parti’sini de (SHP) içine aldığını…
1999 seçimlerinde meclis dışı kalan Baykal’ın yerine geçen Altan Öymen zamanında da aktif siyaseti sürdürdüm…
Bursa İl Disiplin Kurulu Sekreterliği yaptım iki dönem.
Baykal’ın yeniden CHP’nin başına dönmesinin ardından birkaç yıl sonra da bu partiyle ilintim olmadı hiç.
Ama siyasetin bir iddia işi olduğunu SHP döneminde genel sekreter ve CHP Genel Başkanlığı döneminde Deniz Baykal’ın ağzından birkaç kez duydum…
Evet, siyaset iddia işidir…
O zaman da katılmış ve şimdi de öyle düşünürüm.
Siyasette iddianız olacak, inancınız olacak.
Ve bunu kararlılıkla sürdüreceksin…
Kuru bir inat olarak kalmayacak yani…
* * *
Şimdiye kader 7-8 kez yerel ve genel seçime girip bir arpa boyu yol alamayan ve Adalet Yürüyüşü'nün ardından CHP Genel Başkanı olan Kılıçdaroğlu’nun 2019 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı aday olmayacağını ve "ben partiler üstü bir aday istiyorum" dediğini öğrendik.
Ve çok üzüldük tabii ki!..
Olamazdı!..
Kılıçdaroğlu’nun bu konu üzerinde bir kez daha durmasını istiyoruz ısrarla!..
* * *
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 30 yıla yakın devlet memurluğu yapmış, SSK Genel Müdürlüğü görevinde bulunmuş bir bürokrat…
Son 15 yıldır da Meclis’te…
Yani 69 yıllık ömrünün 45 yılını devlette geçirmiş, ‘devletten geçinmiş’ bir yurttaşımız!
Aslında bu haliyle Kılıçdaroğlu Allah’ın çok şanslı kullarından biri.
Yaşamda çok az kişiye nasip olan bir durum bu…
Allah uzun ömür versin…
Ama bu yaşamı gereği işçinin, çiftçinin, esnafın, işadamının, yoksulun halinden yeterince anlayacak yapısı yok doğal olarak!
Bir kaset kumpasıyla Baykal’dan CHP genel başkanlığını nasıl aldığını kamuoyu yakından bilmekte.
Her dönem CHP Genel Başkanı olarak aldığı belli bir oyla bir grubu parlamentoya sokabilmekte!
Kendisi de dahil!
Oysa bir ana muhalefet partisinin ilk ve en yakın hedefi iktidar olmak değil midir?
İddia bu olmaz mı?
Ama nedense Kılıçdaroğlu, 2019 seçimlerinde Cumhurbaşkanlığı’na aday olmayacağını açıklıyor…
Doğrusu bu Türkiye için oldukça önemli bir kayıp olmayacak mı?
* * *
“Sanat sanat için mi yapılır, sanat toplum için mi yapılır” diye bir tartışma vardır hani…
Yani “siyaset, toplum için iktidar olmak için mi, yoksa kendisi ve bir grup partili için mi, yapılır” gibi bir şey!
2019 yılı için aday olmayacağını partiler üstü bir aday tercih ettiğini söylemişler…
Partiler üstü ne demekse!?
Anlaşılıyor ki, Kılıçdaroğlu ya referandum ile ortaya çıkan partili cumhurbaşkanlığı sisteminin farkında değil, ya kendisine güvenemiyor ya da iktidar olmak istemiyor!
Yani bir iddiası yok!..
Peki iktidar seçeneği olması gereken bir ana muhalefet partisinin başında ne işin var Kılıçdaroğlu, diye sorulmaz mı o zaman?!