trrrrum, trrrrum, trrrrum! trak tiki tak!
Türkiye'dekiler için kısa özet: ” 7 Müslüman ülkenin vatandaşlarına ve mültecilere ABD'ye giriş yasağı getirilmesi üzerine havaalanında alıkonmalar ve geri yollamalar başladı. Geçerli bir vizesi olan (öğrenci, çalışan vs.) ve yeşil kart sahipleri dâhil onlarca kişi alıkonuldu ve saatlerce sorgulandı -hatta bildirilenlere göre sorgu esnasında Trump hakkındaki fikirleri soruldu- ve ülkeye girişleri reddedildi. Vize ve yeşil kart sahiplerinin turist değil burada bir hayatı, okulu, işi, ailesi, kirasını ödediği evi vs. olan insanlar olduğunu hatırlatmak isterim. Aynı gün (dün) binlerce kişi havaalanlarına akarak kararı protesto etti; mülteciler, Müslümanlar hoş gelmişler dedi. En kalabalık eylemlerden birinin yapıldığı New York'ta güvenlik güçleri havaalanına toplu taşımayı engelleyerek eylemleri durdurmaya çalıştı. Günün ilerleyen saatlerinde gelen bir yargı kararı ile havaalanında alıkonmalar ve geri yollanmalar (sorunu tamamen çözmese de) geçici olarak durduruldu. Sınır kontrol görevlilerinin de bu yargı kararına uymayarak sınır geçişine izin vermedikleri de bildirildi. Gösteriler hala çeşitli şehirlerde devam ediyor ve kimi yerlerde sertleşiyor. Göstericilerin paketlenip tutuklandığı, saçlarından sürüklendiği, göz yaşartıcı gaza maruz bırakıldığı vakalar yaşandı. Bugün ve ilerleyen günlerde gösteriler devam edecek. Bu esnada Trump ve ekibi birbirinden korkunç yeni kararlar imzalamaya devam ediyor. Özetle bugünlerde burada haklar ve özgürlüklere vurulan darbe de mücadele de oldukça sert. Hak, hukuk, toplumsal muhalefet falan dinlemeyen Amerika'nın Erdoğan'ına karşı dileyelim ki ezilenler kazansın fakat buradan bakınca gelecek pek parlak görünmüyor” diyor Fatma Zişan Tokaç…
Toplumsal muhalefet filan dinlemeyen Amerika’nın Erdoğan’ı diyor Fatma Hanım. Sanki toplumsal bir muhalefet varmış gibi. Ee tabi Amerika’dan böyle görünüyor demek ki. Güldüm geçtim. Ne olacak bu Amerika’nın hali? Süleyman başkanım bir el atsan diyorum. Hani nazım diyordu ya 1923 yılında. Kendisini yâd edelim.
trrrrum,
trrrrum,
trrrrum!
trak tiki tak!
makinalaşmak istiyorum!
beynimden, etimden, iskeletimden geliyor bu!
her dinamoyu
altıma almak için çıldırıyorum!
tükrüklü dilim bakır telleri yalıyor,
damarlarımda kovalıyor
oto-direzinler lokomotifleri!
trrrrum,
trrrrum,
trak tiki tak
makinalaşmak istiyorum!
mutlak buna bir çare bulacağım
ve ben ancak bahtiyar olacağım
karnıma bir türbin oturtup
kuyruğuma çift uskuru taktığım gün!
trrrrum
trrrrum
trak tiki tak!
makinalaşmak istiyorum!
Evet, toplumsal muhalefette kalmıştık sanırım. Toplumsal muhalefet toplumun olduğu yerde olur, toplumda bireyin olduğu yerde öyle değil mi?
Bakalım bir yetişme tarzımıza. Kaçımız evimizde çocukken babamıza muhalif olabildik. Sıkıyorsa ol yersin sopayı. Okulda hangimiz öğretmenimize muhalefet edebildik. Sıkıyorsa et. Anında sopayı yersin ve karnene zayıf gelir o dersin. Hangimiz camide imama muhalefet ettik. Sıkıyorsa et. Anında dinden de camiden de kovulursun. Hangimiz patronumuza muhalefet edebildik. Sıkıyorsa et. Anında kapı dışında buluruz kendimizi. Siyasi muhalefete gelince zaten liderler sultasının olduğu bir ülkede kimse kusursa bakmasın bana toplumsal muhalefetten bahsedemez. Birey olamamış insanların oluşturduğu toplum ancak bu kadar muhalefet edebilir. Bana kızmayın olur mu? Sadece düşünün haksız isem özür dilemesini bilirim ben. Ama haksız iseniz siz de düşünün ve lütfen birey olun. Eleştirmek değil asıl maksadım ama bir şeylerin yoluna girmesini istiyorsak zaman zaman adaletli bir biçimde vandalizme kaçmadan muhalefet etmenin yollarını da aramalıyız. Ölçümüz her zaman ve her yerde adalet olmalı. Yoksa bugün bu ülkenin sözde muhalefet partilerini düştüğü içler acısı durumda gayet açık bir biçimde ortada. Yenişehir hepimizin. Bursa hepimizin. Türkiye hepimizin.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Okan Recep Aydın
Trump! Trump! Trump!
Türkiye'dekiler için kısa özet: ” 7 Müslüman ülkenin vatandaşlarına ve mültecilere ABD'ye giriş yasağı getirilmesi üzerine havaalanında alıkonmalar ve geri yollamalar başladı. Geçerli bir vizesi olan (öğrenci, çalışan vs.) ve yeşil kart sahipleri dâhil onlarca kişi alıkonuldu ve saatlerce sorgulandı -hatta bildirilenlere göre sorgu esnasında Trump hakkındaki fikirleri soruldu- ve ülkeye girişleri reddedildi. Vize ve yeşil kart sahiplerinin turist değil burada bir hayatı, okulu, işi, ailesi, kirasını ödediği evi vs. olan insanlar olduğunu hatırlatmak isterim. Aynı gün (dün) binlerce kişi havaalanlarına akarak kararı protesto etti; mülteciler, Müslümanlar hoş gelmişler dedi. En kalabalık eylemlerden birinin yapıldığı New York'ta güvenlik güçleri havaalanına toplu taşımayı engelleyerek eylemleri durdurmaya çalıştı. Günün ilerleyen saatlerinde gelen bir yargı kararı ile havaalanında alıkonmalar ve geri yollanmalar (sorunu tamamen çözmese de) geçici olarak durduruldu. Sınır kontrol görevlilerinin de bu yargı kararına uymayarak sınır geçişine izin vermedikleri de bildirildi. Gösteriler hala çeşitli şehirlerde devam ediyor ve kimi yerlerde sertleşiyor. Göstericilerin paketlenip tutuklandığı, saçlarından sürüklendiği, göz yaşartıcı gaza maruz bırakıldığı vakalar yaşandı. Bugün ve ilerleyen günlerde gösteriler devam edecek. Bu esnada Trump ve ekibi birbirinden korkunç yeni kararlar imzalamaya devam ediyor. Özetle bugünlerde burada haklar ve özgürlüklere vurulan darbe de mücadele de oldukça sert. Hak, hukuk, toplumsal muhalefet falan dinlemeyen Amerika'nın Erdoğan'ına karşı dileyelim ki ezilenler kazansın fakat buradan bakınca gelecek pek parlak görünmüyor” diyor Fatma Zişan Tokaç…
Toplumsal muhalefet filan dinlemeyen Amerika’nın Erdoğan’ı diyor Fatma Hanım. Sanki toplumsal bir muhalefet varmış gibi. Ee tabi Amerika’dan böyle görünüyor demek ki. Güldüm geçtim. Ne olacak bu Amerika’nın hali? Süleyman başkanım bir el atsan diyorum. Hani nazım diyordu ya 1923 yılında. Kendisini yâd edelim.
trrrrum,
trrrrum,
trrrrum!
trak tiki tak!
makinalaşmak istiyorum!
beynimden, etimden, iskeletimden geliyor bu!
her dinamoyu
altıma almak için çıldırıyorum!
tükrüklü dilim bakır telleri yalıyor,
damarlarımda kovalıyor
oto-direzinler lokomotifleri!
trrrrum,
trrrrum,
trak tiki tak
makinalaşmak istiyorum!
mutlak buna bir çare bulacağım
ve ben ancak bahtiyar olacağım
karnıma bir türbin oturtup
kuyruğuma çift uskuru taktığım gün!
trrrrum
trrrrum
trak tiki tak!
makinalaşmak istiyorum!
Evet, toplumsal muhalefette kalmıştık sanırım. Toplumsal muhalefet toplumun olduğu yerde olur, toplumda bireyin olduğu yerde öyle değil mi?
Bakalım bir yetişme tarzımıza. Kaçımız evimizde çocukken babamıza muhalif olabildik. Sıkıyorsa ol yersin sopayı. Okulda hangimiz öğretmenimize muhalefet edebildik. Sıkıyorsa et. Anında sopayı yersin ve karnene zayıf gelir o dersin. Hangimiz camide imama muhalefet ettik. Sıkıyorsa et. Anında dinden de camiden de kovulursun. Hangimiz patronumuza muhalefet edebildik. Sıkıyorsa et. Anında kapı dışında buluruz kendimizi. Siyasi muhalefete gelince zaten liderler sultasının olduğu bir ülkede kimse kusursa bakmasın bana toplumsal muhalefetten bahsedemez. Birey olamamış insanların oluşturduğu toplum ancak bu kadar muhalefet edebilir. Bana kızmayın olur mu? Sadece düşünün haksız isem özür dilemesini bilirim ben. Ama haksız iseniz siz de düşünün ve lütfen birey olun. Eleştirmek değil asıl maksadım ama bir şeylerin yoluna girmesini istiyorsak zaman zaman adaletli bir biçimde vandalizme kaçmadan muhalefet etmenin yollarını da aramalıyız. Ölçümüz her zaman ve her yerde adalet olmalı. Yoksa bugün bu ülkenin sözde muhalefet partilerini düştüğü içler acısı durumda gayet açık bir biçimde ortada. Yenişehir hepimizin. Bursa hepimizin. Türkiye hepimizin.