Kimyasal gübre tüketimimiz hâlâ çok düşük seviyede…
Yazının Giriş Tarihi: 14.11.2017 22:42
Dünya nüfusunun sürekli olarak artması, beslenme konusunun geçmişte ve günümüzde olduğu gibi gelecekte de önemli bir sorun olacağını ortaya koymaktadır.
Bu nedenle tarımda sahip olunan kaynakların daha verimli kullanımı zorunlu olmaktadır.
Kaynakların daha verimli bir şekilde kullanılması, üreticilerin eğitim düzeylerinin artmasına, kullandıkları mevcut tarım teknikleri ve teknolojilerine göre üstünlüğü kanıtlanmış teknikleri kullanmalarına bağlıdır.
Tarımda kimyasal gübre kullanımı verimliliği, dolayısıyla üretim düzeyini belirleyen en önemli unsurlardan biridir.
Tarımsal üretim için gerekli temel girdiler içerisinde en önemlilerinden biri olan gübrenin, kaliteli ve yüksek verim elde edilerek, tarımın kârlı bir ekonomik faaliyet olarak sürdürülebilmesinde belirleyici etkisi vardır. Gübre kullanımının bitkisel üretim artışındaki payının yaklaşık %58 olduğunu göstermektedir araştırmalar.
Gübre kullanmaksızın istenilen miktar ve kalitede üretim yapabilmek olanaklı değildir.
Dünyanın hemen her yerinde bitkisel üretimde verim artışı ve gübre tüketimi arasında çok yakın bir ilişki vardır. Türkiye’de gübre tüketimi, uygulanan destek ve teşvikler sayesinde artış göstermiş ancak, hâlâ istenilen düzeye ulaşılamamış hatta son yıllarda artış hızı yavaşlamıştır.
* * * Türkiye’de kimyasal gübre kullanımı gelişmiş ve gelişmekte olan birçok ülkeden düşük düzeydedir.
Gelişmiş ülkelerde hektar başına ekili arazide gübre tüketimi200 kg seviyesine yakın ve dünya ortalaması 116 kg düzeyindedir. Türkiye'de gübre tüketimi ise hektar başına 95 kg seviyesindedir.
Rakamın düşüklüğü ortadadır…
Toprakta olması gereken inorganik maddelerin eksik olması durumunda kimyevi gübre ile bu desteklenir. Kimyevi gübre üretiminin ana hammaddeleri doğalgaz, fosfat kayası ve potas tuzu olmakla birlikte, ara girdi olarak da amonyak, nitrik asit, sülfürik asit ve fosforik asit kullanılıyor. Kimyasal gübre üretimi için gerekli olan ana hammadde kaynağından yoksun olan Türkiye'de doğalgaz, fosfat kayası, potasyum gibi üretim için gerekli ana girdilerin neredeyse tamamına yakını (%95) dışarıdan satın almaktadır..
Bu hammaddeler Türkiye’de 6-7 üretici firma tarafından gübre haline dönüştürülür.
Bunların yanı sıra sektörde farklı büyüklük ve kapasitede 350 civarında firma faaliyet göstermektedir.
Ancak görüleceği üzere en büyük sorun sektörün dışı bağımlı yapısıdır.
* * *
Uluslararası pazar koşullarına ve kur oynaklıklarına karşı bağımlı ve kırılgan bu yapı, sektör oyuncuları için üretim yapmanın avantajını ortadan kaldırarak, oyuncuları gübreyi dışarıdan satın almaya yönlendirmektedir…
Ülkemizdeki tarımsal verimliliği artırmak amacıyla kurulu bulunan firmalardan biri de 1952 yılında kurulan GÜBRETAŞ’tır.
Ana hissedarı Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği olan GÜBRETAŞ, kamu içinde bir anonim şirket olarak özel sektör gibi çalışma esnekliğine sahip olarak Türkiye’de önemli bir işlevi yerine getirdiği görülmekte. Türkiye’de kimyasal gübre kullanımı yeterli düzeyde olmamasına karşın, sulu tarım yapılan veya yeterli yağış alan tarım alanlarında gereğinden fazla gübre kullanma eğilimi de oldukça yaygın bir durumdadır. Bilinçsiz kullanım topraktaki dengeyi bozar. Tuz yoğunlaşmasının yükselmesine, yer altı suyunun kirlenmesine yol açar.
O nedenle hangi cins gübrenin kullanılacağı, miktarı ve kullanım zamanı önemlidir.
Ülkemizde kimyasal gübreüretimi ve tüketiminde belirli artışlar kaydedilse de yaşanan ekonomik krizler nedeniyle tüketim beklenen seviyeye ulaşmamıştır.
Ancak gübreye yapılan devlet desteğininürüne ve arazi kullanımına yönelik hale getirilmesi, rekabetin artırılması gübre kullanımında bir artış meydana getirebilecektir.
Ayrıca özel ve kamuya ait toprak analiz laboratuvarlarının artması, gübre ve gübreleme konusunda yapılan bilimsel araştırmalar tüketimi artırmakla birlikte dengeli gübre kullanımı konusunda da gelişmeler sağlayacaktır.
* * * Türkiye’de üreticinin; hangi gübreyi nereden, ne zaman, ne miktarda ve nasıl kullanacağı konusunda geleneksel bir uygulama içinde olması gübre kullanımındaki en önemli eksikliklerden biri olsa da, GÜBRETAŞ asıl görevli Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı’na ek olarak çeşitli bilgilendirme çalışmalarıyla bu sorunu aşmaya çalışmaktadır. Ancak Türkiye’de gübre kullanımı yine de hâlâ oldukça düşüktür. Artan dünya ve Türkiye nüfusu göz önüne alındığında Türkiye’de hektar başına gübre kullanımımın arttırılması gerektiği açıktır. Kimyevi gübre ve zirai ilaç kullanmaksızın yapılan Organik tarım uygulamalarıyla üretim daha da düşeceğinden bununla oyalanmaktan vazgeçilmelidir.
Bunun yerine bakanlığın uygulamaya koyduğu ‘kontrollü tarım, iyi tarım uygulamaları’ esas alınmalıdır.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Orhan Kaplan
Kimyasal gübre tüketimimiz hâlâ çok düşük seviyede…
Bu nedenle tarımda sahip olunan kaynakların daha verimli kullanımı zorunlu olmaktadır.
Kaynakların daha verimli bir şekilde kullanılması, üreticilerin eğitim düzeylerinin artmasına, kullandıkları mevcut tarım teknikleri ve teknolojilerine göre üstünlüğü kanıtlanmış teknikleri kullanmalarına bağlıdır.
Tarımda kimyasal gübre kullanımı verimliliği, dolayısıyla üretim düzeyini belirleyen en önemli unsurlardan biridir.
Tarımsal üretim için gerekli temel girdiler içerisinde en önemlilerinden biri olan gübrenin, kaliteli ve yüksek verim elde edilerek, tarımın kârlı bir ekonomik faaliyet olarak sürdürülebilmesinde belirleyici etkisi vardır.
Gübre kullanımının bitkisel üretim artışındaki payının yaklaşık %58 olduğunu göstermektedir araştırmalar.
Gübre kullanmaksızın istenilen miktar ve kalitede üretim yapabilmek olanaklı değildir.
Dünyanın hemen her yerinde bitkisel üretimde verim artışı ve gübre tüketimi arasında çok yakın bir ilişki vardır.
Türkiye’de gübre tüketimi, uygulanan destek ve teşvikler sayesinde artış göstermiş ancak, hâlâ istenilen düzeye ulaşılamamış hatta son yıllarda artış hızı yavaşlamıştır.
* * *
Türkiye’de kimyasal gübre kullanımı gelişmiş ve gelişmekte olan birçok ülkeden düşük düzeydedir.
Gelişmiş ülkelerde hektar başına ekili arazide gübre tüketimi 200 kg seviyesine yakın ve dünya ortalaması 116 kg düzeyindedir.
Türkiye'de gübre tüketimi ise hektar başına 95 kg seviyesindedir.
Rakamın düşüklüğü ortadadır…
Toprakta olması gereken inorganik maddelerin eksik olması durumunda kimyevi gübre ile bu desteklenir.
Kimyevi gübre üretiminin ana hammaddeleri doğalgaz, fosfat kayası ve potas tuzu olmakla birlikte, ara girdi olarak da amonyak, nitrik asit, sülfürik asit ve fosforik asit kullanılıyor.
Kimyasal gübre üretimi için gerekli olan ana hammadde kaynağından yoksun olan Türkiye'de doğalgaz, fosfat kayası, potasyum gibi üretim için gerekli ana girdilerin neredeyse tamamına yakını (%95) dışarıdan satın almaktadır..
Bu hammaddeler Türkiye’de 6-7 üretici firma tarafından gübre haline dönüştürülür.
Bunların yanı sıra sektörde farklı büyüklük ve kapasitede 350 civarında firma faaliyet göstermektedir.
Ancak görüleceği üzere en büyük sorun sektörün dışı bağımlı yapısıdır.
* * *
Uluslararası pazar koşullarına ve kur oynaklıklarına karşı bağımlı ve kırılgan bu yapı, sektör oyuncuları için üretim yapmanın avantajını ortadan kaldırarak, oyuncuları gübreyi dışarıdan satın almaya yönlendirmektedir…
Ülkemizdeki tarımsal verimliliği artırmak amacıyla kurulu bulunan firmalardan biri de 1952 yılında kurulan GÜBRETAŞ’tır.
Ana hissedarı Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği olan GÜBRETAŞ, kamu içinde bir anonim şirket olarak özel sektör gibi çalışma esnekliğine sahip olarak Türkiye’de önemli bir işlevi yerine getirdiği görülmekte.
Türkiye’de kimyasal gübre kullanımı yeterli düzeyde olmamasına karşın, sulu tarım yapılan veya yeterli yağış alan tarım alanlarında gereğinden fazla gübre kullanma eğilimi de oldukça yaygın bir durumdadır. Bilinçsiz kullanım topraktaki dengeyi bozar. Tuz yoğunlaşmasının yükselmesine, yer altı suyunun kirlenmesine yol açar.
O nedenle hangi cins gübrenin kullanılacağı, miktarı ve kullanım zamanı önemlidir.
Ülkemizde kimyasal gübre üretimi ve tüketiminde belirli artışlar kaydedilse de yaşanan ekonomik krizler nedeniyle tüketim beklenen seviyeye ulaşmamıştır.
Ancak gübreye yapılan devlet desteğinin ürüne ve arazi kullanımına yönelik hale getirilmesi, rekabetin artırılması gübre kullanımında bir artış meydana getirebilecektir.
Ayrıca özel ve kamuya ait toprak analiz laboratuvarlarının artması, gübre ve gübreleme konusunda yapılan bilimsel araştırmalar tüketimi artırmakla birlikte dengeli gübre kullanımı konusunda da gelişmeler sağlayacaktır.
* * *
Türkiye’de üreticinin; hangi gübreyi nereden, ne zaman, ne miktarda ve nasıl kullanacağı konusunda geleneksel bir uygulama içinde olması gübre kullanımındaki en önemli eksikliklerden biri olsa da, GÜBRETAŞ asıl görevli Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı’na ek olarak çeşitli bilgilendirme çalışmalarıyla bu sorunu aşmaya çalışmaktadır. Ancak Türkiye’de gübre kullanımı yine de hâlâ oldukça düşüktür. Artan dünya ve Türkiye nüfusu göz önüne alındığında Türkiye’de hektar başına gübre kullanımımın arttırılması gerektiği açıktır. Kimyevi gübre ve zirai ilaç kullanmaksızın yapılan Organik tarım uygulamalarıyla üretim daha da düşeceğinden bununla oyalanmaktan vazgeçilmelidir.
Bunun yerine bakanlığın uygulamaya koyduğu ‘kontrollü tarım, iyi tarım uygulamaları’ esas alınmalıdır.