Çok daha önemli gündemlerimiz olmasına rağmen, birkaç gündür Müjdat Gezen ile Metin Akpınar denilen iki zibidiyle uğraşıyoruz ne yazık ki. Ülkemizin (ben her ne kadar oy kullanmasam ve demokrasiye kökten karşı çıksam da)halk tarafından seçilmiş bir Cumhurbaşkanına edepsizlik eden bu artık vakti geçmiş sözde sanatçı molozları yine bir televizyon programına çıkarak hadlerini aştılar. İşin garip tarafı bu iki densiz sözde cumhuriyetçi, demokrat ve laikler. Öyle tanımlıyorlar kendilerini. Sanatçı falan değiller oysa. Oyuncular bunlar sadece. Artık sahnede işleri bittiği için başka sahnelerde başkalarının yazdığı alçakça oyunları oynuyorlar. Bu meseleyi sağ sol meselesi gibi algılayanların da izanlarından şüpheye düşerim. Kim olursa olsun, hangi partiden olursa olsun, bir insan halkın çoğunluğunun ya da bir kısmının oyları ve onayı ile seçilmişse onu bulunduğu yerden indirmenin tek yolu vardır. O da seçimdir. Gücünüz yetmiyorsa oy ile indirmeye, başka türlü zaten gücünüz yetmez. Siz ne kadar korkusuz ve pervasız iseniz emin olun bizlerde en az sizin kadar korkmuyoruz. Meydan okuyorsanız, biz de okuyoruz. Amiyane tabirle “Sizin yaptığınız gider bizim hoşumuza gider.” Hurma yerken dikkat etmeli…
İlginçtir, ne zaman böyle oyuncu müsveddeleri her şeylerini kaybedecek olsalar, başlıyorlar milletin değerleri ve mukaddesatı ile dalga geçmeye. Tabii ancak böyle olunca gündeme gelebiliyorlar maalesef. Ben bu yazıyı yazarken Metin Akpınar polis gözetiminde adliyeye gidiyordu. Eh ben daha önce de demiştim, hurma yerken dikkat etmek lazım diye. Bu toplumun kendine has değerleri var. Bizim ne kadar hoşumuza gitmese de bunlara en azından tahammül etmemiz lazım. Bir Hindu’nun karşısında inek kesmemek lazım kurban bayramı bile olsa. Cumhuriyet, demokrasi, laisizm…
Diyor ki komedyen zat, cumhuriyet olmalı. Ama yetmez buna demokrasi ve laisizm de ilave edilmeli. Eyvallah, etmesine edelim de senin ve yanındaki Müjdat Gezen denilen öteki zibidinin sarf ettiği sözleri hangi bağlamda değerlendireceğiz? Cumhuriyet desek bu ayağından asacağınız adamı halk seçmedi mi? Demokrasi desek yine sınıfta kalırsınız, çünkü demokrasilerde çözüm sandıktır, seçimdir “asmak, kesmek, kelle uçurmak” değil. Geriye kaldı laisizm yani kendi tabiriyle “din ve devlet işleri çakışırsa devletin dinden yana değil devletten yana tavır koyması”. E zaten kimsenin böyle bir derdi yok ki. Ne devletin dinle, ne dinin devletle bir bağı kalmadı. Yani sonuçta demem o ki ey komedyen zevat, yani ey darbukacı Baryam efendi ile Gayserili Metin efendi. Komik bile değilsiniz.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Okan Recep Aydın
Sizin yaptığınız gider…
Hurma yerken dikkat etmeli…
İlginçtir, ne zaman böyle oyuncu müsveddeleri her şeylerini kaybedecek olsalar, başlıyorlar milletin değerleri ve mukaddesatı ile dalga geçmeye. Tabii ancak böyle olunca gündeme gelebiliyorlar maalesef. Ben bu yazıyı yazarken Metin Akpınar polis gözetiminde adliyeye gidiyordu. Eh ben daha önce de demiştim, hurma yerken dikkat etmek lazım diye. Bu toplumun kendine has değerleri var. Bizim ne kadar hoşumuza gitmese de bunlara en azından tahammül etmemiz lazım. Bir Hindu’nun karşısında inek kesmemek lazım kurban bayramı bile olsa.
Cumhuriyet, demokrasi, laisizm…
Diyor ki komedyen zat, cumhuriyet olmalı. Ama yetmez buna demokrasi ve laisizm de ilave edilmeli. Eyvallah, etmesine edelim de senin ve yanındaki Müjdat Gezen denilen öteki zibidinin sarf ettiği sözleri hangi bağlamda değerlendireceğiz? Cumhuriyet desek bu ayağından asacağınız adamı halk seçmedi mi? Demokrasi desek yine sınıfta kalırsınız, çünkü demokrasilerde çözüm sandıktır, seçimdir “asmak, kesmek, kelle uçurmak” değil. Geriye kaldı laisizm yani kendi tabiriyle “din ve devlet işleri çakışırsa devletin dinden yana değil devletten yana tavır koyması”. E zaten kimsenin böyle bir derdi yok ki. Ne devletin dinle, ne dinin devletle bir bağı kalmadı. Yani sonuçta demem o ki ey komedyen zevat, yani ey darbukacı Baryam efendi ile Gayserili Metin efendi. Komik bile değilsiniz.