SON DAKİKA
Hava Durumu

Fatih Portakal mevzuu

Yazının Giriş Tarihi: 26.12.2018 21:32
Televizyonlar henüz Türkiye’de yokken veya bu kadar yaygın değilken yani radyolardan ajansları dinlediğimiz dönemlerde hiç birimizin Fatih Portakal gibi bir derdi yoktu. Radyoda o yıllarda  “Arkası Yarın”, “Radyo Tiyatrosu”, “Türk Halk Müziği Dinleyici İstekleri” ve “Pazar Konserleri” bir de “Köyümüz Köylümüz” programları olurdu benim hatırlayabildiğim. Yüzünü görmeden, sesinden tanıdığımız bir sürü sanatçı vardı o dönem. Spikerlik büyük bir sanattı kim ne derse desin. Sadece diksiyon değil üslubunda önemli olduğu dönemlerden sonra televizyon denilen illet girdi hayatımıza. Doğup büyüdüğüm baba evimde hala televizyon yok. Belki de şehirdeki tek televizyonsuz ev bizimkisidir diye düşünürüm zaman zaman.
 Biz İslamcılar televizyonun haramlığından eminken, kendi televizyonlarımızı kurmaya başladık. Hem de çoluğumuzun çocuğumuzun nafakasından kesip para biriktirerek. İfrat ile tefrit arasında savrulup durduk bütün ümmet bilaistisna…
Hatta âcizane ben bile, bir radyo kurdum arkadaşlarımla beraber ve hayra hizmet ettim aklım sıra. İnşallah Rabbim dergâhında kabul etmiştir bu hizmetlerimizi. Çünkü biz para kazanmak maksadı ile yapmadık bu işleri. Kimseye eyvallahınız olmadı Allah’tan gayrı. Bizi insanların yüreklerine sokan, belki de bu samimiyetimizdi.
Sonra işte çok televizyonlu bir döneme geçti güzel ülkem. Özel televizyonlar dönemi başladı. Tabii her fikrin bir temsilcisi olacak ki fikirler şümul bulsun. Böylece bir sürü fikrin televizyonu sardı etrafımızı. Bu işi para için yapanlar, bu işi Allah rızası için yapanlar, bu işi kendi fikirleri hâkim olsun diye yapanlar ve bu işi aslında yine para ya da kendi fikirleri için yapıp dava için yapıyormuş süsü verenler oldu. Ve hatta yakın bir dönemde ülkemde darbe kalkışması yapan şerefsizlerinde bir televizyonu vardı biliyorsunuz.
Gelelim Fatih Portakal’a…
Daha iki gün önce yine birileri için yazdığım gibi bu meslektaş olmaktan utandığım terbiye yoksunu haber sunucusuna diyorum ki  “Elbette bir fikri eleştirebilirsin. Bir şahsı eleştirebilirsin. Ve hatta bir ülkeyi veya içinde bulunduğumuz hükümeti de eleştirebilirsin. Cumhurbaşkanını da eleştirebilirsin. Ama bu işin herkes tarafından bilinen birkaç basit kuralı var efendi. Hoş sende biliyorsun ama sanırım amacın farklı da işine gelmiyor. Birincisi üslubun beyefendice olacak. Söylediklerin halkı kin ve nefrete sürüklemeyecek.( en başta kendine karşı). İkincisi aba altından sopa göstermeyeceksin. Yoksa bu millet anında sopayı sırtında kırar kim yaparsa bunu. İster Fatih Portakal olsun, ister bilmem kim mandalina... Üçüncüsü ve bence en önemlisi yalan söylemeyecek, yalan haber yapmayacaksın. İthamların doğru olmalı yani yalan haber yapmamalısın ki değer bulasın. Yoksa böyle portakal yerken âcizane benim bile yazıma konu olursun.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.