Oyun aynı oyun…
Türkiye’de ağaç simgesiyle başlatılan gösterilerin kalkışmaya dönüşmesi gibi İran’da da bu kez simge ekmek ve yoksulluk kullanılarak gösteriler başladı.
İşsizlik, yükselen enflasyon ve yolsuzluğa karşı başlayıp rejim karşıtı gösterilere dönüşen protestolar, hükümetin 'yasa dışı' ilan etmesine karşı yaygınlaşarak sürmekte.
Kötüleşen ekonomik koşullar ve yolsuzluk karşıtı başlayan gösteriler siyasi taleplere dönüştü.
Sokaklarda salt Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'ye değil, aynı zamanda İran'ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney'e karşı da sloganlar atılmaya başlandı.
Dini lider Ayetullah Ali Hamaney, protesto eylemlerini "ülkenin düşmanlarının para, silah ve ajanlarını kullanarak başlattığını" söyledi.
 
* * *
Oyun apaçık ortada…
Batı medyası penceresinden olaylara bakanların kuşkusuz tıpkı Gezi’de olduğu gibi doğru analiz yapamayacakları açık…
‘Gezi zekâlıların’ penceresinden ABD-İsrail ağzıyla İran olaylarını değerlendirmek olanaklı değil.
Süren hükümet karşıtı gösteriler hakkında açıklama yapan ABD Başkanı Donald Trump ve İsrail Başbakanı Binyamin Netenyahu’nun açıklamaları durumu anlatmaya yetiyor anlayana…
Trump, İranlıların ‘yoksulluk ve yolsuzluktan bıktıklarını' söylüyor sıkılmadan.
Sanki sözünü ettikleri o yoksulluğa yıllardır benzin döken kendileri değil gibi.
Kendi petrolünü bile dışarı satmasını engelleyerek ambargo uygulayan kendileri değilmiş gibi.
“Hem suçlu ve hem de güçlü olmak” bu olsa gerek!
 Hele o İsrail Başbakanı Netenyahu’nun zırvaları çok daha komik!..
İran’da süren hükümet karşıtı gösterilere ilişkin olarak, "İran’da rejim düştüğünde İranlılar ve İsrailliler yeniden arkadaş olacak, İranlıların özgürlük savaşlarını kutluyorum" diyor!
Bu kadar açık ve net bir bakışı hâlâ anlamakta zorlanan bizim batı medyası paralelcilerine acı acı gülmek gerekmiyor mu?
 
* * *
 
Kuşkusuz hak isteme için gösteri ve protesto demokrasilerde meşru bir haktır.
İran yönetimi de zaten bunu söylüyor.
Eğer İran’da sorun ekmek ve yoksulluk ise bunun sorumlusu İran yönetimiyle birlikte asıl kimdir?
Yıllardır İran halkını ambargo altında inleten ABD ve batı değil midir?
Gazetemiz Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Efe’nin Facebook’ta çok yalın olarak paylaştığı ‘Tek ölçüt sömürü, gerisi masal!...’ analizi doğru bir saptamadır.
Siyonist İsrail ve ABD’nin kontrol ettiği küresel sermayenin tek ölçütü; sömürebilmektir…
Gerisi masal gerçekten!..
Bunu bizim ‘Gezi zekâlılar’ anlayamıyor ne yazık ki!
Halkımızın ezici çoğunluğu olanların, yapılmak istenenlerin farkındadır.
Türkiye İran ve İran halkının yanındadır, yanında olmalıdır.
Kimse ABD-İsrail ve batı medyası ve ajanslarının uyduruk haberlerine dayanarak olaylara bakmamalıdır.
Bu mazlum coğrafyayı bu hale getirenlerin ekmeğine yağ sürülmemelidir.
Oyun Türkiye’deki gezi olaylarının tam bir benzeridir.
Türkiye’de de bayrak yakılmıştı, İran’da da bayrak yakıyorlar.
Kendi ülkesinin bayrağını yakanları savunacak bir bakış açısı nasıl bir ruh halinin sonucu olabilir ki?
İran yönetimi bu olayların sükûnetle üstesinden gelecektir.
Dış kışkırtma ve zorlamalarla, şiddeti körükleyerek insanları sokağa itip, yakıp yıkarak elde edilecek ne olabilir?
İran, tarihsel geçmişin verdiği devlet deneyimi ile bu gösterileri ılımlı yaklaşımla sonlandıracaktır.
Hiç kuşku yok ki şiddet ve vandallığa karşı İran devleti gereğini yapacaktır ancak Esed’in hatasına düşerek gösterileri sonlandırmak adına her yeri ve herkesi bombalayarak yaygın katliamlara imza atarsa eğer bu yönetimin de, İran’ın da sonu olur!
İran yönetimi ve halkı bu oyuna gelmeyecektir…