Gezi, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz’u okuyamayanlar!..
Yazının Giriş Tarihi: 10.10.2017 21:47
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan partide değişim sinyalini vermesinin ardından yaşananlara akıl erdiremeyenler eski siyaset anlayışı ile olanlara baktıklarının farkında değiller.
Sanıldı ve sanılıyor ki, dün Adalet Partisi'ni, Anavatan Partisi'ni ve Doğruyol Partisi'ni saran ve yok eden sonuç AK Parti'yi de yok edecek!
Bütün analizler geçmişte yaşanan bu sonuçlar göz önüne alınarak yapıldı, yapılıyor kimilerince…
Oysa Erdoğan bu gerçeği ta başında gördü ve bütün kurguyu buna yönelik olarak yapıp, süreci başlattı...
O nedenle AK Parti’de şimdi yaşananları, alışılmışların dışından bakarak değerlendirmek gerektiği açıktır.
* * *
Sürecin başlamasıyla birkaç il başkanının istifasını ellerini ovuşturarak izleyenler, iş kimi büyükşehir belediye başkanının istifasının istenmesi haberleri ve ardından da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Topbaş’ın istifasıyla sanki büyük bir siyasi utku kazanmış gibi davranmaya başladılar!
Ve kolaycı siyasete alışkın oldukları için, sanki bu boşalan yerlere kendileri atanacaklarını mı sandılar ne?
İş Ankara ve diğer bazı büyükşehir belediye başkanının isminin seslendirilmesiyle de CHP lideri Kılıçdaroğlu bu kez, 'İstifa edenler suçludur, etmeyip direnenlere saygı duyuyorum’ diyerek konuyu hiç anlamadığını ortaya serdi ve doğal olarak da peşindekiler hemen ‘demokrasiden, milli iradeden’ söz etmeye başladılar.
İstifaların istenmesini anti-demokratik bulduklarını açıkladılar, biat kültürünü işaret ettiler, seçimle gelenin seçimle gitmesi gerektiğinden söz ettiler.
* * *
İlk bakışta doğru bir yaklaşım gibiydi bu!..
Ama AK Parti’nin başından beri işleyişi göz önüne alındığında, yaşananların son derece doğal olduğu ortaya çıktı.
Neymiş, istifası istenenleri millet seçmiş, bu yanlışmış!..
Öyle mi?
CHP dahil bugün hangi belediye başkanı liderinin iki dudağı arasından çıkan söz yahut kimi kurulların kararıyla aday gösterilmedi ki?
Her parti kendi usulüyle belirlemedi mi adaylarını?
Yani dün kendisine koltuk ikram edilenlere bugün ‘lütfen koltuğu bırakın’ denmesinin nesi yanlış ki?
Dün aday gösterim usullerine ses çıkarmayanların, bugün söz söyleyecek ne gibi bir yüzü olur ki?
Kaldı ki, Gezi, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz süreçlerini doğru okuyamayanların AK Parti’deki değişimi anlamaları zaten beklenemezdi.
Hele AK Parti’ye akıl vermeleri, yol göstermeleri de var ki komik ötesi!..
* * * 16 Nisan referandumunun ardından Erdoğan’ın AK Parti Genel Başkanı da olduğu, yeniden bütün dizginleri ele aldığı gözlerden kaçtı. Sembolik liderliğin fiili liderliğe dönüşmesi yani…
Evet, Erdoğan partiyi değiştiriyor, dönüştürüyor, Türkiye’nin değişmesi gibi… AK Parti ilk iktidara geldiğinde 5-10 yaşında olanlar bugün 20-25 yaşlarında…
Beklentiler farklılaştı, toplum değişti…
Zaten parti değişmezse eğer, seçmen sandıkta değiştirecekti.
Öyleyse parti de gerek kadro ve gerekse zihniyet olarak değişmeliydi. Erdoğan bunu başlattı…
Bakmayın kimilerinin AK Parti’ye ve demokrasiye ağıtlar yakmasına!.. Türkiye’de seçim ve yönetimsistemi değişti…
Kısmi başarılarla yeni süreçte seçim kazanmak kolay olmayacak.
Yüzde 50 artı bir oy kolay değil…
Örgütlerdeki yorgunluk, referandumda oy oranının gerilemesi, heyecanını yitirmesi, sahada olmamak gibi ölçütler çok daha önemli artık. Yerel yönetimlerde ise hizmet üretmek ve vatandaş memnuniyeti baş koşul… AK Parti’deki devinim yenilenmenin de ötesinde aslında bir değişim…
Yeni dönemde AK Parti çok daha geniş toplum kesimlerine seslenebilecek bir zemine ulaşacaktır.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Orhan Kaplan
Gezi, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz’u okuyamayanlar!..
Sanıldı ve sanılıyor ki, dün Adalet Partisi'ni, Anavatan Partisi'ni ve Doğruyol Partisi'ni saran ve yok eden sonuç AK Parti'yi de yok edecek!
Bütün analizler geçmişte yaşanan bu sonuçlar göz önüne alınarak yapıldı, yapılıyor kimilerince…
Oysa Erdoğan bu gerçeği ta başında gördü ve bütün kurguyu buna yönelik olarak yapıp, süreci başlattı...
O nedenle AK Parti’de şimdi yaşananları, alışılmışların dışından bakarak değerlendirmek gerektiği açıktır.
* * *
Sürecin başlamasıyla birkaç il başkanının istifasını ellerini ovuşturarak izleyenler, iş kimi büyükşehir belediye başkanının istifasının istenmesi haberleri ve ardından da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Topbaş’ın istifasıyla sanki büyük bir siyasi utku kazanmış gibi davranmaya başladılar!
Ve kolaycı siyasete alışkın oldukları için, sanki bu boşalan yerlere kendileri atanacaklarını mı sandılar ne?
İş Ankara ve diğer bazı büyükşehir belediye başkanının isminin seslendirilmesiyle de CHP lideri Kılıçdaroğlu bu kez, 'İstifa edenler suçludur, etmeyip direnenlere saygı duyuyorum’ diyerek konuyu hiç anlamadığını ortaya serdi ve doğal olarak da peşindekiler hemen ‘demokrasiden, milli iradeden’ söz etmeye başladılar.
İstifaların istenmesini anti-demokratik bulduklarını açıkladılar, biat kültürünü işaret ettiler, seçimle gelenin seçimle gitmesi gerektiğinden söz ettiler.
* * *
İlk bakışta doğru bir yaklaşım gibiydi bu!..
Ama AK Parti’nin başından beri işleyişi göz önüne alındığında, yaşananların son derece doğal olduğu ortaya çıktı.
Neymiş, istifası istenenleri millet seçmiş, bu yanlışmış!..
Öyle mi?
CHP dahil bugün hangi belediye başkanı liderinin iki dudağı arasından çıkan söz yahut kimi kurulların kararıyla aday gösterilmedi ki?
Her parti kendi usulüyle belirlemedi mi adaylarını?
Yani dün kendisine koltuk ikram edilenlere bugün ‘lütfen koltuğu bırakın’ denmesinin nesi yanlış ki?
Dün aday gösterim usullerine ses çıkarmayanların, bugün söz söyleyecek ne gibi bir yüzü olur ki?
Kaldı ki, Gezi, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz süreçlerini doğru okuyamayanların AK Parti’deki değişimi anlamaları zaten beklenemezdi.
Hele AK Parti’ye akıl vermeleri, yol göstermeleri de var ki komik ötesi!..
* * *
16 Nisan referandumunun ardından Erdoğan’ın AK Parti Genel Başkanı da olduğu, yeniden bütün dizginleri ele aldığı gözlerden kaçtı.
Sembolik liderliğin fiili liderliğe dönüşmesi yani…
Evet, Erdoğan partiyi değiştiriyor, dönüştürüyor, Türkiye’nin değişmesi gibi…
AK Parti ilk iktidara geldiğinde 5-10 yaşında olanlar bugün 20-25 yaşlarında…
Beklentiler farklılaştı, toplum değişti…
Zaten parti değişmezse eğer, seçmen sandıkta değiştirecekti.
Öyleyse parti de gerek kadro ve gerekse zihniyet olarak değişmeliydi.
Erdoğan bunu başlattı…
Bakmayın kimilerinin AK Parti’ye ve demokrasiye ağıtlar yakmasına!..
Türkiye’de seçim ve yönetim sistemi değişti…
Kısmi başarılarla yeni süreçte seçim kazanmak kolay olmayacak.
Yüzde 50 artı bir oy kolay değil…
Örgütlerdeki yorgunluk, referandumda oy oranının gerilemesi, heyecanını yitirmesi, sahada olmamak gibi ölçütler çok daha önemli artık.
Yerel yönetimlerde ise hizmet üretmek ve vatandaş memnuniyeti baş koşul…
AK Parti’deki devinim yenilenmenin de ötesinde aslında bir değişim…
Yeni dönemde AK Parti çok daha geniş toplum kesimlerine seslenebilecek bir zemine ulaşacaktır.