Halkbank Genel Müdür Yardımcılarından Mehmet Hakan Atilla'nın New York’ta referandum öncesi yakışıksız bir biçimde tutuklanmasının ardından konu yine iç siyasete malzeme edilmeye başlandı kimilerince.
Atilla Hakan'ın gözaltına alınmasının, Türkiye halkının geleceğini belirleyecek önemli bir karar alınma sürecinden hemen önce (16 Nisan referandumu) gerçekleşmiş olmasının üzerinde önemle durmak gerekir.
ABD, New York Güney Bölge Savcılığı’ndan yapılan açıklamada, Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı Atilla'ya işadamı Rıza Sarraf ve bazı diğer kişilerle birlikte "ABD finans kuruluşlarını kullanarak ABD'nin İran'a uyguladığı yaptırımları delme" suçlaması yönelttiği bilinmesine karşın, Türkiye’de kimilerinin Sarraf ve Atilla Hakan’ı sanki Türkiye aleyhine suç işlemiş, dolandırmış gözüyle değerlendirmesi Türkiye çıkarları açısından da, vicdani açıdan da son derece yanlıştır ve kabul edilemez.
Bu gelişme bir siyasi skandaldır…
Dışarıda ve içerde gezi zekâlıların gezi gerçeğini algılamaktan uzak analiz yapısı bu konuda da karşımıza aynen çıkmaktadır ne yazık ki.
 
* * *
 
ABD Savcılığı açıklamasında, Mehmet Hakan Atilla'nın Rıza Sarraf ile birlikte "ABD finansal sistemini kullanarak sahte belgeler ve asıl niyeti gizleyerek İran hükümeti ve İranlı kuruluşlara milyonlarca dolar transfer etme eyleminde bulunduğu" savına yer veriliyor.
Yani adı geçen kişiler ABD’nin İran’a uyguladığı ambargoyu delerek hem İran ve hem de Türkiye lehine bankacılık işlemi yapmışlar.
Türkiye’ye hizmet etmişler…
Zaten Rıza Sarraf, Manhattan Federal Mahkemesi'nde İran'a uygulanan ABD yaptırımlarını delme suçlamasıyla yargılanıyor halen.
Bu açık…
Bunu görmezden gelenler hiç kuşku yok ki, 17 Aralık operasyonunun da bir FETÖ uydurması olduğu gerçeğini görmezden gelmişlerdi.
Dahası bunlar gezi sürecinin de bir darbe girişimi olduğu gerçeğinin farkında olmayıp, bunun birkaç gencin uydurduğu bir senaryodan kaynaklandığı sanısına kapılmıştı.
O zaman da açıktı, bu gün de artık görülüyor ki, Gezi’de, 17-25 Aralık da ve 15 Temmuz da Türkiye üzerine geliştirilen uluslararası bir oyunun parçasıdır.
Bu gerçeği geçmişte görmeyenlerin, göremeyenlerin en azından bu aşamada görmesi gerekir ama nerede?
 
* * *
 
FETÖ’den rüşvet aldığı ve Paralel yapının bir piyonu olduğu öne sürülen ABD’li Savcı Bharara’nın, basın özgürlüğü adına Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı hedef alıp aslında Türkiye aleyhine çalıştığı da açık…
Aynı savcının Gezi eylemleri sırasında da Türkiye’deki kamu sitelerine yönelik siber saldırıların arkasında olduğu söyleniyordu zaten.
Şimdi, Milli bir bankamız olan Halkbank’ın üst düzey bir görevlisine ABD’nin yaptığı bu siyasi skandalı bozmak, buna karşı tavır koymak hepimize düşen Milli ve tarihsel bir görevdir.