Kalıcı Yaz Saati uygulamasında neden ısrar edildi?
Yazının Giriş Tarihi: 01.10.2017 21:59
Bakanlar kurulu, 8 Eylül 2016’da Resmi Gazete’de yayınlanan bir kararla sürekli yaz saatine geçilmesine hükmetmişti.
Kararın gerekçesi olarak da enerji tasarrufu gösterilmişti…
Zaten bütün komiklik de burada başlamıştı! Kış ve yaz saati diye ayrı uygulamanın asıl amacı zaten enerji tasarrufu değil miydi?
Geçtiğimiz yıllarda uygulanan bu yaz ve kış saati uygulamaları demek boşunaydı!
Bunda bir devlet ciddiyeti aramak gerekmez mi?
Şimdi bütün Avrupa’nın uyguladığı bu yaz-kış saati uygulamasından Türkiye’nin vazgeçmesinin de gerekçesi yine enerji tasarrufu gösterildi ki bu trajik-komik olsa gerek!
* * *
Geçtiğimiz yıl gördüğümüz gibi ülkeyi ‘karanlığa gömen’ bu uygulama her yaştan yurttaşın tepkisiyle karşılaşmış, imza kampanyaları bile yapılmıştı.
Bakanlığın ne tür bir başka gerekçesi olduğunu bilemiyoruz ama amacın salt enerji tasarrufu olduğu masalını kimse yutmuyor, biline!
Vatandaş yaşayarak gördü çünkü…
Sabahın köründe okul için evlerde lambalar yakıldı, çocuklar okul için hazırlandı.
Okula sokak ışıkları yanarken varıldı ve sınıflarda da ilk ders ışıklar yanarak yapıldı.
Bu kış da yaşayacağımız gibi…
Bu enerji tüketimi değil mi?
En azından vatandaşın faturası kabardı, yine kabaracak…
Bu işin görünen yanı…
Bir diğer boyut da güvenlik sorunu ve alışkanlıkların değişmesinin zorluğu.
Oysa saatler geçmiş yıllarda, bütün Avrupa’da olduğu gibi uygulansaydı ışıklar yakılmadan kalkılacak ve sınıflarda da gün ışığı ile eğitim-öğretim yapılacaktı.
Zaten yaz-kış diye ayrı saat uygulamasının mantığı bu…
Hal böyleyken bakanlığın bu uygulamayı savunmasını anlamak gerçekten zor…
Milletin görüşü ortadayken…
* * *
Bir velinin dava açması sonucu Danıştay geçtiğimiz hafta bu kalıcı uygulamayı iptal etti etmesine ama hükümet Bakanlığın ısrarıyla uygulamayı sürekli hale getirecek yeni bir düzenleme yapma kararı aldığını açıkladı.
Ne ki, kamuya doyurucu ve kapsamlı bir açıklama yapmaksızın…
Kafalardaki sorular hala giderilmiş değil!..
* * *
Vatandaş geçen kış yaşadı, gördü enerji tüketiminin arttığını çünkü…
Bu uygulama etkilerinin ilk kez görüldüğü Kasım ayındaki elektrik tüketiminin geçen yılın aynı ayına göre yüzde 6.5 arttığı ortaya çıktığı açıklandı zaten. 2016 yılındaki elektrik tüketimi, 2015’e göre yüzde 4,3 artışla 277,2 milyar kilovat saate ulaşarak tüm zamanların en yüksek seviyesini görmüştü.
Bakanlık hala bilmem ne kadar liralık tasarruftan söz edebilmekte ve kafalar iyice karışmakta! Yaz saati uygulamasının kış saatine çevrilmemesine ‘isyan’ eden çoğunluğa ve yargı kararına karşın bakanlık ve hükümet uygulamanın yeni bir yasa ile sürdürüleceğini açıkladı.
Özellikle elektrik tüketiminin yoğun olduğu İstanbul, Ankara, Kocaeli, İzmir ve Bursa gibi büyük illerde 2 ay sonra sabah okula ve işe gitmek için gün doğmadan kalkılmak zorunda kalınması hane tüketimlerini arttırdığı ortadayken!
Hükümet; hem yurttaşlara sıkıntı veren, hem dış dünyayla iletişim açısından sorunlar yaratan, hem trafik kazalarında artışa neden olduğu belirtilen ve hem de elektrik tüketimindetasarruf değil israf yaratan bu uygulamanın sürdürülmek istenmesinin gerçek nedenini açıklamaya karşın bilemiyoruz.
Kim bilir, kafalarımıza yatacak başka bir gerekçe vardır mutlaka…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Orhan Kaplan
Kalıcı Yaz Saati uygulamasında neden ısrar edildi?
Kararın gerekçesi olarak da enerji tasarrufu gösterilmişti…
Zaten bütün komiklik de burada başlamıştı!
Kış ve yaz saati diye ayrı uygulamanın asıl amacı zaten enerji tasarrufu değil miydi?
Geçtiğimiz yıllarda uygulanan bu yaz ve kış saati uygulamaları demek boşunaydı!
Bunda bir devlet ciddiyeti aramak gerekmez mi?
Şimdi bütün Avrupa’nın uyguladığı bu yaz-kış saati uygulamasından Türkiye’nin vazgeçmesinin de gerekçesi yine enerji tasarrufu gösterildi ki bu trajik-komik olsa gerek!
* * *
Geçtiğimiz yıl gördüğümüz gibi ülkeyi ‘karanlığa gömen’ bu uygulama her yaştan yurttaşın tepkisiyle karşılaşmış, imza kampanyaları bile yapılmıştı.
Bakanlığın ne tür bir başka gerekçesi olduğunu bilemiyoruz ama amacın salt enerji tasarrufu olduğu masalını kimse yutmuyor, biline!
Vatandaş yaşayarak gördü çünkü…
Sabahın köründe okul için evlerde lambalar yakıldı, çocuklar okul için hazırlandı.
Okula sokak ışıkları yanarken varıldı ve sınıflarda da ilk ders ışıklar yanarak yapıldı.
Bu kış da yaşayacağımız gibi…
Bu enerji tüketimi değil mi?
En azından vatandaşın faturası kabardı, yine kabaracak…
Bu işin görünen yanı…
Bir diğer boyut da güvenlik sorunu ve alışkanlıkların değişmesinin zorluğu.
Oysa saatler geçmiş yıllarda, bütün Avrupa’da olduğu gibi uygulansaydı ışıklar yakılmadan kalkılacak ve sınıflarda da gün ışığı ile eğitim-öğretim yapılacaktı.
Zaten yaz-kış diye ayrı saat uygulamasının mantığı bu…
Hal böyleyken bakanlığın bu uygulamayı savunmasını anlamak gerçekten zor…
Milletin görüşü ortadayken…
* * *
Bir velinin dava açması sonucu Danıştay geçtiğimiz hafta bu kalıcı uygulamayı iptal etti etmesine ama hükümet Bakanlığın ısrarıyla uygulamayı sürekli hale getirecek yeni bir düzenleme yapma kararı aldığını açıkladı.
Ne ki, kamuya doyurucu ve kapsamlı bir açıklama yapmaksızın…
Kafalardaki sorular hala giderilmiş değil!..
* * *
Vatandaş geçen kış yaşadı, gördü enerji tüketiminin arttığını çünkü…
Bu uygulama etkilerinin ilk kez görüldüğü Kasım ayındaki elektrik tüketiminin geçen yılın aynı ayına göre yüzde 6.5 arttığı ortaya çıktığı açıklandı zaten.
2016 yılındaki elektrik tüketimi, 2015’e göre yüzde 4,3 artışla 277,2 milyar kilovat saate ulaşarak tüm zamanların en yüksek seviyesini görmüştü.
Bakanlık hala bilmem ne kadar liralık tasarruftan söz edebilmekte ve kafalar iyice karışmakta!
Yaz saati uygulamasının kış saatine çevrilmemesine ‘isyan’ eden çoğunluğa ve yargı kararına karşın bakanlık ve hükümet uygulamanın yeni bir yasa ile sürdürüleceğini açıkladı.
Özellikle elektrik tüketiminin yoğun olduğu İstanbul, Ankara, Kocaeli, İzmir ve Bursa gibi büyük illerde 2 ay sonra sabah okula ve işe gitmek için gün doğmadan kalkılmak zorunda kalınması hane tüketimlerini arttırdığı ortadayken!
Hükümet; hem yurttaşlara sıkıntı veren, hem dış dünyayla iletişim açısından sorunlar yaratan, hem trafik kazalarında artışa neden olduğu belirtilen ve hem de elektrik tüketiminde tasarruf değil israf yaratan bu uygulamanın sürdürülmek istenmesinin gerçek nedenini açıklamaya karşın bilemiyoruz.
Kim bilir, kafalarımıza yatacak başka bir gerekçe vardır mutlaka…