Melamilik üzerine konuşulacak çok söz yazılacak çok kelime var elbette. Ama benim niyetin sizi teknik bilgilerle boğmak değil. Zaten- tasavvufi bir eğitimden geçmiş biri olmama rağmen, tasavvufun kendini izah etmekte zorlandığı birçok nokta olduğu düşüncesini taşıyan biriyim. Bu nedenle çok ta anlayamadığım ve dolayısıyla çok ta tasvip etmediğim bir konu hakkında temkinli davranmamı anlayacağınızı umuyorum. O halde “Melamilik üzerine neden bir başlık attın?” diye sorabilirsiniz. Birkaç sebepten attım bu başlığı. Birincisi ismi mevzubahis değil bir fahri Melami ile ( Melami olduğunu iddia eden biriyle) mücbir bir teşriki mesaim var. İkincisi Melamilik felsefesi aslında benim hoşuma giden bir felsefe. Ama tabii sadece felsefe olarak kaldığı ve amele dönüşmediği, hayata geçmediği içinde eleştirdiğim bir yol.
Söz ile amel arasındaki uyumsuzluk ne yazık ki hayatın her alanında olduğu gibi, dinde, mezheplerde ve tarikatlarda da var. Dolayısıyla kişinin ne dediğinden çok, ne yaptığını önemsiyorum ben kendi adıma. Çünkü çok gördüm söylemleri ile eylemleri birbirini yalanlayan zevatı.
Ama bu komşum en azından olayın farkında ve kendini Melami değil Fahri Melami olarak tanımlıyor. Biraz Şaman, biraz Melami tuhaf bir adam aslında komşum. Yani hepimiz kadar tuhaf aslında. Aslında onun şahsında başta kendim olmak üzere hepimize yazıyorum bu yazıyı. Geçenlerde bir konuşmamızda “İslam’ı en iyi yaşayan ülke Türkiye” demişti de, adamcağıza demediğimi bırakmamıştım. Çünkü gerçekten ben, Türkiye’de İslam’ı kıyısından köşesinden ve iddia sahiplerini işlerine geldiği şekilde yaşadığını düşünüyorum. İslamı gerçekten iyi yaşayan bir ülke olsaydık bu halde mi oldurduk? Hatta ümmetin gözü üzerinde olan bir ülkenin iki misli dikkatli davranması gerekmez mi?
Aslında bana kalırsa bizler fahri Müslümanlarız. Fahri yani aslında olmayan ama olmuş gibi yapan. Fahri doktorlar vardır bilirsiniz. Aslında doktor değildirler ama onlara o paye verilir. Fahri hemşeriler de öyledir. Aslen Yenişehirli değildir adam ama siz onu bir takım sebeplerden dolayı fahri Yenişehirli ilan edersiniz. Mesela ben fahri Yenişehirli bir kardeşinizim. İşte tıpkı bu örneklerde olduğu gibi benim komşum da fahri Melami. ” Ben Melami’yim” diyor ama sadece lafta Melami. İşine gelmediği yerde “Ama ben fahri Melami’yim” diyerek işin içinden sıyrılıyor. Tıpkı günümüz Müslümanlarının büyük bir çoğunluğunun yaptığı gibi.
İlla ki bu yazıyı okurken siz de “Aa, filancayı hatırlattı bana, filanca da aynen böyle davranırdı ya da davranıyor “ diyeceksiniz ve kendiniz hiç aklınıza gelmeyecek. Hadi bir yiğitlik yapalım ve eteğimizdeki taşları dökelim önce. Ya da İslam’daki tabiriyle Tevbe edelim. Ya da atalarımızın dediği gibi “ İğneyi kendimize çuvaldızı başkasına batıralım.”
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Okan Recep Aydın
Fahri Melami
Söz ile amel arasındaki uyumsuzluk ne yazık ki hayatın her alanında olduğu gibi, dinde, mezheplerde ve tarikatlarda da var. Dolayısıyla kişinin ne dediğinden çok, ne yaptığını önemsiyorum ben kendi adıma. Çünkü çok gördüm söylemleri ile eylemleri birbirini yalanlayan zevatı.
Ama bu komşum en azından olayın farkında ve kendini Melami değil Fahri Melami olarak tanımlıyor. Biraz Şaman, biraz Melami tuhaf bir adam aslında komşum. Yani hepimiz kadar tuhaf aslında. Aslında onun şahsında başta kendim olmak üzere hepimize yazıyorum bu yazıyı. Geçenlerde bir konuşmamızda “İslam’ı en iyi yaşayan ülke Türkiye” demişti de, adamcağıza demediğimi bırakmamıştım. Çünkü gerçekten ben, Türkiye’de İslam’ı kıyısından köşesinden ve iddia sahiplerini işlerine geldiği şekilde yaşadığını düşünüyorum. İslamı gerçekten iyi yaşayan bir ülke olsaydık bu halde mi oldurduk? Hatta ümmetin gözü üzerinde olan bir ülkenin iki misli dikkatli davranması gerekmez mi?
Aslında bana kalırsa bizler fahri Müslümanlarız. Fahri yani aslında olmayan ama olmuş gibi yapan. Fahri doktorlar vardır bilirsiniz. Aslında doktor değildirler ama onlara o paye verilir. Fahri hemşeriler de öyledir. Aslen Yenişehirli değildir adam ama siz onu bir takım sebeplerden dolayı fahri Yenişehirli ilan edersiniz. Mesela ben fahri Yenişehirli bir kardeşinizim. İşte tıpkı bu örneklerde olduğu gibi benim komşum da fahri Melami. ” Ben Melami’yim” diyor ama sadece lafta Melami. İşine gelmediği yerde “Ama ben fahri Melami’yim” diyerek işin içinden sıyrılıyor. Tıpkı günümüz Müslümanlarının büyük bir çoğunluğunun yaptığı gibi.
İlla ki bu yazıyı okurken siz de “Aa, filancayı hatırlattı bana, filanca da aynen böyle davranırdı ya da davranıyor “ diyeceksiniz ve kendiniz hiç aklınıza gelmeyecek. Hadi bir yiğitlik yapalım ve eteğimizdeki taşları dökelim önce. Ya da İslam’daki tabiriyle Tevbe edelim. Ya da atalarımızın dediği gibi “ İğneyi kendimize çuvaldızı başkasına batıralım.”