Biliyorum. Böyle olmayacaktı bu. Aslında ilk mektubu ellerimle yazacak ve postaya verecektim. Ama ne bileyim birden içimden geldi ve sana bir sürpriz yapayım dedim. İster paraya kıyamadı da zarf alamadı de ister vaktine kıyamadı postaneye gidemedi de ya da istersen özellikle bunu köşesinde yazdı da olayı okurlarına duyurdu de (ki benim asıl gayem budur) ama inan yarın ilk işim sana ellerimle bir güzel mektup yazıp postaya vereceğim. Böylece biz ikimiz yıllar öncesinde kalan bir güzel alışkanlığı yeniden canlandıracağız. Zaten bu yüzden kurmadık mı facebook’ ta ki mektuplaşma grubunu.
Evet, kıymetli kardeşim. Seninle uzun zamandır tanışıyoruz ve bir takım vesilelerle bir araya geliyoruz. Özellikle son günlerde her gün arıyorsun beni. Sana çok teşekkür ederim. İyi bir arkadaş olduğun gibi iyi bir gazetecisin de. Elbette bu yazıyı okuyan herkes seni tanıyor ve benimle aynı kanaattedirler eminim. Ama her okuyan şaşıracak buna da eminim. Dünya da gazetede ki köşesinden bir arkadaşına mektup yazan başka biri var mıdır bilmiyorum. İnşallah yoktur ve ben ilk olurum. Yok, şaka şaka. Keşke insanlar yine mektuplaşsalar.
Ee daha daha ne var ne yok? Nasıl gidiyor işler güçler? Ve en çok merak ettiğim dernekte nasıl gidiyor çalışmalar? Seni sosyal medyadan takip ediyorum elbette. Yenişehir de havalar nasıl? Belediye başkanı çalışıyor mu? Yeni kaymakam alıştı mı Yenişehir’e? Birde şu haberini yaptığımız kooperatif olayı vardı hani? Var mı bir gelişme kardeşim?
Bir de Yenişehir’in yolları düzeldi mi? Yoksa hala eskisi gibi mi çamur içinde mi Yenişehir. Sahi büyükşehir çalışıyor mu oralarda da yoksa sadece adı mı var olan size mi oluyor?
Beni soracak olursan iyiyim şükür. Evden işe işten eve arada birde âşıklar kahvesi işte… Serde müzisyenlik var biliyorsun. Arada geceleri gidip biraz çalıp biraz dinliyorum. Ömür tüketiyorum yani. Kedilerim var biliyorsun üç tane. Onlarla biraz kavga biraz dövüş idare edip gidiyoruz. İşte aklıma geldi sana bir mektup yazayım dedim.
Arada görüşelim hasbihal edelim kardeşim. Dünyanın derdi bitmez. Ölüm gelip bizi bulmadan biz buluşup dünyanın bütün dertlerini öteleyip senin dernekten oradaki evlatlarımızdan bahsedelim. Onlar ki canlarımız. Hatta onlarla saz çalıp türkü söyleyelim. Ne dersin?
İlk mektupta sözü fazla uzatmayayım kardeşim. Kendine iyi bak ki iyi bakmak zorunda olduğun insanlara karşı mahcup olma. Olmayalım. Kendine iyi bak ki daha omuzlarında taşımak zorunda olduğun bir sürü günün, bir sürü gecenin yükü olacak. Vatan herkesten olduğu kadar senden de hizmet bekler. Allah’a emanet ol. Dernekteki çocuklara selamlar. Ve Yenişehir’in tozlu topraklı yollarına. Seviyoruz sonuçta şehrimizi.
Hoşça kal kardeşim.
Not: inşallah bu mektubu okuyan okurlarımızın yüreği sızlar ve hemen birer mektup yazarlar eski arkadaşlarına. Amma sevinirim ha.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Okan Recep Aydın
Çok sevgili kardeşim Harun…
Evet, kıymetli kardeşim. Seninle uzun zamandır tanışıyoruz ve bir takım vesilelerle bir araya geliyoruz. Özellikle son günlerde her gün arıyorsun beni. Sana çok teşekkür ederim. İyi bir arkadaş olduğun gibi iyi bir gazetecisin de. Elbette bu yazıyı okuyan herkes seni tanıyor ve benimle aynı kanaattedirler eminim. Ama her okuyan şaşıracak buna da eminim. Dünya da gazetede ki köşesinden bir arkadaşına mektup yazan başka biri var mıdır bilmiyorum. İnşallah yoktur ve ben ilk olurum. Yok, şaka şaka. Keşke insanlar yine mektuplaşsalar.
Ee daha daha ne var ne yok? Nasıl gidiyor işler güçler? Ve en çok merak ettiğim dernekte nasıl gidiyor çalışmalar? Seni sosyal medyadan takip ediyorum elbette. Yenişehir de havalar nasıl? Belediye başkanı çalışıyor mu? Yeni kaymakam alıştı mı Yenişehir’e? Birde şu haberini yaptığımız kooperatif olayı vardı hani? Var mı bir gelişme kardeşim?
Bir de Yenişehir’in yolları düzeldi mi? Yoksa hala eskisi gibi mi çamur içinde mi Yenişehir. Sahi büyükşehir çalışıyor mu oralarda da yoksa sadece adı mı var olan size mi oluyor?
Beni soracak olursan iyiyim şükür. Evden işe işten eve arada birde âşıklar kahvesi işte… Serde müzisyenlik var biliyorsun. Arada geceleri gidip biraz çalıp biraz dinliyorum. Ömür tüketiyorum yani. Kedilerim var biliyorsun üç tane. Onlarla biraz kavga biraz dövüş idare edip gidiyoruz. İşte aklıma geldi sana bir mektup yazayım dedim.
Arada görüşelim hasbihal edelim kardeşim. Dünyanın derdi bitmez. Ölüm gelip bizi bulmadan biz buluşup dünyanın bütün dertlerini öteleyip senin dernekten oradaki evlatlarımızdan bahsedelim. Onlar ki canlarımız. Hatta onlarla saz çalıp türkü söyleyelim. Ne dersin?
İlk mektupta sözü fazla uzatmayayım kardeşim. Kendine iyi bak ki iyi bakmak zorunda olduğun insanlara karşı mahcup olma. Olmayalım. Kendine iyi bak ki daha omuzlarında taşımak zorunda olduğun bir sürü günün, bir sürü gecenin yükü olacak. Vatan herkesten olduğu kadar senden de hizmet bekler. Allah’a emanet ol. Dernekteki çocuklara selamlar. Ve Yenişehir’in tozlu topraklı yollarına. Seviyoruz sonuçta şehrimizi.
Hoşça kal kardeşim.
Not: inşallah bu mektubu okuyan okurlarımızın yüreği sızlar ve hemen birer mektup yazarlar eski arkadaşlarına. Amma sevinirim ha.