AK Parti’yi var olan koşullarda, sandıkta yenemeyeceğini görenler biraz da dışarının dürtüklemesiyle “merkez”den, yeni bir merkez parti yapılanmasından söz etmeye başladılar son süreçte. Öteden beri cılız olarak seslendirilen bu talep, referandum sonrası daha yüksek sesle seslendirilir oldu toplumun kimi kesimlerince. Böyle bir gereksinimin olup olmadığına yönelik hiç kuşkusuz kimi kamuoyu araştırmaları da yapılmıyor değildir. Yapılan araştırma sonuçları toplumun belli bir kesiminde böyle bir talep olsa da bunun AK Parti’ye yakın ve orta vadede zarar verecek, onun erimesini sağlayacak boyutta olmadığını gösterdiğini işaretlediği belirtilmektedir. Buna karşın duygusal yaklaşımlarla MHP muhaliflerine, CHP içindeki kimi kesimlere ve AK Parti’de geçmişte önemli görevler yapmış bulunanlara bel bağlanarak ve onlar öne sürülerek yeni bir siyasi hareket geliştirilmesinin başarısından söz etmeye başlandı reel gerçeklikten kopuk olarak.
* * * Yeni bir merkez parti gereksiniminden söz edenler nedense MHP-CHP muhalif eksenli olarak karşımıza çıkmakta. AK Parti içinde böyle bir istek yok… Bu da aslında MHP ve CHP’de esaslı bir yol ayırımı ve liderlik sorununa işaret etmekte. Ne ki, referandum sonrası ortaya çıkan yeni durum artık eski siyaset anlayışıyla yol alınamayacağını göstermekte. Bunun iyi okunması gerekiyor… Yeni Türkiye gerçeğinin kavranması, artık içselleştirilmesi gerekiyor… Bunu okuyamayanlar yahut hala referandumun meşrutiyetini sorgulamakla zaman yitirenler aslında hızla siyasetin çöplüğüne doğru sürüklenmekte olduklarını görememekteler. Yeni sistemin yeni siyasi aktörleri 2019 seçimlerine doğru yeni siyaset anlayışlarını, yeni ittifakları beraberinde getireceği gerçeğini görmek zorundadırlar. İrili ufaklı birçok siyasi partinin 2019’a giden süreçte, yeni zeminlerde, yeni ittifaklarla bugünkünden çok farklı yapılanmalara yol alacağı açıktır.
* * * Yeni sistemde yüzde ellinin üzerinde oy alamayan siyasi hareketlerin hiçbir biçimde ülke yönetiminde söz sahibi olamayacağı gerçeği iyice anlaşılmalıdır. Bu artık içselleştirilmeli ve geleceğin bu anlayışla şekilleneceği bilinmelidir. Olası ittifakların seçim sonrası değil, seçim öncesi yapılacağı, bunun da Türkiye siyasi platformunda yeni bir biçimlemeyi getireceği açıktır.
* * * Öteden beri AK Parti CHP’nin dışında yeni bir sol parti gereksinimini seslendirmektedir. Bu doğrudur… CHP’nin de AK Parti’ye karşı bir merkez parti oluşturulması istemi açıktır. Bunların referandum öncesi bir siyasi yapı ortamında belki anlamı vardı ama bugün bu süreç geçilmiştir. Bugünden sonra siyasi aktörler olabilecek en geniş ittifaklarla çevrelerini tahkim edebildikleri ölçüde etkin olabileceklerini görmelidirler. Bu da AK Parti’nin AKP’lilerle olan ilişkisinin gözden geçirilmesini, CHP’nin de sağa mı, sola mı açılacağını sorgulamasını gündeme getirecektir. Yeni sistemin siyasi partileri de dönüştüreceği çok açıktır…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Orhan Kaplan
Merkez sağ ve sol partiye gereksinim var mı?
Öteden beri cılız olarak seslendirilen bu talep, referandum sonrası daha yüksek sesle seslendirilir oldu toplumun kimi kesimlerince.
Böyle bir gereksinimin olup olmadığına yönelik hiç kuşkusuz kimi kamuoyu araştırmaları da yapılmıyor değildir.
Yapılan araştırma sonuçları toplumun belli bir kesiminde böyle bir talep olsa da bunun AK Parti’ye yakın ve orta vadede zarar verecek, onun erimesini sağlayacak boyutta olmadığını gösterdiğini işaretlediği belirtilmektedir.
Buna karşın duygusal yaklaşımlarla MHP muhaliflerine, CHP içindeki kimi kesimlere ve AK Parti’de geçmişte önemli görevler yapmış bulunanlara bel bağlanarak ve onlar öne sürülerek yeni bir siyasi hareket geliştirilmesinin başarısından söz etmeye başlandı reel gerçeklikten kopuk olarak.
* * *
Yeni bir merkez parti gereksiniminden söz edenler nedense MHP-CHP muhalif eksenli olarak karşımıza çıkmakta.
AK Parti içinde böyle bir istek yok…
Bu da aslında MHP ve CHP’de esaslı bir yol ayırımı ve liderlik sorununa işaret etmekte.
Ne ki, referandum sonrası ortaya çıkan yeni durum artık eski siyaset anlayışıyla yol alınamayacağını göstermekte.
Bunun iyi okunması gerekiyor…
Yeni Türkiye gerçeğinin kavranması, artık içselleştirilmesi gerekiyor…
Bunu okuyamayanlar yahut hala referandumun meşrutiyetini sorgulamakla zaman yitirenler aslında hızla siyasetin çöplüğüne doğru sürüklenmekte olduklarını görememekteler.
Yeni sistemin yeni siyasi aktörleri 2019 seçimlerine doğru yeni siyaset anlayışlarını, yeni ittifakları beraberinde getireceği gerçeğini görmek zorundadırlar.
İrili ufaklı birçok siyasi partinin 2019’a giden süreçte, yeni zeminlerde, yeni ittifaklarla bugünkünden çok farklı yapılanmalara yol alacağı açıktır.
* * *
Yeni sistemde yüzde ellinin üzerinde oy alamayan siyasi hareketlerin hiçbir biçimde ülke yönetiminde söz sahibi olamayacağı gerçeği iyice anlaşılmalıdır.
Bu artık içselleştirilmeli ve geleceğin bu anlayışla şekilleneceği bilinmelidir.
Olası ittifakların seçim sonrası değil, seçim öncesi yapılacağı, bunun da Türkiye siyasi platformunda yeni bir biçimlemeyi getireceği açıktır.
* * *
Öteden beri AK Parti CHP’nin dışında yeni bir sol parti gereksinimini seslendirmektedir.
Bu doğrudur…
CHP’nin de AK Parti’ye karşı bir merkez parti oluşturulması istemi açıktır.
Bunların referandum öncesi bir siyasi yapı ortamında belki anlamı vardı ama bugün bu süreç geçilmiştir.
Bugünden sonra siyasi aktörler olabilecek en geniş ittifaklarla çevrelerini tahkim edebildikleri ölçüde etkin olabileceklerini görmelidirler.
Bu da AK Parti’nin AKP’lilerle olan ilişkisinin gözden geçirilmesini, CHP’nin de sağa mı, sola mı açılacağını sorgulamasını gündeme getirecektir.
Yeni sistemin siyasi partileri de dönüştüreceği çok açıktır…