Türkiye’de son yıllarda gıda alanında en çok tartışılan konuların başında tartışmasız et fiyatları geliyor.
Kırmızı et fiyatları…
Vatandaş, et fiyatlarının çok yüksek olduğunu, kasaplar ise düşük fiyata sattıkları için zor durumda kaldıklarını söylüyor.
Üretici ise fiyatların kârlı olmadığını, zarar ettiklerini belirtiyor.
Yem fiyatları düşürülmeden kırmızı et fiyatlarının düşürülmesinin sürdürülebilir olmadığının altı çiziliyor...
Dahası kırmızı et fiyatlarına dışarıdan müdahalenin hayvancılığı hepten bitireceği belirtiliyor.
Yani Türkiye’deki kırmızı et fiyatlarından üretici, aracı, tüketici kimse memnun değil…
Bakanlık da değil!..
 
* * *
Ve Bakan Çelik bu bakanlığa geldiği günlerde bu sıkıntılı durumla ilgili açıklamalarda bulunmuş ve alınacak önlemlerle kırmızı et fiyatlarında artışların önüne geçileceğini belirtmişti.
Her şeyden önce Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, et fiyatlarında spekülasyonlara izin vermeyeceğini vurgulamıştı.
Kuşkusuz Bakan Çelik kırmızı et konusunda bütün tarafların şikâyetinin temelinde üretim azlığı ve kimi yapısal sorunların yattığını biliyordu.
Bu nedenle önceliği spekülatif nedenlerle artışlara verdi, ardından da havza bazlı planlı üretim projesini başlattı.
Fiyatlara müdahale ve dış alım silahı ile piyasa kontrol altına alınmaya çalışılırken, asıl olan yapısal sorunları çözecek projeleri yürürlüğe koymak ve maliyetleri düşürerek üretimi artıracak yapıyı kurmaktı.
Bunu başlattı bakanlık…
 
* * *
Türkiye’de kırmızı et fiyatlarının vatandaşın alım gücüne oranla yüksek olduğu açık.
Türkiye’deki fiyatlar komşu ülkelerle, Avrupa ve dünya ülkeleriyle karşılaştırıldığında gerçekten kişi başı düşen gelire göre çoğundan yüksek olduğu ortaya çıkıyor.
Peki, bunun nedeni nedir?
Türkiye uzun bir süredir bunun yanıtını arıyor.
Faturanın üreticiye kesilmesi kuşkusuz kolaycılık…
Bunun yanında olaya salt son tüketici fiyatlarına bakarak hüküm vermek, olayın asıl temelinde yatan nedenleri gizlemek demektir.
Bunun en önemli nedenlerinden birisi; gerçekten ülkemizde yem üretiminde kullanılan hammadde fiyatlarının dünya fiyatlarından çok yüksek olmasıdır.
Örneğin Türkiye'de tonu 450 TL olan mısır, Bulgaristan'da 220 TL ye satılmaktadır gibi…
Ama burada da üretici şimdiki mısır fiyatının düşüklüğünden şikâyetçi.
Bir kısır döngü bu!..


* * *
Türkiye’de serbest tahıl dış alımı rejiminin uygulanmaması, çiftçilere verilen desteklerin yetersizliği ve yıl içinde geç açıklanması, tahıl üretim maliyetlerinin pahalı girdiler nedeniyle yüksekliği, tahıl taban fiyat uygulaması, ülkemizde tahıl hammadde fiyatlarının yüksek seyretmesinde başlıca rol oynamıştır öteden beri.
Sorunun çözümü için gündeme getirilen et dış alımı ise, çözümden çok yeni birçok sıkıntıyı doğurmaktan başka yarar sağlamamaktadır.
Sorunun çözümü, tahıl üretiminde üretim maliyetlerini sürekli düşük tutacak yeni tarım desteklerinin uygulamaya konulmasıydı.
Bakan Çelik de bu amaçla havza bazlı desteklemeli bir sisteme geçtiklerini, bu uygulamanın birkaç yıl içinde sonuçlarının görüleceğini belirtti.
Bu kapsamda hangi havzada hangi ürünün ekileceğini belirlediklerini, ayrıca buralarda 16 bin personeli işletme bazlı sorumlu hale getirdiklerini anlatan Bakan Çelik, 7 bin 500 işletmeyle her gün düzenli görüştükleri bilgisini verdi.
Çelik, tarım desteklerinde 12 aylık karmaşık modeli değiştirerek, ekim ve hasat zamanı olmak üzere iki dönemde destek ödemelerinin yapılmaya başlandığını da söyledi.
Biraz zamana gereksinim var anlaşılan…
Bu günlerde bırakalım et fiyatlarının düşmesini, artmamasını sağlamak bile başarı olsa gerek!
Sağlanabiliyor mu acaba?