‘Demokrasi ve Milli Birlik Günü’ olarak resmi tatil ilan edilen 15 Temmuz’un bu ilk yıl yapılan etkinlikleri bir haftaya yayıldı.
10 Temmuz günü başlayan etkinlikler 16 Temmuz akşamı sona erdi.
Etkinlikler görkemli bir şekilde gerçekleşti.
Aynı tarihlerde Türkiye genelinde Bursa ve ilçeleri dahil olmak üzere çoğu yerel yönetimlerin festivalleri vardı.
Ve yine Bursa’da olduğu gibi festivallerin eğlence ve konser bölümleri iptal edildi.
Hatta kimi yerlerde düğünlerin müzik ve eğlence kısımları iptal edildi, Mevlid-i Şerif’ler okutuldu.
Çünkü bu bir haftalık süreç “Demokrasi ve Milli Birlik Günü” olsa da aynı zamanda bir anma günüydü.
Yaralar tazeydi…
 
* * *
 
15 Temmuz Günü’nün “Demokrasi ve Milli Birlik Günü” olarak ilan edilmesinin ardından kimileri böyle bir kararı garipsemişti.
Toplu şehitlerin ve ölümün olduğu bir günü bayram ilan etmek neyin nesiydi bunlara göre!
Evet, 15 Temmuz günü hain bir kalkışmaya, işgal girişimine maruz kalan Türkiye’de milletin direnişiyle bu saldırı püskürtülmüştü.
Yüzlerce şehit ve binlerce gazi pahasına…
Tıpkı 1922 yılında 26 Ağustos'ta başlayıp, 30 Ağustos'ta Dumlupınar'da Mustafa Kemal'in başkomutanlığında utkuyla sonuçlanan Başkomutanlık Meydan Muharebesi gibi…
30 Ağustos’ta da binerce şehit verilmişti ve on binlercesi gazi olmuştu.
Ama bu büyük taarruzu anmak için 30 Ağustos, Zafer Bayramı ilan edilmişti.
Bilineceği üzere kazanılan bu büyük utkudan dolayı her yıl 30 Ağustos’ta törenler yapılır; akrobat pilotlar uçuş gösterileri yapar resmigeçitler düzenlenir. 
Cadde ve sokaklara taklar kurulup, fener alayları düzenlenir, bandolar marşlar çalar ve kahramanlık türküleri seslendirilir, kabul günleri düzenlenir…
30 Ağustos, Türkiye'nin geleceği için binlerce şehidin, milli birlik ve beraberlik ruhu içinde canları pahasına, özgürlük ve bağımsızlık meşalesinin sonsuza dek sönmemek üzere yakıldığı büyük bir utkunun günüdür.
Tıpkı 15 Temmuz hain kalkışmasının, işgal girişiminin yine yüzlerce şehit ve gazi ile püskürtülmesi gibi…
Ne ilginç ki, dün terör nedeniyle verilen şehitlerimize saygıdan oluşan duyarlılıkla yemeli-içmeli düzenlenen ‘kabul törenleri’nin kimi illerde iptal edilmesini eleştirenler şimdi ise 15 Temmuz gibi bir önemli günün “Demokrasi ve Milli Birlik Günü” olmasını eleştirmekteler!
 
* * *
 
Oysa nasıl 30 Ağustos bir kurtuluş günü bayramıysa, 15 Temmuz da öyle…
30 Ağustos bir utku günü bayramı…
15 Temmuz da öyle ve demokrasi bayramı…
Bayramlarsa bayram gibi kutlanabilmelidir…
Bir yanda şehit yakılarının acıları ve gazilerimizin ıstırapları, öte yanda bayram!..
Bunda bir çelişki var gibi görünse de öyle olmadığı açık.
Yaşam durağan değil, sürüyor…
Bir yanda ölümler olurken diğer yandan yeni canlar geliyor dünyaya.
O nedenle 15 Temmuz etkinliklerinde bir yanda dualarımızla aynı 30 Ağustos’larda olduğu gibi şehitlerimizi rahmetle ve minnetle anmalıyız, öte yandan da demokrasi bayramını da içselleştirebilmeliyiz.