Amerikan seçimleri öncesi Hillary Clinton’a karşı Donald Trump’u savunanlara, ‘Evet, tamam Hillary Clinton Müslüman değil ama Donald Trump da Davut Turan değil’ demiş ve bu günlerin de aranacağını söylemiştik!.. Amerika’da öteden beri Demokratlara karşı Cumhuriyetçilerin çok daha saldırgan ve sorunları askeri güç gösterisi ve savaşlarla daha da çözümsüzlüğe ittikleri bilinen bir şeydi.
Pek çok kişinin seçilme şansı vermediği Trump seçimleri kazanınca dünyada olduğu gibi ülkemizde de sanki seçimleri ‘Davut Turan’ kazanmış gibi sevinenler bile olmuştu!
Sonunda seçimleri kazanan Trump’un neler yaptıkları kısa sürede görüldü. Trump yönetimi, 15 Temmuz’un hain kalkışmasını gerçekleştiren FETÖ’nün elebaşını yüzlerce kanıta karşın Türkiye’ye iade etmediği gibi, Kuzey Irak’ta terör örgütlerine açıkça silah desteği yaptı, yapmakta.
Ardından da Zarrap soruşturması başlatarak Türkiye’yi köşeye sıkıştıracak komik bir süreci sürdürmekte…
* * *
Ve şimdi de Trump, Kudüs’ün İsrail’in başkenti olmasına yönelik daha önce alınan kararın uygulama sürecini başlattı. Kudüs salt Filistinliler için değil, bütün Müslümanlar, bütün insanlık için önem taşıyan bir şehir. Kudüs, birçok peygamberden iz taşıyan kutsal bir yer. Hz Süleyman’ın inşa ettiği, peygamber eliyle düzeltilen Harem-i şerif, İslam ümmetinin en kutsallarından biri… Miraç gecesi tüm peygamberlerin, peygamberimizin arkasında saf tuttuğu ilk kıble… Selahattin Eyyubi’nin haçlıların elinden aldığı, Yavuz’un Osmanlı himayesine aldığı kutsal bir belde…
İslam dünyası için o nedenle önemli…
* * *
Ama bu kutsal belde 40 yıldan bu yana İsrail işgali altında. Filistinlilere ibadet iznini bile canı istediği zaman, istediği ölçüde veren İsrail yönetimlerinin elinde. Trump’un ‘İsrail’in Başkenti’ kararını açıklaması, zaten işgal altında olan Kudüs gerçeğini şimdi bütün çıplaklığı ile ortaya serdi.
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de büyük bir infial yarattı.
Özellikle geçtiğimiz Cuma Müslümanlar meydanlara indi, kararı protesto etti, ABD ve İsrail’e öfkelerini dile getirdi Bursa’da da olduğu gibi.
Büyük bir toplumsal bütünlük sağlandı kimilerinin siyasal flama ve amblemlerini öne çıkaracak davranışlarla popülist davranmalarına karşın.
Başta en yoğun Filistin olmak üzere bütün dünyada Müslümanlar büyük bir duyarlılıkla kararı protesto eden gösterilere başladılar.
* * *
Kuşkusuz öfke ve tepkilerin dile getirilmesi, ABD ve İsrail’in protesto edilmesi son derece doğal ve haklı gerekçeye dayanmakta. Suudi Arabistan ve Mısır gibi Müslüman ülkelerin gelişmeye son derece kayıtsız kalmasına karşın öteden beri olduğu gibi son karara da en büyük tepkiyi veren Türkiye oldu.
Yarından sonra Türkiye’nin çağrısıyla İslam İşbirliği Örgütüİstanbul’da olağanüstü toplanacak.
Burada ne gibi kararlar alınacağı bilinmez ama çoğu İslam ülkesinin ABD, AB ve Rusya gibi emperyalist ülkelere göbekten bağımlı dikta yönetimlerinin bir ‘İslam Birliği’ çatısı altında sorun çözücü bir karar alamayacağı açık.
Hangi ülkenin ne düzeyde temsilci ile katılacağı da görülecek.
Çoğu İslam ülkesinde halkların duyarlılığı yönetimlerde yok çünkü…
Halkların bu dikta yönetimlerini değiştirmeden de D-8, D-60 gibi oluşumlardan bir şey beklemek hayal gibi. İsrail’den tutarlı bir davranış beklemek de hayal…
Çünkü İsrail salt güçten anlar…
Şablonlaşmış ‘Kahrolsun…’ sloganlarıyla ve bağırıp-çağırmakla da fazla varılacak noktanın olmadığı açık ama İslam ülkeleri halklarının kendi yönetimlerine karşın, Kudüs konusunda dayanışma içinde olması gerekli ve bu son derece de önemli kuşkusuz.
Yoksa ABD yardakçısı Suudi Arabistan’ın Kral Selman’ı, Mısır’ın darbeci Sisi’si ve Suriye’nin katil Esed’i gibi diktatörlerle Kudüs’ü savunmak hayal değil mi?
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Orhan Kaplan
Kudüs için ne yapılabilir?
Amerika’da öteden beri Demokratlara karşı Cumhuriyetçilerin çok daha saldırgan ve sorunları askeri güç gösterisi ve savaşlarla daha da çözümsüzlüğe ittikleri bilinen bir şeydi.
Pek çok kişinin seçilme şansı vermediği Trump seçimleri kazanınca dünyada olduğu gibi ülkemizde de sanki seçimleri ‘Davut Turan’ kazanmış gibi sevinenler bile olmuştu!
Sonunda seçimleri kazanan Trump’un neler yaptıkları kısa sürede görüldü.
Trump yönetimi, 15 Temmuz’un hain kalkışmasını gerçekleştiren FETÖ’nün elebaşını yüzlerce kanıta karşın Türkiye’ye iade etmediği gibi, Kuzey Irak’ta terör örgütlerine açıkça silah desteği yaptı, yapmakta.
Ardından da Zarrap soruşturması başlatarak Türkiye’yi köşeye sıkıştıracak komik bir süreci sürdürmekte…
* * *
Ve şimdi de Trump, Kudüs’ün İsrail’in başkenti olmasına yönelik daha önce alınan kararın uygulama sürecini başlattı.
Kudüs salt Filistinliler için değil, bütün Müslümanlar, bütün insanlık için önem taşıyan bir şehir.
Kudüs, birçok peygamberden iz taşıyan kutsal bir yer.
Hz Süleyman’ın inşa ettiği, peygamber eliyle düzeltilen Harem-i şerif, İslam ümmetinin en kutsallarından biri…
Miraç gecesi tüm peygamberlerin, peygamberimizin arkasında saf tuttuğu ilk kıble…
Selahattin Eyyubi’nin haçlıların elinden aldığı, Yavuz’un Osmanlı himayesine aldığı kutsal bir belde…
İslam dünyası için o nedenle önemli…
* * *
Ama bu kutsal belde 40 yıldan bu yana İsrail işgali altında.
Filistinlilere ibadet iznini bile canı istediği zaman, istediği ölçüde veren İsrail yönetimlerinin elinde.
Trump’un ‘İsrail’in Başkenti’ kararını açıklaması, zaten işgal altında olan Kudüs gerçeğini şimdi bütün çıplaklığı ile ortaya serdi.
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de büyük bir infial yarattı.
Özellikle geçtiğimiz Cuma Müslümanlar meydanlara indi, kararı protesto etti, ABD ve İsrail’e öfkelerini dile getirdi Bursa’da da olduğu gibi.
Büyük bir toplumsal bütünlük sağlandı kimilerinin siyasal flama ve amblemlerini öne çıkaracak davranışlarla popülist davranmalarına karşın.
Başta en yoğun Filistin olmak üzere bütün dünyada Müslümanlar büyük bir duyarlılıkla kararı protesto eden gösterilere başladılar.
* * *
Kuşkusuz öfke ve tepkilerin dile getirilmesi, ABD ve İsrail’in protesto edilmesi son derece doğal ve haklı gerekçeye dayanmakta.
Suudi Arabistan ve Mısır gibi Müslüman ülkelerin gelişmeye son derece kayıtsız kalmasına karşın öteden beri olduğu gibi son karara da en büyük tepkiyi veren Türkiye oldu.
Yarından sonra Türkiye’nin çağrısıyla İslam İşbirliği Örgütü İstanbul’da olağanüstü toplanacak.
Burada ne gibi kararlar alınacağı bilinmez ama çoğu İslam ülkesinin ABD, AB ve Rusya gibi emperyalist ülkelere göbekten bağımlı dikta yönetimlerinin bir ‘İslam Birliği’ çatısı altında sorun çözücü bir karar alamayacağı açık.
Hangi ülkenin ne düzeyde temsilci ile katılacağı da görülecek.
Çoğu İslam ülkesinde halkların duyarlılığı yönetimlerde yok çünkü…
Halkların bu dikta yönetimlerini değiştirmeden de D-8, D-60 gibi oluşumlardan bir şey beklemek hayal gibi.
İsrail’den tutarlı bir davranış beklemek de hayal…
Çünkü İsrail salt güçten anlar…
Şablonlaşmış ‘Kahrolsun…’ sloganlarıyla ve bağırıp-çağırmakla da fazla varılacak noktanın olmadığı açık ama İslam ülkeleri halklarının kendi yönetimlerine karşın, Kudüs konusunda dayanışma içinde olması gerekli ve bu son derece de önemli kuşkusuz.
Yoksa ABD yardakçısı Suudi Arabistan’ın Kral Selman’ı, Mısır’ın darbeci Sisi’si ve Suriye’nin katil Esed’i gibi diktatörlerle Kudüs’ü savunmak hayal değil mi?