SON DAKİKA
Hava Durumu

Dünya Yörük Türkmenliği Birliği ve Türk Dünyası Bakanlığı…

Yazının Giriş Tarihi: 17.08.2017 22:05
Dün ve önceki günkü yazılarımızda Türkiye genelinde oluşturulan Türkiye Türk Dünyası Yörük Türkmen Birliği’nden söz etmiş ve Muğla Seydikemer İlçesi’nde gerçekleştirilen Yörük-Türkmen Kültür Festivali izlenimlerimizi paylaşmıştık.
Genel Başkanlığı’nı Orhaneli Belediye Başkanı İrfan Tatlıoğlu’nun üstlendiği Türk Dünyası Yörük Türkmen Birliği’nin oluşumundan ve etkinliklerinden söz etmiştik.
Gündemin önemi, yoğunluğu ve sıcaklığının da etkisiyle duyarlılığın yüksek olduğu bu süreçte konuyu daha da açmanın, işlemenin yararlı olacağını düşünerek bugün biraz daha ayrıntıya girmek istedik.
Öncelikle Türk’e, Türklüğe vurgu yapmak hiç kuşkusuz ırkçılık, mikro milliyetçilik falan olmasa gerektir…
Adı üzerinde burası Türkiye Cumhuriyeti'dir ve burada çoğunluğu Türkler oluşturur.
Kaldı ki, "kendini Türk hisseden de Türk"tür…
 
* * *
 
Kuşkusuz bu yaklaşım diğer alt kimliklerle birlikte ortak yaşamanın önünde de asla bir engel değildir, olamaz, olmamalıdır.
1924 anayasasına göre, "Türkiye'de din ve ırk ayırt edilmeksizin vatandaşlık bakımından herkese Türk denir" (Madde 88) denmekteydi.
Oysa 1960 ve 1980 cuntalarının yaptığı anayasalarda ise Türklük bir etnik kimlik gibi tanımlanmış ve tartışmalar da alevlenmiştir.
Türklüğün etnik olmayan bir üst kimlik olarak tanımlanması bazılarına zor bir "proje" olarak görülmektedir.
Oysa dünyada etnik kimliklerin gayri-etnik üst kimliklerle birlikte ifade edildiği pek çok ülke vardır.
 
* * *
 
"Türk" sözcüğü tarihsel olarak çeşitli ırk, dil ve dinden insanın ortak kimliği olarak kullanılagelmiştir ve dolayısıyla çağdaş bir üst kimlik olmaya, böyle bir geçmişi olmayan Alman kimliğinden daha elverişlidir.
"Türk", Hıristiyan Avrupalılar'ın Osmanlılar'a verdiği bir isimdi.
Bu açıdan "Türk" çok dilli ve çok dinli bir halkın üst kimliğiydi
Avrupa için "Türk", tüm Osmanlı tebaasını, kimi de tüm Müslümanları kapsayan bir siyasal yahut dini üst kimlikti ve salt tek bir etnik grubu, Orta Asya kökenli Türkmenleri, kuşkusuz ifade etmiyordu.
Bu tarihsel arka plan göz önünde bulundurulursa, Türkiye vatandaşları kendilerini "Gürcü kökenli Türk, Arap kökenli Türk, Çerkez kökenli Türk yahut da Kürt kökenli Türk" olarak ifade edebilmeli ama kimse buna zorlanmamalı…
 
 * * *


Günümüz dünyasında güçlü olmanın yolu BİRLİK olmaktan geçmektedir.
Bu anlayış ile hareket ederek 1789 yılında on üç İngiliz sömürge eyaleti birleşerek şimdiki ABD’yi kurdular.   
Soyları, dilleri, etkinleri birbirinden değişik ve hatta yıllarca birbiriyle çatışan mezheplerin oluşturduğu altı kurucu ülke Avrupa Birliği’ni oluşturdular ve bugün yirmi sekiz üye ülkeden oluşmaktadırlar.
Afrika ülkeleri de 2002’de elli üç üye ülkenin katılımıyla kendi birliklerini oluşturdular.
Peki ya biz; dili, ekini, özü, kökü bir olan Türkler?
Bugün dünyanın büyük bir kısmında Türk, Yörük, Türkmen, Azeri, Tatar v.b. gibi sıfatlarla anılan 300 milyonu aşan sayıda insan yaşamaktadır.
Önce Dünya Yörük Türkmen Birliği ve ardından Türk Dünyası Bakanlığı kurmanın önünde hiçbir engel yoktur.
Günümüzde Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan ve KKTC olmak üzere 7 bağımsız Türk devleti bulunmaktadır.
Bizler neden birlik oluşturup, güç birliği içinde hareket edemiyoruz?
Bu 7 bağımsız Türk devleti arasında bir Türk Birliği oluşturmanın önündeki engel nedir?
Bu birlik, kurtuluşumuz ve yükselişimizin itici gücü olamaz mı?
Bu amaca kurulacak Bir ‘Türk Dünyası Bakanlığı’ hizmet edemez mi?
Ortadoğu'da tarihi tekerrür ettirebilmek hayaliyle ‘haçı saklı’ yeni bir tür haçlı savaşı yürütülüyorken biz bu bakanlığı bir an önce kurarak ön alabiliriz.  
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.