Türk Tarihinde kutlanması gereken günler vardır.
Bunlardan biri 19 Mayıs 1919’dur. 19 Mayıs 1919Anadolu’da yeni Türk Devleti’nin fiilen temellerinin atıldığı gündür ve Türkiye Cumhuriyeti tarihimizin başlangıcıdır. Atatürk’ün Söylev’i bu olayla başlatması, doğum gününü soranlara 19 Mayıs’ı işaret etmesi bunun kanıtı sayılmalıdır. 19Mayıs’ın millî bayram olarak ilân edilmesi bu yargıyı daha da pekiştirmektedir.
* * *
Ancak 19 Mayıs, salt Türk millî kurtuluş hareketinin başlangıcı olmakla kalmadı, yeni Türk devletinin çağdaş değerlerle milletler ailesi içerisinde yerini almasını da sağladı hiç kuşkusuz. 19 Mayıs, 98 yıl önce başlatılan bir süreç, bu yeni Cumhuriyetle sonuçlandı ama bu bitmedi. 1919 yılında bizleri, atalarımızı mahkûm olmaktan kurtaran, ülkemizin sömürge olmasını engelleyen adımı atan M. KemalAtatürk'ü ve silah arkadaşlarını saygıyla andığımız bayram bu gün.
Milletimizin topyekun karar ve azmiyle, Atatürk’ün öncülüğünde ülkemizin yazgısının değiştirildiği, bağımsızlığa giden yolda çok önemli bir başlangıç 19 Mayıs.
* * *
Bu bayramın bir bayram havasında, coşkuyla kutlanılması, kimi ritüellere kurban edilmemesi gerekiyordu ama yıllarca bu böyle mi oldu?
Bir yüzyıl öncesine ait bu gelenek, dışarıda dönemin faşist iktidarlarınca başlatılmıştı bilineceği üzere. Almanlar, İtalyanlar, sonrasında Ruslarda birbirinden adeta kopya edilmiş şekilde ortak semboller ve figürlerle, askeri bando eşliğinde yapılan bu ritüellerde mantık hep aynı idi. Resmi ideolojiyipekiştirme arzusu...
Stadyumlarda, halktan kopuk, askeri bir düzen içinde, bütün öğrencilerin spor ve jimnastik adı altında ülkenin her il ve ilçesinde bir arada, çeşitli hareketlerle bir askeri düzen içerisinde protokolün önünde gösteri yapması genelde bu gün artık gerilerde kaldı.
* * *
12 Eylül askeri darbesine kadar“Spor ve Gençlik Bayramı olarak kutladığımız bu bayram12 Eylül sonrasında, aynı zamanda “Atatürk’ü Anma Günü” olarak da kutlanmaya başlandı.
Yani 12 Eylül darbecileri, içeriğinde Atatürk’ün bolca anılmasına karşın, bu bayramın ismini dönemsel olarak gereksinim duydukları bir politik tutumla “Atatürk’ü Anma” ibaresiyle pekiştirme kararı almışlardı.
Resmi ideolojiye bağlılığı her alanda ve toplumun her katmanında yeniden pekiştirme arzusu, bu ideolojik katkıyı beraberinde getirmişti.
Aslında tarihsel olarak bakıldığında da bu bayram gününü resmi olarak başlatmayı, Atatürk’ün Anadolu’da milli mücadeleyi başlatmak üzere 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak bastığı günün yıldönümü olarak; 20 Haziran 1938 tarihine kadar beklenilmesini de anlamak biraz zor olsa gerek. 19 Mayıs’ın ayrıca bayram olarak kutlanması kararını, Atatürk’ün hastalığının acı bir gerçek olarak ortaya çıkması ile ilgi olduğunu öne süren görüşler olsa da, bu sorunun asıl yanıtı, dönemin Kemalistlerinin, 38 sonrası Kemalistleri kadar duyarlı olamadıkları olabilir mi acaba? 1935 yılına kadar 19 Mayıs’ın adı yok çünkü…
Ama bunun da aslında Atatürk’ün dahiliyle daha 1935’lerde gündeme geldiğine yönelik anılar varsa da 1938’den sonra resmi bayram olarak kutlanmaya başlanıyor 19 Mayıs.
İlkini Atatürk’ün de izlediği, birçok eleştiri yapıldığı söylenen 19 Mayıs törenlerinin içeriğini oluşturan koşullar, dönemin pozitivist modernleşmeci yapısı göz önüne alınmadan tam olarak anlaşılamaz kuşkusuz.
Bu çok tartışılmış ve tartışılmaktadır…
Büyük önder Atatürk ve silah arkadaşlarını minnet ve şükranla anıyoruz…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Orhan Kaplan
19 Mayıs; asil bir direniş hareketi…
Bunlardan biri 19 Mayıs 1919’dur.
19 Mayıs 1919 Anadolu’da yeni Türk Devleti’nin fiilen temellerinin atıldığı gündür ve Türkiye Cumhuriyeti tarihimizin başlangıcıdır.
Atatürk’ün Söylev’i bu olayla başlatması, doğum gününü soranlara 19 Mayıs’ı işaret etmesi bunun kanıtı sayılmalıdır.
19Mayıs’ın millî bayram olarak ilân edilmesi bu yargıyı daha da pekiştirmektedir.
* * *
Ancak 19 Mayıs, salt Türk millî kurtuluş hareketinin başlangıcı olmakla kalmadı, yeni Türk devletinin çağdaş değerlerle milletler ailesi içerisinde yerini almasını da sağladı hiç kuşkusuz.
19 Mayıs, 98 yıl önce başlatılan bir süreç, bu yeni Cumhuriyetle sonuçlandı ama bu bitmedi.
1919 yılında bizleri, atalarımızı mahkûm olmaktan kurtaran, ülkemizin sömürge olmasını engelleyen adımı atan M. Kemal Atatürk'ü ve silah arkadaşlarını saygıyla andığımız bayram bu gün.
Milletimizin topyekun karar ve azmiyle, Atatürk’ün öncülüğünde ülkemizin yazgısının değiştirildiği, bağımsızlığa giden yolda çok önemli bir başlangıç 19 Mayıs.
* * *
Bu bayramın bir bayram havasında, coşkuyla kutlanılması, kimi ritüellere kurban edilmemesi gerekiyordu ama yıllarca bu böyle mi oldu?
Bir yüzyıl öncesine ait bu gelenek, dışarıda dönemin faşist iktidarlarınca başlatılmıştı bilineceği üzere.
Almanlar, İtalyanlar, sonrasında Ruslarda birbirinden adeta kopya edilmiş şekilde ortak semboller ve figürlerle, askeri bando eşliğinde yapılan bu ritüellerde mantık hep aynı idi.
Resmi ideolojiyi pekiştirme arzusu...
Stadyumlarda, halktan kopuk, askeri bir düzen içinde, bütün öğrencilerin spor ve jimnastik adı altında ülkenin her il ve ilçesinde bir arada, çeşitli hareketlerle bir askeri düzen içerisinde protokolün önünde gösteri yapması genelde bu gün artık gerilerde kaldı.
* * *
12 Eylül askeri darbesine kadar“Spor ve Gençlik Bayramı olarak kutladığımız bu bayram 12 Eylül sonrasında, aynı zamanda “Atatürk’ü Anma Günü” olarak da kutlanmaya başlandı.
Yani 12 Eylül darbecileri, içeriğinde Atatürk’ün bolca anılmasına karşın, bu bayramın ismini dönemsel olarak gereksinim duydukları bir politik tutumla “Atatürk’ü Anma” ibaresiyle pekiştirme kararı almışlardı.
Resmi ideolojiye bağlılığı her alanda ve toplumun her katmanında yeniden pekiştirme arzusu, bu ideolojik katkıyı beraberinde getirmişti.
Aslında tarihsel olarak bakıldığında da bu bayram gününü resmi olarak başlatmayı, Atatürk’ün Anadolu’da milli mücadeleyi başlatmak üzere 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak bastığı günün yıldönümü olarak; 20 Haziran 1938 tarihine kadar beklenilmesini de anlamak biraz zor olsa gerek.
19 Mayıs’ın ayrıca bayram olarak kutlanması kararını, Atatürk’ün hastalığının acı bir gerçek olarak ortaya çıkması ile ilgi olduğunu öne süren görüşler olsa da, bu sorunun asıl yanıtı, dönemin Kemalistlerinin, 38 sonrası Kemalistleri kadar duyarlı olamadıkları olabilir mi acaba?
1935 yılına kadar 19 Mayıs’ın adı yok çünkü…
Ama bunun da aslında Atatürk’ün dahiliyle daha 1935’lerde gündeme geldiğine yönelik anılar varsa da 1938’den sonra resmi bayram olarak kutlanmaya başlanıyor 19 Mayıs.
İlkini Atatürk’ün de izlediği, birçok eleştiri yapıldığı söylenen 19 Mayıs törenlerinin içeriğini oluşturan koşullar, dönemin pozitivist modernleşmeci yapısı göz önüne alınmadan tam olarak anlaşılamaz kuşkusuz.
Bu çok tartışılmış ve tartışılmaktadır…
Büyük önder Atatürk ve silah arkadaşlarını minnet ve şükranla anıyoruz…