Ramazanın fizyolojik ve sosyolojik boyutu da var ama!..
Yazının Giriş Tarihi: 30.05.2017 21:58
Oruç tutmak da bir ibadet şekli…
Ve ibadetlerin kişisel boyutları olduğu gibi; sosyal boyutları da var kuşkusuz. Bazı ibadetlerde kişisel boyut daha fazla ön plana çıkarken; bazılarında ise ibadetlerin sosyal boyutunun daha fazla ön plana çıktığını görüyoruz.
İşte Ramazan ayı için ibadetlerin her boyutta en yoğunyaşandığı bir zaman dilimi diyebiliriz.
Bir bakıma Ramazan ayının insanın arınma dönemi olduğunu da söylemek gerek.…
Yani psikolojik arınma dönemi, manevi yıkanma dönemi…
İnsanın kötü huylarından, kötü alışkanlıklarından arınma iyi ve güzel şeylere niyetlendikleri bir ay. Aç kalmanın, kimi dünyevi zevklerden geçici bir süre uzak kalmanın acısının çekildiği bir süreç…
Bir sınanma dönemi…
* * *
Orucunsosyal yönü önemli olduğu kadar kuşkusuz önce şekil yönü önemlidir.
Kimi katı laiklik anlayışını benimseyen seküler görüş sahipleri dinin toplumsal yaşamda etkinliğini kabul etseler de, şekil yönüne takılırlar hep!
Yaşamında hiç oruç tutmamış, aç kalmanın acısını hiç çekmemiş kimileri Ramazan ayında gelişen dini duyarlılığın da etkisiyle dışarıdan ahkâm kesmeyi severler!
“Oruç aç kalmak değildir” gibi!..
Bir de iftar, sahur saatlerine takarlar kafayı!..
Sanki bir saat kısa olsa kesintisiz oruç tutacaklar gibi!
Evet, oruçönce aç kalmaktır, aç kalmanın ıstırabını yaşamak, silkinmek, uyanmak ve paylaşmanın değerini anlamaktır.
Hiç kuşkusuz İslam dini hristiyanlıktan çok farklı bir biçimde sosyal boyutu çok önemseyen bir yapıya sahiptir.
Ve bu boyut Ramazan'da zirve yapar…
Ancak orucun sosyal boyutu yanında önce onun Allah'ın bir emri olduğu, koşulları uyan her inananın yerine getirmesi gerektiği es geçilemez.
Yaratanın insanı sınadığı, beli bir süre içinde dünyevi zevklerden uzak kalmanın rahatsızlığını, acısını tatmasını istediği bir süreçtir oruç.
* * *
Evet, bu ayda daha hoşgörü içinde verilen zekâtlar,fitreler, maddi durumu yerinde olan Müslümanların yaptığı hayırlar,iftarlık kumanyalar, sınır ötesi Müslümanlara uzanan dost elleri ve insanların yaşamına giren iman sıcaklığı güzel dinimiz İslam’ın toplumsal yanıdır.
Ancak, önce dinin bir kuralı olarak görmek gerek oruç tutmayı…
Zaten bizim dinimiz, yoldan geçerken yolda duran bir taşı kaldırmayı bile ibadet olarak öngörmüş bir dindir.
İnsanların birbirine kötü zanla değil, her zaman iyi zanla bakmasını emreder İslam dini.
İnsanın salt kendisi için yaşamadığını, toplumun bir parçası olduğunu emreder her zaman zaten.
* * *
Oruç, İslam’ın 5 temel esasından biridir.
Ve en güçlü ritüeli olarak görülür. Oruç, bir nefis sınamasıdır.
Koşullara uyan inananların bütün gün yiyecek, içecek ve diğer bütün dünyevi zevklerden bir süreliğine uzak kaldığı bir süreçtir.
Evet, arzuların, dürtülerin esiri olan, nefs tuzaklarına düşen, kendini yönetemeyen insana dürtü kontrolünü, kendini yönetmeyi, nefis kontrolünü, kendine egemen olmayı öğretmek için Ramazan ayı bir fırsattır. Orucu sosyal boyutu yanında, onu asıl olarak Allah’ın insan üzerindeki müdahale hakkı olarak görmek gerekir.
Yani insanın yaşamını düzenleme, disipline etme, kontrol etme hakkı Allah’a aittir. Oruç Allah’a bir teslimiyettir…
Evet, orucun sosyal boyutu vardır…
Ama önce aç kalmak gerekir…
Yoksa dünyadaki açlık sorununuaç kalmadan nasıl anlayabiliriz ki?
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Orhan Kaplan
Ramazanın fizyolojik ve sosyolojik boyutu da var ama!..
Ve ibadetlerin kişisel boyutları olduğu gibi; sosyal boyutları da var kuşkusuz. Bazı ibadetlerde kişisel boyut daha fazla ön plana çıkarken; bazılarında ise ibadetlerin sosyal boyutunun daha fazla ön plana çıktığını görüyoruz.
İşte Ramazan ayı için ibadetlerin her boyutta en yoğun yaşandığı bir zaman dilimi diyebiliriz.
Bir bakıma Ramazan ayının insanın arınma dönemi olduğunu da söylemek gerek.…
Yani psikolojik arınma dönemi, manevi yıkanma dönemi…
İnsanın kötü huylarından, kötü alışkanlıklarından arınma iyi ve güzel şeylere niyetlendikleri bir ay.
Aç kalmanın, kimi dünyevi zevklerden geçici bir süre uzak kalmanın acısının çekildiği bir süreç…
Bir sınanma dönemi…
* * *
Orucun sosyal yönü önemli olduğu kadar kuşkusuz önce şekil yönü önemlidir.
Kimi katı laiklik anlayışını benimseyen seküler görüş sahipleri dinin toplumsal yaşamda etkinliğini kabul etseler de, şekil yönüne takılırlar hep!
Yaşamında hiç oruç tutmamış, aç kalmanın acısını hiç çekmemiş kimileri Ramazan ayında gelişen dini duyarlılığın da etkisiyle dışarıdan ahkâm kesmeyi severler!
“Oruç aç kalmak değildir” gibi!..
Bir de iftar, sahur saatlerine takarlar kafayı!..
Sanki bir saat kısa olsa kesintisiz oruç tutacaklar gibi!
Evet, oruç önce aç kalmaktır, aç kalmanın ıstırabını yaşamak, silkinmek, uyanmak ve paylaşmanın değerini anlamaktır.
Hiç kuşkusuz İslam dini hristiyanlıktan çok farklı bir biçimde sosyal boyutu çok önemseyen bir yapıya sahiptir.
Ve bu boyut Ramazan'da zirve yapar…
Ancak orucun sosyal boyutu yanında önce onun Allah'ın bir emri olduğu, koşulları uyan her inananın yerine getirmesi gerektiği es geçilemez.
Yaratanın insanı sınadığı, beli bir süre içinde dünyevi zevklerden uzak kalmanın rahatsızlığını, acısını tatmasını istediği bir süreçtir oruç.
* * *
Evet, bu ayda daha hoşgörü içinde verilen zekâtlar, fitreler, maddi durumu yerinde olan Müslümanların yaptığı hayırlar, iftarlık kumanyalar, sınır ötesi Müslümanlara uzanan dost elleri ve insanların yaşamına giren iman sıcaklığı güzel dinimiz İslam’ın toplumsal yanıdır.
Ancak, önce dinin bir kuralı olarak görmek gerek oruç tutmayı…
Zaten bizim dinimiz, yoldan geçerken yolda duran bir taşı kaldırmayı bile ibadet olarak öngörmüş bir dindir.
İnsanların birbirine kötü zanla değil, her zaman iyi zanla bakmasını emreder İslam dini.
İnsanın salt kendisi için yaşamadığını, toplumun bir parçası olduğunu emreder her zaman zaten.
* * *
Oruç, İslam’ın 5 temel esasından biridir.
Ve en güçlü ritüeli olarak görülür.
Oruç, bir nefis sınamasıdır.
Koşullara uyan inananların bütün gün yiyecek, içecek ve diğer bütün dünyevi zevklerden bir süreliğine uzak kaldığı bir süreçtir.
Evet, arzuların, dürtülerin esiri olan, nefs tuzaklarına düşen, kendini yönetemeyen insana dürtü kontrolünü, kendini yönetmeyi, nefis kontrolünü, kendine egemen olmayı öğretmek için Ramazan ayı bir fırsattır.
Orucu sosyal boyutu yanında, onu asıl olarak Allah’ın insan üzerindeki müdahale hakkı olarak görmek gerekir.
Yani insanın yaşamını düzenleme, disipline etme, kontrol etme hakkı Allah’a aittir.
Oruç Allah’a bir teslimiyettir…
Evet, orucun sosyal boyutu vardır…
Ama önce aç kalmak gerekir…
Yoksa dünyadaki açlık sorununu aç kalmadan nasıl anlayabiliriz ki?