SON DAKİKA
Hava Durumu

Sosyal medya ve Doğu Türkistan…

Yazının Giriş Tarihi: 27.12.2018 21:34
Büyük depremlerin sonuçlarından korunabilmenin yollarından biri de küçük depremler oluşturmaktır. Böylece büyük yıkımdan, daha küçük yıkımlar sayesinde kurtulmuş oluruz. Ya da küçüklere alışa alışa artık büyük olan depremler pek umurumuzda olmaz. Bu sosyal bağlamda “böl, parçala, yönet” üçlemesinin jeolojik karşılığıdır.
Türkiye, sokak eylemlerine çok alışkın bir ülke. Hatta sokak terörüne ve vandalizme de. Tabii halk kadar devlet ve devletin güvenlik güçleri de bu konuda büyük bir tecrübeye sahip. Eskiden sıkıntılarımızı sokağa çıkıp bağırıp çağırarak hallederdik. Şimdi ona gerek bile yok artık. Her şey sanal âlemde hallediliyor. Artık yüz binler, milyonlar, hak arama mücadeleleri, sağcılar, solcular, öğrenciler, işçiler sanal âlemde istedikleri kadar yazıp çizerek dertlerini anlatıyor, gazlarını boşaltıyorlar. Bu en başta devletin işine geliyor, sonra artık kavgalardan bıkmış, sokaklarda kan görmekten usanmış ve her seferinde suçu olmasa da dükkânları Vandallar tarafından kırılıp dökülen sokak esnafının işine geliyor tabii. Elbette ülkemizde huzur olmalı. Derdimizi kavga etmeden anlatabilmenin yolarını bulup değerlendirmeliyiz.
Lakin bir de işin insanı tembelleştiren, edilgenleştiren bir tarafı var ki bu daha çok uluslar arası tepkilerin pasifize edilmesine sebep olan sosyal medya bağımlılığıyla ilgili. Mesela Çin, Doğu Türkistan’da göz göre göre katliam yapıyor. Bunu dünyanın gözüne soka soka yapıyor ve mesela yüzde bilmem kaçı Müslüman olan ülkemde, sosyal medyada Müslümanlar klavyeleriyle öyle bir tepki koyuyorlar ki “bravo” diyorum. Yani Çin bir görse bu tepkileri hemen yaptığından vazgeçer, özür diler. “Bir daha asla yapmam” der “Çok korktum” der. Tabii ki alay ediyorum.
Ama sokağa çıkma hakkını ve kültürünü yavaşça yok eden, en önemli unsurlardan biri oldu sosyal medya ne yazık ki. O kadar çok bağırıp çağırıyoruz ki soysal medyada emin olun sokağa çıkacak enerjimiz kalmıyor. Benim sokağa çıkmaktan kastım da çıkalım vuralım kıralım değil. Bursa’da Doğu Türkistan’da şehit olanlar için düzenlenen bir gıyabi cenaze namazına katılımla ilgili bu şikâyetim.
Çin’e savaş açalım demiyorum. Çünkü o kadar Çinliyi gömecek toprak bulamayız. Ama hiç olmazsa bu gıyabi cenaze namazlarına katılalım diyorum. Dirilerinden vazgeçtik, bari ölülerine sahip çıkalım diyorum. Bursa’da okuyan Doğu Türkistanlı evlatlarımız var. Onlara sahip çıkalım diyorum.  Ama ne yazık ki ben diyor ve işitiyorum. Neyse öte de hesap var. Elbette defterimiz dürülür bir gün ve hesaba çekiliriz yaptıklarımızdan da yapmadıklarımızdan da…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.