“Sağ gözün sol göze faydası olmaz” demiş atalarımız.
Yahut da sol gözün sağ göze…
Bunun kuşkusuz değişmeceli anlamı üzerinde de durmak gerek ama biz şimdilik fiziki olarak görme ile ilintisine değinelim.
Dünyanın ve Türkiye’nin birkaç haftalık sıcak gündeminde olaylar hızla gelişirken, bendeniz bir göz sorunuyla boğuşmaktaydım…
Allah beterinden saklasın, bizimkisi sol gözde uzun süredir ilerleyen bir katarakt sorunu idi.
Göz içinde bulunan merceğin saydamlığını yitirmesiyle oluşan görme bozukluğu yani.
Halk dilinde perde yahut aksu da denilen katarakt göz merceğinde oluşan bulanıklık…
Günlük yaşamı büyük ölçüde aksatan, alışkanlıkları değiştiren, mutsuzluk yaratan bir olgu…
“Eee diğer göz yetmiyor mu görmek için” diye sorulabilir…
Yetmiyor…
Zaten yukarıdaki atasözü de bununla ilgili söylenmiş…
Kuşkusuz bunu yaşayan bilir…
* * *
Dünyanın sağır ve dilsiz kaldığı Arakan'dan son günlerde gelen kötü haberler, Kuzey Kore’nin kitle imha silah denemelerine ABD’nin tepkisi, Almanya’da seçimler öncesi doruğa çıkan Türkiye düşmanlığı, Kuzey Irak Kürt Yönetimi’nin gerçekleştirme kararı aldığı referandum tartışmaları, CHPsözcüsünün terörle mücadelede kullanılan insansız hava araçlarına getirdiği anlamsız eleştiriler gibi sıcak gündem maddeleri içinde gelişmeleri daha yakından ve net izleyebilmek için kuşkusuz iyi gören iki göz gerek!..
Kuşkusuz bir göz ile görmek, hiç görmemekten iyidir…
Hiç kuşkusuz öyledir…
Ama bir gözünüzü bir bantla kapatıp bakın dünyaya!..
Çift gözle gördüğünüz şekilde geniş açıdan görebilecek misiniz bakalım çevreyi?
Ve yine kuşkusuz ‘görenedir görene, köre nedir köre ne?”
Yani bir şeye karşı takınılacak sağlıklı tavır, onu görmeye ve anlamını kavramaya bağlı olsa da, görmek, net görmek önemli…
Hem yine ne demiş atalarımız;
“Gören gözün hakkı vardır”
Kendisinden yararlanılan, elde de yeterince bulunan, başkalarında bulunmayan yiyecek ya da imrenilecek bir şeyden gören kimselere de mümkünse vermek...
Çünkü göz görünce gönül de o şeyi arzu eder…
Ve “görünen köy de kılavuz istemez”
Apaçık ortaya çıkan belli gerçekler karşısında duraksamak, ayrıcı bir açıklama yapmaya kalkışmak yersizdir…
Ama “gözden ırak olan, gönülden de ırak oluyor”
Her ne kadar “göz görmeyince gönül katlansa da”…
Hem “görünen dağın, köyün uzağı olmaz”..
Ne demişti Hz. Hamza Uhut savaşı öncesi düşmanın sayıca ve silah bakımından çok güçlü olduğu söylenince;
“Ben gözümle gördüğüm, kulağımla işittiğim hiçbir şeyden korkmam”
* * *
Hiç kuşkusuz duymak istemeyenden daha sağırı, görmek istemeyenden daha körü yoktur. Kişileri ve şeyleri görmenin ve işitmenin ilk koşulu duyarlılıktır.
Eyvallah…
Sevgili dostum Uzman Doktor Ahmet Özkul, oğlu Uz. Doktor FatihÖzkul’un sahibi oldukları Özel HAYAT Hastanesi’nde operasyonu başarıyla gerçekleştiren Uzman Dr. Üzeyir Özlük ve operasyonda bulunan sağlık personelleri Müzeyyen Altay Kurnaz ile Yasin Acar’a ve diğer personele şükranlarımı sunuyorum.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Orhan Kaplan
Bir gözün diğerine faydası olmazmış…
Yahut da sol gözün sağ göze…
Bunun kuşkusuz değişmeceli anlamı üzerinde de durmak gerek ama biz şimdilik fiziki olarak görme ile ilintisine değinelim.
Dünyanın ve Türkiye’nin birkaç haftalık sıcak gündeminde olaylar hızla gelişirken, bendeniz bir göz sorunuyla boğuşmaktaydım…
Allah beterinden saklasın, bizimkisi sol gözde uzun süredir ilerleyen bir katarakt sorunu idi.
Göz içinde bulunan merceğin saydamlığını yitirmesiyle oluşan görme bozukluğu yani.
Halk dilinde perde yahut aksu da denilen katarakt göz merceğinde oluşan bulanıklık…
Günlük yaşamı büyük ölçüde aksatan, alışkanlıkları değiştiren, mutsuzluk yaratan bir olgu…
“Eee diğer göz yetmiyor mu görmek için” diye sorulabilir…
Yetmiyor…
Zaten yukarıdaki atasözü de bununla ilgili söylenmiş…
Kuşkusuz bunu yaşayan bilir…
* * *
Dünyanın sağır ve dilsiz kaldığı Arakan'dan son günlerde gelen kötü haberler, Kuzey Kore’nin kitle imha silah denemelerine ABD’nin tepkisi, Almanya’da seçimler öncesi doruğa çıkan Türkiye düşmanlığı,
Kuzey Irak Kürt Yönetimi’nin gerçekleştirme kararı aldığı referandum tartışmaları, CHPsözcüsünün terörle mücadelede kullanılan insansız hava araçlarına getirdiği anlamsız eleştiriler gibi sıcak gündem maddeleri içinde gelişmeleri daha yakından ve net izleyebilmek için kuşkusuz iyi gören iki göz gerek!..
Kuşkusuz bir göz ile görmek, hiç görmemekten iyidir…
Hiç kuşkusuz öyledir…
Ama bir gözünüzü bir bantla kapatıp bakın dünyaya!..
Çift gözle gördüğünüz şekilde geniş açıdan görebilecek misiniz bakalım çevreyi?
Ve yine kuşkusuz ‘görenedir görene, köre nedir köre ne?”
Yani bir şeye karşı takınılacak sağlıklı tavır, onu görmeye ve anlamını kavramaya bağlı olsa da, görmek, net görmek önemli…
Hem yine ne demiş atalarımız;
“Gören gözün hakkı vardır”
Kendisinden yararlanılan, elde de yeterince bulunan, başkalarında bulunmayan yiyecek ya da imrenilecek bir şeyden gören kimselere de mümkünse vermek...
Çünkü göz görünce gönül de o şeyi arzu eder…
Ve “görünen köy de kılavuz istemez”
Apaçık ortaya çıkan belli gerçekler karşısında duraksamak, ayrıcı bir açıklama yapmaya kalkışmak yersizdir…
Ama “gözden ırak olan, gönülden de ırak oluyor”
Her ne kadar “göz görmeyince gönül katlansa da”…
Hem “görünen dağın, köyün uzağı olmaz”..
Ne demişti Hz. Hamza Uhut savaşı öncesi düşmanın sayıca ve silah bakımından çok güçlü olduğu söylenince;
“Ben gözümle gördüğüm, kulağımla işittiğim hiçbir şeyden korkmam”
* * *
Hiç kuşkusuz duymak istemeyenden daha sağırı, görmek istemeyenden daha körü yoktur. Kişileri ve şeyleri görmenin ve işitmenin ilk koşulu duyarlılıktır.
Eyvallah…
Sevgili dostum Uzman Doktor Ahmet Özkul, oğlu Uz. Doktor Fatih Özkul’un sahibi oldukları Özel HAYAT Hastanesi’nde operasyonu başarıyla gerçekleştiren Uzman Dr. Üzeyir Özlük ve operasyonda bulunan sağlık personelleri Müzeyyen Altay Kurnaz ile Yasin Acar’a ve diğer personele şükranlarımı sunuyorum.