Dün CHP Bursa Milletvekili Sayın Erkan Aydın ile birlikte idik.( Soyadı benzerliğinden akraba olduğumuz düşünülmesin. Bizimkisi sadece benzerlik.)  Haliyle gündeme dair biraz sohbet ettik.( Ben malumunuz üzere pek sevmem siyaseti ama gelen misafirlerimize de asla saygısızlık etmem hangi düşünceden olurlarsa olsunlar. Yeter ki zalimlerden olmasınlar.) Tabi bütün arkadaşlarım sorular sordular o da bize cevap verdi, anlattı. Konuşurken o kadar ilginç bir şey söyledi ki bunu yazmadan geçemeyeceğim. Vekil “Ankara’da kimse konuşamıyor, hatta başbakan ve cumhurbaşkanı da “ dedi. O an bir kez daha bu sisteme karşı olmanın daha iyi bir fikir olduğuna dair inancım daha da arttı. Eğer bir ülkede (hele hele laik, demokrat falan filan işte her neyse )bırakın vekilleri, başbakanın hatta cumhurbaşkanının bile konuşamadığını bir muhalefet milletvekili söylüyorsa halimiz haraptır beyler. Hayır oyu için yola çıkan bu kardeşimiz bunu her yerde söylerse inanın onu dinleyen herkes evet oyu verir sırf sistem değişsin diye. Şimdi içinizden birileri zaten CHP iktidara çalışıyor diyebilir. Dedim ya siyasetten uzağım ben. Beni çok ilgilendirmiyor bu, ama eğer CHP milletvekili Erkan Aydın söylediklerinde haklı ise inanın millet olarak çökmüşüz demektir. Seçip başımıza başbakan cumhurbaşkanı yaptığımız insanlar konuşamıyorsa kime gidecek bu millet Allah aşkına? Demek ki seçim filan aslında hikâye demek ki keşke olmasam ama ben haklıyım. İşte bir nedeni daha var halkın evet demek için. Çünkü cumhurbaşkanı, başbakan ya da vekiller konuşamıyor. Bu nasıl iştir. Diyeceksiniz ki Amerika’da da böyle…  Bana ne? Bu millet Trump’a oy vermedi ki. Onu da Amerikalılar düşünsün. Ama biz ne edeceğiz onu düşünmemiz gerekir.
 “Sizce hükümet mi başarılı muhalefet mi başarısız?” diye bir soru da ben sordum vekile. “İkisi de başarısız” dedi vekil yekten. Sonra da neden başarısız bulduğunu açıkladı. Sonra da Vatan Partisi il Başkanı Mehmet Alanbel ve ekibi geldiler. Onlar da neden hayır dememiz gerektiğini anlattılar bize. Tabi sıra evetçilere de gelecek ve onlarda neden evet dememiz gerektiğini anlatacaklar. Ben de neden evet ya da hayır demeye ihtiyaç duymadığımı anlatacağım hep. Ben zaten demokrasiye inanmadığım defalarca söylemiştim. Hele bu saatten sonra asla inanmam. Bırakın vekili başbakan ve dahi cumhurbaşkanının bile konuşamadığı bir sistemi neden ayakta tutayım ki. Ben seçtiğimle konuşmak isterim seçtiğimin konuşmasını isterim. Seçtiğimi sorgulamak isterim. Suçlu ise yargılamak isterim.(Bunu ben değil mahkemeler yapar tabi ama ben isterim)bu nedenle İslam’ı seviyorum. Kimse dokunulmaz değil. (tabi ben islam derken sonradan uydurulup adına islam denilen saçma sapan anlayıştan bahsetmiyorum. Ben islam derken Peygamberin yaşadığı ve anlattığı islamdan bahsediyorum)
Tabi Vatan Partisi il başkanı da hükümetin birçok konuda artık kendileri gibi düşünmeye başladığını söyledi. Bu yüzden beş on yıla kadar iktidar olacaklarının altını çizdi. İnanmadım elbette ama özgüven güzeldir. Aslında başkan biz olmasak ta düşüncelerimiz iktidar olacak demek istedi bence. Göreceğiz. Eğer yaşarsak bakalım daha neler göreceğiz. Amerika’dansa Rusya ya yanaşmamız gerektiğinizin altını çizdi başkan. Ekonomik, ekolojik  ve ergonomik sebeplerden dolayı. Ben tam bağımsız bir ülke anlayışının realitesine inanmıyorum ama yine de kuramsal açıdan istediğimiz bu tabi. Dünya bu kadar birbirine girmişken çok zor tam bağımsız bir ülke olabilmek ama yine de milli bir duruş sergilemek açısından en azından felsefe olarak bu bizi besleyecektir. Ve belki, kim bilir inşallah günü birinde büyük, güçlü ve bağımsız bir ülke olur ülkemiz.