Son günlerin gözde gündemi, üçüncü havalimanının adı ne olacak? Diyelim ki Atatürk Havalimanı oldu. Atatürkçüler daha çok mu seyahat edecek uçakla? Ya da diyelim ki Abdülhamit Han oldu. Osmanlı padişahlarını sevenler mi daha çok kullanacaklar bu havalimanını?  Ya da ne bileyim Recep Tayyip Erdoğan olursa iktidar mensup ve taraftarları kullanacak ama muhalefet ve taraftarları kullanmayacak mı? Siz bu satırları okuduğunuzda büyük ihtimal “atı alan Üsküdar’ı geçmiş olacak” ve isim konulmuş olacak. Bizlerde beğensek de beğenmesek de bu havalimanını kullanacağız işimiz düştüğünde. İsimlere bizim kadar takıntılı başka milletler de vardır elbette. Ama ben bu konuda kendimize hayranım. Ve hep düşünmüşümdür acaba biri bir cami yaptırsa da ismi Atatürk Camii olsa, ne olur bu milletin hâli? Ama bana kalırsa bir helikopter suikastına kurban giden Muhsin Yazıcıoğlu’nun adı konulmalı üçüncü havalimanına. En azından devlet olarak belki o değerli insana bir nebze de olsa borcumuzu ödemiş oluruz.
****
Hipotermi…
Birkaç gün evvel ne yazık ki çok fazlaca gündeme gelmeyen bir acı olaydan sonra bu terimi öğrenmeyen kalmadı. Sarıkamış’tan sonra belki de ilk kez askerlerimizi soğuğa kurban verdik. Ülkemizin yoğun gündemi içerisinde kaybolup gittiler bu şehitlerimiz de ne yazık ki. Suçlular kimdi, cezaları neydi,  peki ya bu evlatlarımızın suçu neydi gibi bir sürü soru var şimdi, düşünen insanların yüreklerinde. Olayın sorumlularının bir an önce bulunup gerekenin yapılmasını istemek vatandaş olarak bizim en tabi hakkımızdır. Bunu da istiyoruz. Bu çağda evlatlarımızı böyle saçma sapan sebeplerden kaybetmek istemiyoruz. Elbette şehadet makamların en yücesi ama bu kadar da ucuz olmamalı değil mi?
***
Muhsin Yazıcı oğlu demişken...
Üzerinden yıllar geçmesine rağmen faili meçhul olarak kalan bu kaza süsü verilmiş suikastla ilgili olarak devam eden mahkeme sürecinde geçen günlerde Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici ; “Bize yumruk atan, alnının ortasında mermiyi yer” demişti. Böyle kahramanca bir çıkış konunun muhataplarını elbette korkudan titretmiştir. Tam da bir genel başkana yakışır bir çıkıştır bu. Tam da Büyük Birlik Partisi genel başkanına yaraşır bir söylemdir. Çünkü bu kahraman genel başkan yıllar önce şehit edilen kurucu genel başkanıyla ilgili davada elinden gelen her şeyi yapmış ve suikastın aydınlanmasını sağlamıştır. Hayatım boyunca iki siyasetçiye yumruk atmak istemişimdir, bunlardan biri çiçek sulayan Kamet Genç’ti. Şimdi ikincisi de Mustafa Destici oldu. Ama tabi korktuğum için alnımın ortasına kurşun yemekten bunu kimseye söylemiyorum. Daha gencim ve yaşanacak çok şey var.
***
Neyse…
Yeteri kadar gergin bir ortamda ve seçimlere girmek üzere iken bir de ben kaçırmayayım iştahınızı böyle yazılarla. Çiçek böcek yazmak varken neden girdiysem artık böyle konulara. Zaten gazeteci dediğin kimdir ki? Gazeteci dediğin Etliye sütlüye karışmaz, kimseyle kavga etmez, ettiği zaman hemen bir terör örgütü ile ilişkilendirilip suçlanır ve ceza alır. Tamam o zaman daha güzel konularda görüşmek üzere.