Bugün cumhuriyetimizin kurucusu ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ün yaşama veda edişinin 79. yılı… Atatürk’ün ‘kurucu önder’ olduğu cumhuriyetin demokratik işleyişi zaman zaman kesintilere uğrasa da, ülkemiz bugün Gazi Mustafa Kemal'in işaret ettiği hem ekonomik ve hem de demokratik hedefler doğrultusunda önemli mesafeler kat etmiş durumda. Türkiye Cumhuriyeti türlü dış tehditlere karşın bugün güçlenmeyi ve büyümeyi, demokrasinin standartlarını her geçen gün yükseltmeyi sürdürüyor.
Saygın bir lider ve komutan olarak, ecdat yadigârı vatan topraklarının savunulmasında, milletimizin bağımsızlık mücadelesinde önderlik yapmış Gazi Mustafa Kemal, cumhuriyetimizi bu toprakların tüm renklerini kaynaştırarak inşa etmesini ve milletimizi ortak bir gelecek etrafında birleştirmeyi başarmıştır… Türkiye bu yolda 2023 hedeflerine doğru hızla yol almaktadır. Minnet ve şükranla anıyoruz onu…
* * *
Bugün resmi anma programlarına koşut ve onlardan ayrı olarak televizyonlar, radyolar ve kimi kurumlar özel programlar yayınlayacak.
Gazeteler özel ek ve sayfalarla onu anlatacak…
Kimileri “Onu çok özledik’ başlıkları atacak. 94 yıldır demokrasiyle taçlandırmaya çabaladığımız cumhuriyetimizin kurucusu M. Kemal Atatürk’ün yaşama veda ettiği gün anısına onunla ilgili söylevler çekilecek, şiirler okunacak…
Kimi belediyelerde, okullarda farklı slogan ve yaklaşımlarla anma toplantıları ve yürüyüşler yapılacak.
Onu “özlüyoruz, özledik, onu özlemeyen var mı” gibi flamalar, bayraklar olacak yine kimi yerlerde yine her zaman olduğu gibi. Özlemek!.. İnsani bir duygu kuşkusuz…
İnsan, çok sevdiği ve yeniden görebilme umudu olan insanları özler. Özlem, bu yaşamda yeniden karşılaşılacak insanlar için duyulan bir kavram olsa gerek.
Asıl olan onu anlamak ve anmak olmalıdır diye düşünürüm ben.
Onu istismar edenlerin, ona düşman olanların, onun ticaretini yapanların, onun ardına sığınıp takiyye yapanların, ideolojilerini gerçekleştirmek için cumhuriyet kazanımlarını araç olarak kullananların, aydın geçinen diplomalı aydıncıkların ‘özleminden’ söz edilebilir, içten, gerçekçi bulunabilir mi hiç?
* * *
Evet, aramızdan ayrılmış önemli devlet adamları toplumca anılır, diye düşünüyorum.
Kaldı ki Atatürk, kurucu bir önder olarak bu toplum hafızasında önemli bir yer etmiş en önemli bir değerimizdir.
Kuşkusuz ona yaraşır bir ritüelle anma programları yapılacaktır ve yapılmaktadır.
Saygıyla, şükranla anılacaktır, anacağız, anıyoruz…
Ama “özlemek” farklı bir duygu olsa gerektir…
Doğrusu onu saygıyla anmayı ve onu anlamayı daha çok önemsiyorum ben.
* * *
Anlamak…
Evet, bunu doğru düzgün yapabilmeyi daha çok önemserim.
Yoksa şimdi dünyada olsaydı da bizi yönetseydi!..
Burada olsaydı da, kendi yapıtı olan ve ileri görüşü ile oluşturulan kurumların hiç değişmeden aynen sürmesini sağlasaydı!
Bütün partileri kapatıp salt demokratik tek parti olan CHP’yi
bıraksaydı ortada!..
“Özlüyoruz” diyenlerin aklında olan yoksa salt bunlar mı acaba? “Ben sizlere hiçbir dogma bırakmıyorum” diyen büyük bir önderi anlayarak anmak, daha doğrusu değil mi?
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Orhan Kaplan
Özlemek mi, anlamak ve şükranla anmak mı?
Atatürk’ün ‘kurucu önder’ olduğu cumhuriyetin demokratik işleyişi zaman zaman kesintilere uğrasa da, ülkemiz bugün Gazi Mustafa Kemal'in işaret ettiği hem ekonomik ve hem de demokratik hedefler doğrultusunda önemli mesafeler kat etmiş durumda.
Türkiye Cumhuriyeti türlü dış tehditlere karşın bugün güçlenmeyi ve büyümeyi, demokrasinin standartlarını her geçen gün yükseltmeyi sürdürüyor.
Saygın bir lider ve komutan olarak, ecdat yadigârı vatan topraklarının savunulmasında, milletimizin bağımsızlık mücadelesinde önderlik yapmış Gazi Mustafa Kemal, cumhuriyetimizi bu toprakların tüm renklerini kaynaştırarak inşa etmesini ve milletimizi ortak bir gelecek etrafında birleştirmeyi başarmıştır…
Türkiye bu yolda 2023 hedeflerine doğru hızla yol almaktadır.
Minnet ve şükranla anıyoruz onu…
* * *
Bugün resmi anma programlarına koşut ve onlardan ayrı olarak televizyonlar, radyolar ve kimi kurumlar özel programlar yayınlayacak.
Gazeteler özel ek ve sayfalarla onu anlatacak…
Kimileri “Onu çok özledik’ başlıkları atacak.
94 yıldır demokrasiyle taçlandırmaya çabaladığımız cumhuriyetimizin kurucusu M. Kemal Atatürk’ün yaşama veda ettiği gün anısına onunla ilgili söylevler çekilecek, şiirler okunacak…
Kimi belediyelerde, okullarda farklı slogan ve yaklaşımlarla anma toplantıları ve yürüyüşler yapılacak.
Onu “özlüyoruz, özledik, onu özlemeyen var mı” gibi flamalar, bayraklar olacak yine kimi yerlerde yine her zaman olduğu gibi. Özlemek!..
İnsani bir duygu kuşkusuz…
İnsan, çok sevdiği ve yeniden görebilme umudu olan insanları özler.
Özlem, bu yaşamda yeniden karşılaşılacak insanlar için duyulan bir kavram olsa gerek.
Asıl olan onu anlamak ve anmak olmalıdır diye düşünürüm ben.
Onu istismar edenlerin, ona düşman olanların, onun ticaretini yapanların, onun ardına sığınıp takiyye yapanların, ideolojilerini gerçekleştirmek için cumhuriyet kazanımlarını araç olarak kullananların, aydın geçinen diplomalı aydıncıkların ‘özleminden’ söz edilebilir, içten, gerçekçi bulunabilir mi hiç?
* * *
Evet, aramızdan ayrılmış önemli devlet adamları toplumca anılır, diye düşünüyorum.
Kaldı ki Atatürk, kurucu bir önder olarak bu toplum hafızasında önemli bir yer etmiş en önemli bir değerimizdir.
Kuşkusuz ona yaraşır bir ritüelle anma programları yapılacaktır ve yapılmaktadır.
Saygıyla, şükranla anılacaktır, anacağız, anıyoruz…
Ama “özlemek” farklı bir duygu olsa gerektir…
Doğrusu onu saygıyla anmayı ve onu anlamayı daha çok önemsiyorum ben.
* * *
Anlamak…
Evet, bunu doğru düzgün yapabilmeyi daha çok önemserim.
Yoksa şimdi dünyada olsaydı da bizi yönetseydi!..
Burada olsaydı da, kendi yapıtı olan ve ileri görüşü ile oluşturulan kurumların hiç değişmeden aynen sürmesini sağlasaydı!
Bütün partileri kapatıp salt demokratik tek parti olan CHP’yi
bıraksaydı ortada!..
“Özlüyoruz” diyenlerin aklında olan yoksa salt bunlar mı acaba?
“Ben sizlere hiçbir dogma bırakmıyorum” diyen büyük bir önderi anlayarak anmak, daha doğrusu değil mi?