Hepimiz aynı evrende yaşıyoruz ve bu evrende her şey hareket halinde…                                                                                                                      En uzaktaki galaksiler, güneşimiz, yıldızlar, gece ve gündüz, dünyamız, mevsimler, canlı ve cansızlar, insanlar, doğup büyüyenler ve ölenler… Her şey, ama her şey değişim halinde…                                                                 Değişmeyen tek şey değişimin kendisi…                                                             Ve toplumlar da sürekli bir devinim içinde.                                                                       Onlar da değişmekte…                                                                                                 Siyasi partiler de eğer toplumun bu değişimini okuyup, ona yönelik, toplumun gereksinimlerine yanıt verecek yeni kadro ve politikaları devreye sokmazlarsa çok daha önce toplumsal desteği yitirip, eriyip, yok olup gidiyorlar.                                                                                                                   Geçmiş siyasal tarihimizde birçok örneğini yaşayıp gördüğümüz gibi…                         Ülkemizde ve dünyada kimi partiler kurulduktan sonra kimileri hemen, kimileri süreç içinde iktidar olabilmekte.                                                     Kimileri de varlıkları belirsiz bir şekilde kıyıda bekleyip, zamanın ruhunu yakalayamazlarsa eğer silinip yok olup gitmekteler…                                                     Kimi partiler ise çok uzun süre iktidarda kalabiliyorlar…                                       Bu partilerin bu kadar uzun dönem iktidarda kalmalarının arkasında iki şeyin varlığı görülüyor.                                                                                                       Birincisi, ekmeği ve pastayı büyütmüşler…                                                             İkincisi de sürekli olarak kendilerini değişime tabi tutmuşlar.                            
* * *
AK Parti’nin iktidara geldiği tarih olan 2002’den bu yana baktığımızda Türkiye’nin yaklaşık üç katı büyüdüğünü görüyoruz.                                              Ve aynı zamanda AK Parti, bu süreçte dilini de sürekli yenileyerek toplumsal değişim talebine sürekli olarak yanıt verdiği görülür.                             Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 998 gün sonra genel başkanlık koltuğuna yeniden oturduğu AK Parti’de bilineceği gibi yeni bir değişimin sinyallerini 21 Mayıs’taki olağanüstü kongrede vermişti.                                                                                                             16 Nisan referandumuyla çıtanın artık 50+1 olduğunu söyleyen Erdoğan, “Artık yüzde 34 ile hatta yüzde 49,5 ile iktidara gelme şansımız kalmadı. Artık çıta yüzde 50+1’dir, bu süreç AK Parti için bir yeniden diriliş ve yeniden kuruluş süreci olacaktır” demişti.  Ardından da Parti üst yönetiminde bir değişim yaşanmıştı, sonra da Bakanlar Kurulu’nda…                                                                                     Değişim İl başkanlıklarında sürmüş ve yeni kongre süreciyle de ilçelerde sürmesi kararlaştırılmıştı.                                                                       Yeni yönetim kadrolarında gençlerin önü açılacak, gençlerin daha fazla siyasete girmesi için 18 yaşında milletvekilliğinin önünü açan AK Parti, yeni dönemde gençlere ve kadınlara parti yönetiminde de ağırlık verecekti.                                                                                                                Bu kapsamda yeni yönetimlerin yüzde 30’u kadınlardan, yüzde 30’u da 35 yaş altı isimlerden oluşacaktı.                                                                 Bursa’da İl Başkanlığı’nda yaşanan değişimle Ayhan Salman başkanlığında bu gerçekleşti.                                                                                       Gençlere ve kadınlara ağırlık verildi…                                                                 
* * *
2019 seçimlerine canlı ve daha aktif bir kadro ile girmeyi planlayan AK Parti’de bu değişim sürecine kimi belediyeler de eklenmişti.                     Metal yorgunluğu olanlarla yollar ayrılacaktı.                                                Önce İstanbul Büyükşehir belediye Başkanı Kadir Topbaş istifasını açıkladı.                                                                                                                       Ardından da Niğde Belediye başkanı…                                                                 Aynı günlerde Ankara, Bursa ve Balıkesir büyükşehir Belediye Başkanlarının istifası gündeme geldi ve iki gün önce de bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan seslendirdi bunu.
Konu 2019 seçimleri ile yakından ilintili olduğu açık…                                         Artık hükümeti kurmak için yüzde 50’nin üzerinde oy alınması gerek. Yapılan kamuoyu yoklaması sonuçları başkanların oyunun parti oyunun çok altında kalmış olmasını göstermesi en önemli gerekçe olsa gerek.                                                                                                                     Süreç işliyor…                                                                                                                                  Başkan Altepe dâhil bu 3 belediye başkanından bu güne kadar bir istifa gelmiş değil.                                                                                               Ancak kulisler bunun kırp-dökmeden, sarsmadan ve başkanların onurunu zedeleyecek kimi gelişmelere meydan vermeden gerçekleşeceği yönünde.                                                                                    Kuşkusuz Başkan Altepe’nin vereceği zor bir karar bu…                                                      Yakın çevresine göre Başkan Altepe’nin bu gün yahut yarın görevi bırakmayla ilgili açıklama yapabileceği belirtiliyor.                                                                     Bunun dışında, Ak Parti’deki işleyişi bilmeyenlerin bütün analizleri kuşkusuz gerçeklerden kopuk birer spekülasyon niteliğinde.                                                             Bunları dikkate almanın pratik, hukuki ve hatta ahlaki bir yararı yok.