Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünya 5’ten büyüktür” sloganını BM 72. Genel Kurul toplantısında bir kez daha yineledi.
Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nde 5 daimi üye var bilineceği üzere. ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa…
Bu 5 ülkenin kararı, tüm BM ülkelerini, yani 196 ülkeyi bağlıyor. Veto hakları var…
Yani adil değil…
Ve “Neden 1.5 milyarlık İslam dünyasının orada bir temsilcisi yok” diye soruyor Cumhurbaşkanı…
Böyle bir soru içerik olarak ve vicdanendoğru, haklı değil mi?
Evet, İslam ülkelerinin içine düştüğü durum, birbirileriyle ilişkileri hoş değil, içler acısı!..
Hâlâ egemenlere göbekten bağımlı dikta yönetimleri halkların ensesinde boza pişiriyor!
Bu bir gerçeklik!..
Tamam…
Ama madalyonun bir de diğer yüzü var…
*** Kuzey Kore lideri Kim Jong-Un için üç gün önceki yazımda “kafasında bir tahtası noksan” tanımlaması yapmış ve toplu imha silahları denemesi ile ne yapmak, nereye varmak istediğini sorgulamıştım. ABD Başkanı Donald Trump da önceki günkü BM toplantısında Kim Jong-Un için “roket adam” benzetmesi yaptı ve bir kez daha uyardı Kuzey Kore liderini.
Evet, bir BM Genel Kurulu daha gerçekleşti… ABD Başkanı Donald Trump ilk kez katıldı BM toplantısına ve ilk kez konuştu.
Kendine özgü üslubuyla seslendi dünyaya… Trump, bir işadamı… ABD’yi de bir İşadamı tavrıyla yönetiyor, yönetmeye çalışıyor.
Tavrını konuşturuyor ve öyle görünüyor ki, ABD siyasetine ağırlığını koyuyor…
Tabii ki dünya siyasetine de…
* * *
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’nda dünya liderlerine yönelik yaptığı konuşmada BM’de bir reform yapılması gereksinimini seslendirmesi kuşkusuz dünyada yankı bulacak. BM Genel Kurulu toplantısında Trump 40, Erdoğan 25 dakika konuştu. Trump konuşmasında ağırlığı Kuzey Kore’ye verdi, Erdoğan ise BM’nin adil olmayan karar alma yapısına ve Myanmar’daki Arakan Müslümanlarına yapılan zulme, insanlık dışı muamelelere…
Ayıca, çalışmalarda uluslararası toplumdan yeterli desteği alamadığımızı, Suriyeli göçmenler için kamunun, sivil toplum kuruluşlarının harcamalarının 30 milyar doları bulduğunu, Avrupa’nın söz verdiği yardımı yapmadığını altını çizerek belirtti.
Onları verdikleri sözleri tutmaya davet etti, Türkiye’nin salt ülkemize gelen sığınmacılara kucak açmakla kalmadığını, dünyanın neresinde olursa olsun mağdurların yardımına koştuğunu söyledi.
Evet, Batı varlıklı, gelişmiş,iyi eğitimli insanlardan oluşmuş olabilir…
Ama bu insanlık vicdanının ölmesi, kararması için bir nedense bunun fazla ne önemi olabilir?!
Bütün gelişmeler dünyanın, hepimizin gözleri önünde olmuyor mu?
Daha iyi, daha çok eğitim, gelişme ve zenginleşme, güçlenmeinsan vicdanını öldürecekse ne değeri kalır ki?
* * *
Türkiye işte bu nedenlerle BM yapısının değiştirilmesini talep ediyor… Güvenlik Konseyi’nin tamamı aynı hak ve yetkilere sahip 20 ülkeden oluşan bir yapıya sahip olmasını öneriyor.
Gelinen nokta eskiye benzemiyor. İkinci Dünya Savaşı sonrası bir dünya yok ortada.
Kartlar yeniden karıldı…
Dünyaya yeni bir düzen ve yeni bir yapı gereksinimi çok belirgin olarak ortada…
Tüm dünya ülkelerinin görev aldığı bir Birleşmiş Milletler GüvenlikKonseyiinsanlığın vicdanı olabilir…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Orhan Kaplan
Evet, dünya hâlâ 5’ten büyük…
Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nde 5 daimi üye var bilineceği üzere.
ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa…
Bu 5 ülkenin kararı, tüm BM ülkelerini, yani 196 ülkeyi bağlıyor.
Veto hakları var…
Yani adil değil…
Ve “Neden 1.5 milyarlık İslam dünyasının orada bir temsilcisi yok” diye soruyor Cumhurbaşkanı…
Böyle bir soru içerik olarak ve vicdanen doğru, haklı değil mi?
Evet, İslam ülkelerinin içine düştüğü durum, birbirileriyle ilişkileri hoş değil, içler acısı!..
Hâlâ egemenlere göbekten bağımlı dikta yönetimleri halkların ensesinde boza pişiriyor!
Bu bir gerçeklik!..
Tamam…
Ama madalyonun bir de diğer yüzü var…
***
Kuzey Kore lideri Kim Jong-Un için üç gün önceki yazımda “kafasında bir tahtası noksan” tanımlaması yapmış ve toplu imha silahları denemesi ile ne yapmak, nereye varmak istediğini sorgulamıştım.
ABD Başkanı Donald Trump da önceki günkü BM toplantısında Kim Jong-Un için “roket adam” benzetmesi yaptı ve bir kez daha uyardı Kuzey Kore liderini.
Evet, bir BM Genel Kurulu daha gerçekleşti…
ABD Başkanı Donald Trump ilk kez katıldı BM toplantısına ve ilk kez konuştu.
Kendine özgü üslubuyla seslendi dünyaya…
Trump, bir işadamı…
ABD’yi de bir İşadamı tavrıyla yönetiyor, yönetmeye çalışıyor.
Tavrını konuşturuyor ve öyle görünüyor ki, ABD siyasetine ağırlığını koyuyor…
Tabii ki dünya siyasetine de…
* * *
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’nda dünya liderlerine yönelik yaptığı konuşmada BM’de bir reform yapılması gereksinimini seslendirmesi kuşkusuz dünyada yankı bulacak.
BM Genel Kurulu toplantısında Trump 40, Erdoğan 25 dakika konuştu.
Trump konuşmasında ağırlığı Kuzey Kore’ye verdi, Erdoğan ise BM’nin adil olmayan karar alma yapısına ve Myanmar’daki Arakan Müslümanlarına yapılan zulme, insanlık dışı muamelelere…
Ayıca, çalışmalarda uluslararası toplumdan yeterli desteği alamadığımızı, Suriyeli göçmenler için kamunun, sivil toplum kuruluşlarının harcamalarının 30 milyar doları bulduğunu, Avrupa’nın söz verdiği yardımı yapmadığını altını çizerek belirtti.
Onları verdikleri sözleri tutmaya davet etti, Türkiye’nin salt ülkemize gelen sığınmacılara kucak açmakla kalmadığını, dünyanın neresinde olursa olsun mağdurların yardımına koştuğunu söyledi.
Evet, Batı varlıklı, gelişmiş, iyi eğitimli insanlardan oluşmuş olabilir…
Ama bu insanlık vicdanının ölmesi, kararması için bir nedense bunun fazla ne önemi olabilir?!
Bütün gelişmeler dünyanın, hepimizin gözleri önünde olmuyor mu?
Daha iyi, daha çok eğitim, gelişme ve zenginleşme, güçlenme insan vicdanını öldürecekse ne değeri kalır ki?
* * *
Türkiye işte bu nedenlerle BM yapısının değiştirilmesini talep ediyor…
Güvenlik Konseyi’nin tamamı aynı hak ve yetkilere sahip 20 ülkeden oluşan bir yapıya sahip olmasını öneriyor.
Gelinen nokta eskiye benzemiyor.
İkinci Dünya Savaşı sonrası bir dünya yok ortada.
Kartlar yeniden karıldı…
Dünyaya yeni bir düzen ve yeni bir yapı gereksinimi çok belirgin olarak ortada…
Tüm dünya ülkelerinin görev aldığı bir Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi insanlığın vicdanı olabilir…