Beyaz Türkler, elbette diğer renkteki Türkler gibi, kendi içlerinde birçok meslek kuruluşuna ayrılırlar. Bunlardan bana göre en tehlikeli olanlarda gazetecilerdir.(Herkes kendi en tehlikeli Beyaz Türk’ünü seçmekte özgürdür güzelim ülkemde) Ben gazeteci olduğum için gazeteci olanlarını seçtim. Tabii durup dururken olmadı bu. Cumhuriyet Gazetesi yazarlarından Mine Kırıkkanat geçenlerde televizyonda birbirinden tuhaf açıklamalar yaptı. Büyük ihtimal sizler de izlediniz. Çünkü daha sonra sosyal medyada da paylaşılan bu konuşma görüntüleri nihayet benim bile gündemime girdi ve köşemde yer vermek zorunda hissettim kendimi. Neler söylediğini değil de neden söylediğini düşündüm daha çok. Nasıl bir psikoloji ile bunları söylemiş olabilir diye fikir yürüttüm kendimce, ama baktım ki hiç biri işe yaramıyor. Söyledikleri tamamen vahametten ya da provokasyon olsun diye söylenmiş sözler ben de “ Aman boş ver yahu nasılsa Beyaz Gazeteci, büyük ihtimal sadece kanadı değil kafayı da kırmış “ diye geçiştirdim.
***
 Ahmet Saka çalışıyor
Seçimlere uzun bir zaman varmış gibi görünse de siyasetle uğraşanlar bilirler ki asla zaman uzun değildir siyasette. Bir bakmışsınız gelmiş geçmiş bile. AK Parti Aday Adayı Sayın Ahmet Saka bunun farkında olan bir genç başkan adayı olarak gerekli görüşmelere başladı bile. Şehrin dinamikleri ile toplantılar düzenleyerek, siyasete neden girdiğini anlatan Saka yaptığı toplantılardan istediği sonuçları almaya başladı.  Siyasetin bir hizmet yarışı olduğunu bilen Ahmet Saka oluşturduğu ekiple Yenişehir için neler yapabileceğini anlatıyor toplantılarında. Ben bu genç siyasetçinin Yenişehir için taze bir kan yeni bir nefes olacağını düşünüyorum. Bu nedenle de kendisi benim yakından takip ettiğim bir aday adayı. Bakalım zaman neler gösterecek. Ahmet Saka aday olabilecek mi? Aday olursa neler vaat edecek ve vaatlerinin yüzde kaçını hayata geçirebilecek? Bunları zaman gösterecek dediğim gibi ama görünen bir şey var ki o da Ahmet Saka bu işe sağlam asılıyor. Ve emin adımlarla ilerliyor.
***
Dengeler değişiyor
Dengeler değişmek için vardır zaten yoksa denge olmazdı kâinatta. Öyle değil mi sizce de? Dengelerin değişmesi de bir denge unsurudur zaten. Siyasette ki dengeler ise öyle bir hızla değişiyor ki başımızın dönmemesi mümkün değil. Dün ak dediklerimize bu gün kara, dün doğru dediklerimize bugün yanlış diyoruz. Büyükşehirlerde dengeler tabi daha hızlı seyrediyor. Seçimlere az bir vakit kala adaylıkla ilgili peş peşe isimler açıklanıyor. Bunların birçoğu kamuoyunun nabzını ölçmek ve bir değerlendirme yapabilmek amaçlı. Fakat bazen öyle isimler açıklanıyor ki beş yaşındaki çocuk bile gülüyor buna. Yenişehir siyaseti de doğal olarak Bursa siyasetinin bir parçası olduğu için ister istemez Büyükşehir siyasetinden etkileniyor. Kahvelerde, berberlerde, okulların öğretmen odalarında kısacası iki insan nerede bir araya gelirse gelsin başlıyorlar aslında kendilerinin oluşturmadıkları gündemi tartışmaya. Aslında derdi başından aşkın bu halkın rehabilitesini de sağlıyor bu. Sosyolojik açıdan gayet kayda değer bir bilimsel çalışma bence bu. Hiçbir şeyimiz bilimsel değil siyasetimiz bilimsel olsun bari. Değil mi?