Malcolm X, ya da Müslüman olduktan sonra ki ismiyle Malik El- Şahbaz. Benim favorim olan büyük şahsiyetlerdendir. Amerika gibi şerefsiz bir ülkenin topraklarında Malcolm gibi mübarek adamların çıkması, bir zamanlar Osmanlı’nın kavmi necip diye kutsadığı kutsal Kâbe’nin bulunduğu Suudi Arabistan topraklarından da şerefsiz liderler çıkması gibi, Allah’ın hikmetlerinden biridir elbet.
İşte benim çok önemsediğim bu büyük adam demokrasi ile ilgili sözleriyle belki de daha yeni fark ettiğim bir biçimde benim de bakış açımı şekillendirmiş olabilir. O demokrasi için der ki
“Demokrasi ikiyüzlülüktür. Eğer demokrasi özgürlükse neden bizim insanlarımız özgür değil. Eğer demokrasi adaletse neden biz adalete sahip değiliz. Demokrasi ikiyüzlülüktür.”
Ben de demokrasi hakkında kesinlikle iyi şeyler düşünmüyorum. Hele de Amerika’nın getirdiğini söylediği demokrasi hakkında tamamen nefret doluyum. Şu günler de demokrasi getirmeye çalıştığı Venezüella halkı ABD’den kesinlikle nefret ediyor ve halkın yüzde 67,7’si nin oyunu alan devlet başkanları Maduro’nun arkasında duruyor. Krallıkla yönetilen Suudi Arabistan’a neden demokrasi getirmek istemediğine gelince elbette şerefsiz Amerika burayı da söğüşleyip kanını tamamen emdikten sonra parçalayacak ve yutacaktır. Şimdilik Arabistan krallığı ABD’nin emir eri gibi davrandığı için sıkıntı yok gibi görünse de, yakın bir gelecekte Suudi Krallığının da Amerika tarafından parçalanacağını ön görmek için kâhin olmaya gerek yok.
Atalarımızın kavmi necip dediği Suudi yönetimiyle bugün geldiğimiz nokta oldukça düşündürücüdür. Kâbe imamı denilen ve İslam ülkeleri tarafından önemli olduğu düşünülen zat ya da makam, Amerika ile birlikte dünyayı yönetiyoruz gibi saçma sapan bir açıklamada bulununca ister istemez atalarımızın hata ettiğini düşünüyoruz. İçimizde sevgi yerine nefret çiçekleri açıyor. Hele ki son olay  (Gazetecinin konsoloslukta öldürülmesi olayı) bardağı taşıran son damla oldu.
Hatta öyle ki mesela ben fetva makamı olsam hacca bile gitmeyin diyecek kadar nefret ettim Araplardan. Ve bu tamamen onların suçu. Dünyada ki tüm mazlum ülkelerin eninde sonunda birleşip bir karşı duruş sergileyeceğine inancım sonsuz. Çünkü zulüm ilelebet sürmeyeceğini biliyorum.
Ve içimizden zulme dur diyecek yeni Malcolm’lar, Selahaddin Eyyubi’ler, Ömer Muhtar’lar, Şeyh Şamil’ler, İmam Mansur Uşurma’lar çıkmadıkça lanet olası Amerika’nın demokrasi zulmü devam edecek.
Demokrasi kavramı, şerefsizlerin zulümlerine uydurdukları en bariz kılıflardan biridir. Bunu bahane ederek sömürmek istedikleri ülkenin kanını emerler. Aslında tek dertleri paradır. Aslında ülkemizde de demokrasinin zulmüyle hayatları kararmış, ocakları sönmüş binlerce insan vardır.
Çin, İngiltere, Fransa, Amerika, İsrail, Rusya ve nerede ne kadar zalim varsa Allah belasını versin. Mazlumlara gelince birleşip gücümüzü dünyaya göstermenin zamanı çoktan geçmedi mi?