Dünya tüm insanlar içindir. Adalet tüm insanlar içindir. Dünyadaki nimetler tüm insanların ortak malıdır..
Güneş su hava gibi...
Bunları tekelleştirmek, insanların bir kısmını köleleştirmek, İnsanların büyük kısmına dünyayı yaşanmaz hale getirip zindanlaştırmak insanlığa muhalefetliktir. İdeolojik hükümranlık adına verilen kavgalar, üstünlük kavgalarıdır ve zulüm içeriliktir. İnsanlar yaradılış itibarı ile, Allah'a isyan edebilecek kadar özgür bırakılmıştır. Siz onların bu haklarına ipotek koyamazsınız. Ancak tavsiye edebilirsiniz. İnsanları sevk ve idare etme makamında iseniz, ancak insanlara musallat olan bulaşıcı hastalıklar için tedavi yöntemlerini geliştirmelisiniz. İnsanların muhtaçlıklarını fırsat belleyip; gayri insani iştahlarınız kabarmasın. Doğrular, zaman ve mekân ile orantılı olup değişkendir ama hak değişmez. Haklarınıza ve başkalarının haklarına göz kulak olunuz. Zulme ve zulüm edenlere sessiz kalmayın. Eğer gün gelirde hak ve adalet için ölüm denilen bedel söz konusu olursa, bu bedeli ödemekten geri durmayın. İnsanları kutsayıp onlara kul olmayın. İnsanlığınızı, umutlarınızı, hayallerinizi tüccarlara satmayın. İnsanlık sizden güven alsın ve sizde insanlığa güven verin. Evimizdeki klimaya, temizliğe, kuşumuza, kedimize verdiğimiz değeri; dışarıdaki evimiz olan Dünya'ya da verip onu kirletmeyelim...
"Ey Allahın kulları, kardeş olunuz"
(Bütün bunlar insanı yaratanın, yarattıklarına tavsiyesidir.)
**
Yüzyıllık bir zaman diliminde, İslam, demokrasi(!) kültürünce, hızla asimile edilmektedir. Türetilen yeni din anlayışları sayesinde, Allah, Kuran ve Resul, hayattan soyutlanıp; yerlerine başka objeler konuşlandırılmıştır. Hal böyle olunca, çağrı, evrenselliğini yitirip, marjinal yapılanmaların ticaret metası durumuna indirgenmiş oldu.
**
Meşhur hocalar, şeyhler, tarikat liderleri, gavslar v.s size diyorum: Önünüz, arkanız, sağınız, solunuz faiz hane, kumarhane, fuhuş hane, meyhane vs...
Neden bunları dile getirmiyorsunuz? Devlet milli deyince piyango helal mi oldu yoksa? Yakar bu ateş hepinizi.
**
Birbirinize düşmeyin. Birbirinize hakaret etmeyin. Afganistan, Irak, Libya, Suriye'de aynen böyle başlamıştı. Oralar artık haçlıların cirit meydanı. Oyuna gelmeyin. Enkazın altında kalırsınız. Birbirinizi seviniz. İnadına kardeş olunuz. Problemlerinizi, küfürlerinizi, hakaretlerinizi, hırslarınızı bir başka zamana erteleyip bu oyunu bozunuz. Servisçilerin özel haberlerine alet olmayın. Unutmayın sizin başkaları gibi sığınacak bir başka ülkeniz de yok. Her şey çok geç olmadan birlik ve beraberlik günüdür. Avrupa’da yaşayan biri olarak Avrupalıların zevkten dört köşeliğine şahit oluyor ve kahroluyorum. Yapmayın etmeyin böyle. Yazık olur. Günah olur.
**
Adil Avaz ağabeyimizi İslami camia yakından tanır. İyi bir müzisyen olmasının yanı sıra “Sen bu işlere karışma, yapacaksan müziğini yap, ya da böyle şeyler yazma” diyenlere inat bildiği doğruları yazan cesur bir sanatçı. Adil ağabey mütevazı kişiliği ile o zamanlarda da gönüllerde taht kurmuş, sevdiğimiz bir insandı. Gördüğü lüzum üzerine o da bencileyin İslami konularda bir şeyler yazıyor ve insanları uyarmaya çalışıyor. Elbette zorlu bir yol bu. Gelenekselin karşısında dimdik durabilmek cidden çok zor. Bir sürü yerli yersiz saldırıya maruz kalma riskiniz var. Ama bu yola çıkanların da böyle bir kaygısı yok. Tek dertleri Allah’ı memnun etmek olan bu insanların fikirlerinden faydalanmak bence bizim üzerimize farzdır. Selam doğruyu arama çabasına girenlerin üzerine olsun.