Uzun bir ardan sonra yine düştük klavyenin başına ve özlemişiz.
Haftada bir kendi sokağımızdan süpürmeye başlayarak, gönlümüzün ve aklımızın tercümesini buradan yapmaya çalışacağız. Bakalım zaman bize ne notlar düşürtecek. Bazen hayatın içinden güncel hadiseleri bazen zaviye payından muradlarımız ile…
16 Ocak (3 Hadise 1923, 1980, 1998)
16 Ocak Basın Onur Günü
Takvim yaprakları 16 Ocak 1923’ü gösterdiğinde Gazi Mustafa Kemal Paşa, Kocaeli’nde bugün müze olarak kullanılan Kasr-ı Hümayun’da gazeteciler ile bir basın toplantısı yapar. Bu toplantı bir istişare ve vizyon niteliğindedir. Buradan yenilenen devletin yol haritası çizilmiş ve hazırlanılmıştır. Yeni devletin yönetim biçiminden, din ve vicdan özgürlüğüne, dış politikadan, iktisadi yaklaşımlara kadar tüm vizyon hazirandaki meslektaşlarımız ile paylaşılmış ve katkılar koymaları istenmiştir. 1. Cihan harbi ve Kurtuluş savaşı’nda Gazi ünvanını alan Türk basını için bu günkü anlamda ilk basın toplantısının yapıldığı bu gün “16 Ocak Basın Onur Günü” olarak kutlanmakta.
Her sene olduğu gibi, büyük bir gururla Anadolu Gazeteciler Birliği Genel Başkan Yardımcısı, Küresel Gazeteciler Konseyi Meclis Başkan Vekili ve gazi anadolu basının bir mensubu olarak katıldım.
Birçok kıymetli isim, dostlar ve yurdun her yerinden katılan gazeteciler ile birlikte katıldığımız bu günde Kocaeli Gazeteciler Cemiyeti’nin öncülüğünde Kocaeli Valiliği, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, İzmit Belediyesi’nin destekleri ile gerçekleşen program 2 güne yayılmış. Kocaeli halkının yoğun ilgisiyle gerçekleşen bu özel güne yakışan muhteşem program oldu.
102.Yıl önce ilk basın toplantısına katılan; Dr. Adnan Adıvar’ı, Velit Ebuzziya’yı, Ahmet Emin Yalman’ı, Falih Rıfkı Atay’ı, Suphi Nuri İleri’yi, Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nu, İsmail Müştak Mayakom’u, Halide Edip Adıvar’ı, Hilal-i Ahmer Başkanı Hamit Bey’i ile İleri Gazetesinin İzmit muhabiri Hakkı Kılıçoğlu’nu rahmet ile yad ediyorum.
Halk, İdare ve STK’lar tarafından böylesine içselleştirilmiş etkinliklerin ilçemize, diğer ilçeler ve Bursamıza örnek olmasını diliyorum.
Türkmen Şehitler Günü
Kerkük’ün zindanına attılar beni (ben Cem Karaca’dan dinlemeyi çok seviyorum) Fahrettin Ergüç’ün muhteşem şiiri…
Gönül coğrafyamızın en müstesna yerlerinden Türkmeneli (Irak kısmı: Kerkük, Musul, Telafer, Tuzhurmatu) Misak-ı Milli’nin parçası ve öz Türk yurdu.
Bu gün Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde olmayan bir çok Türk yurdu gibi maalesef Türkmeneli’nin de acı hatıraları ve olayları mevcut.
Lawrence’ın mirası Baas hareketinin Irak veriyonu ve Saddam Hüseyin zulmünün bir eseri olarak uzun işkenceler sonunda idam edilerek katledilen, Türkmeneli’nin kanaat önderleri Türkmen Kardeşlik Ocağı Başkanı Emekli Albay Abdullah Abdurrahman, Doc. Dr. Necdet Koçak, Dr. Rıza Demirci ve Adil Şerif’ in 16 Ocak 1980 şehadetleri ile başlayan “Türkmen. Şehitler Günü”nü anıyor şehitlerimize Allah’tan rahmet dilerken, zalimler için yaşasın cehennem diyorum.
Türkmen olmaktan başka suçu olmayan ve bir asimilasyon hareketine başlangıcı olan bu gün unutulmamalı ve Türkiye başta olmak üzere dünyadaki tüm soydaşların bu güne gerekli hassasiyetle anmaları gerekir. Çünkü unutulan zulm, tekrar eder.
Tarihin Akışı İçerisinde, Nokta Kadar Önemi Olmayan Gün
3. Ve son 16 Ocak: 16 Ocak 1998 Refah Partisi’nin kapatıldığı gün ve Milli Görüş hareketinin 3. Partisi (o gün için, son seçimlerde Türkiyenin en büyük siyasi partisi) Refah partisi kapatılıyor. 28 Şubat Post Modern darbesi ile başlayan sürecin finali oluyor. Her fırsatta demokrasi, halk iradesi ve hukukun üstünlüğü takiyesi yapanların menfaatleri; onur, ilke ve haysiyetlerinden ağır basıyor. Ve bu menfaatperestler, memleketi yağmalayan hortumcular, sömürüsüne çomak sokulan emperyalistler hepsi tek saf tutuyor. HEYHÂT (YAZIK).
Bu gün bu olayların hepsi deşifre olmuşken, ders almamak…
Bu yargı darbesi ki sonucunda halkına en uzak ve kaprisleri ile (Başta “Anayasa kitapçığı fırlatma” hadisesi bile zannımca kötü bir yönetim sergilediği gerçeğini pekiştirir) Metehan’dan bu güne Türk Devlet Tarihinin en kötü yöneticilerinden biri Cumhurbaşkalığı görevine seçilerek ödüllendirilen Ahmet Necdet Sezer’in Başkanlığındaki Anayasa Mahkemesi. Bu darbe yargılanmamıştır. Bu darbe ile yüzleşemeyen Türk Demokrasisi ileriye gidemez.
Türk Siyasi Tarihi aynı zamanda darbeler tarihi olduğu için, siyasi hareketlerin içinde bulunan demokrasi neferleri aynı zamanda demokrasi mağdurudurlar. Bu trajikomik gerçek burda kalsın.
Milyonlarca seçmeni, binlerce teşkilatı, belediye yönetimleri, milletvekilleri ve gönüllüleri ile siyasi hareketinin liderinin sözlerine çevirmişken;
Sakin, yapıcı, şuurlu, tevekkül etmiş, milletine, devletine, vatanına karşı sorumlu her kelimesi özenle seçilmiş bir ses şunları söyler:
“Anayasa Mahkemesi Türkiye’nin kuruluş itibariyle en yüksek mahkemesidir. Almış olduğu kararlara bütün kuruluşların riayet etmesi gerekir. Hatta bu kararlar adli bakımdan vahim hatalı olsalar dahi. Bu hukuk devletinde hatalıda olsa kararlara itaat gerçeğini ortadan kaldırmaz. Bu sebebten dolayı halkımıza ve camiamıza sesleniyorum ve il ricam odur ki, her zamankinden daha fazla huzura ve sükunete riayet edelim. Bu kabil olayları vasıta bilerek huzursuzluk çıkartmak isteyen provokatörler olabilir. Bunlara karşı her zamankinden daha uyanık olmalıyız. Bu vatan, bu ülke bizimdir. Bu alınmış karar tarihin akışı içerisinde basit bir noktadır. Böyle bir kararın yürürlüğe girmesiyle Türkiye’de halkımızın muazzam bir bölümünün partisi olan Refah Partisi ve onun davası bu kararlardan zerre kadar etkilenmez” diyor.
Yazımda sırasıyla 16 Ocak 1923,1980,1998 takvim yaprakları arasında gezinirken notumuzu düştük. Buyrun Başlıyoruz…
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
MUSTAFA EFE
Buyurun Başlıyoruz...
Uzun bir ardan sonra yine düştük klavyenin başına ve özlemişiz.
Haftada bir kendi sokağımızdan süpürmeye başlayarak, gönlümüzün ve aklımızın tercümesini buradan yapmaya çalışacağız. Bakalım zaman bize ne notlar düşürtecek. Bazen hayatın içinden güncel hadiseleri bazen zaviye payından muradlarımız ile…
16 Ocak (3 Hadise 1923, 1980, 1998)
16 Ocak Basın Onur Günü
Takvim yaprakları 16 Ocak 1923’ü gösterdiğinde Gazi Mustafa Kemal Paşa, Kocaeli’nde bugün müze olarak kullanılan Kasr-ı Hümayun’da gazeteciler ile bir basın toplantısı yapar. Bu toplantı bir istişare ve vizyon niteliğindedir. Buradan yenilenen devletin yol haritası çizilmiş ve hazırlanılmıştır. Yeni devletin yönetim biçiminden, din ve vicdan özgürlüğüne, dış politikadan, iktisadi yaklaşımlara kadar tüm vizyon hazirandaki meslektaşlarımız ile paylaşılmış ve katkılar koymaları istenmiştir. 1. Cihan harbi ve Kurtuluş savaşı’nda Gazi ünvanını alan Türk basını için bu günkü anlamda ilk basın toplantısının yapıldığı bu gün “16 Ocak Basın Onur Günü” olarak kutlanmakta.
Her sene olduğu gibi, büyük bir gururla Anadolu Gazeteciler Birliği Genel Başkan Yardımcısı, Küresel Gazeteciler Konseyi Meclis Başkan Vekili ve gazi anadolu basının bir mensubu olarak katıldım.
Birçok kıymetli isim, dostlar ve yurdun her yerinden katılan gazeteciler ile birlikte katıldığımız bu günde Kocaeli Gazeteciler Cemiyeti’nin öncülüğünde Kocaeli Valiliği, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, İzmit Belediyesi’nin destekleri ile gerçekleşen program 2 güne yayılmış. Kocaeli halkının yoğun ilgisiyle gerçekleşen bu özel güne yakışan muhteşem program oldu.
102.Yıl önce ilk basın toplantısına katılan; Dr. Adnan Adıvar’ı, Velit Ebuzziya’yı, Ahmet Emin Yalman’ı, Falih Rıfkı Atay’ı, Suphi Nuri İleri’yi, Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nu, İsmail Müştak Mayakom’u, Halide Edip Adıvar’ı, Hilal-i Ahmer Başkanı Hamit Bey’i ile İleri Gazetesinin İzmit muhabiri Hakkı Kılıçoğlu’nu rahmet ile yad ediyorum.
Halk, İdare ve STK’lar tarafından böylesine içselleştirilmiş etkinliklerin ilçemize, diğer ilçeler ve Bursamıza örnek olmasını diliyorum.
Türkmen Şehitler Günü
Kerkük’ün zindanına attılar beni (ben Cem Karaca’dan dinlemeyi çok seviyorum) Fahrettin Ergüç’ün muhteşem şiiri…
Gönül coğrafyamızın en müstesna yerlerinden Türkmeneli (Irak kısmı: Kerkük, Musul, Telafer, Tuzhurmatu) Misak-ı Milli’nin parçası ve öz Türk yurdu.
Bu gün Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde olmayan bir çok Türk yurdu gibi maalesef Türkmeneli’nin de acı hatıraları ve olayları mevcut.
Lawrence’ın mirası Baas hareketinin Irak veriyonu ve Saddam Hüseyin zulmünün bir eseri olarak uzun işkenceler sonunda idam edilerek katledilen, Türkmeneli’nin kanaat önderleri Türkmen Kardeşlik Ocağı Başkanı Emekli Albay Abdullah Abdurrahman, Doc. Dr. Necdet Koçak, Dr. Rıza Demirci ve Adil Şerif’ in 16 Ocak 1980 şehadetleri ile başlayan “Türkmen. Şehitler Günü”nü anıyor şehitlerimize Allah’tan rahmet dilerken, zalimler için yaşasın cehennem diyorum.
Türkmen olmaktan başka suçu olmayan ve bir asimilasyon hareketine başlangıcı olan bu gün unutulmamalı ve Türkiye başta olmak üzere dünyadaki tüm soydaşların bu güne gerekli hassasiyetle anmaları gerekir. Çünkü unutulan zulm, tekrar eder.
Tarihin Akışı İçerisinde, Nokta Kadar Önemi Olmayan Gün
3. Ve son 16 Ocak: 16 Ocak 1998 Refah Partisi’nin kapatıldığı gün ve Milli Görüş hareketinin 3. Partisi (o gün için, son seçimlerde Türkiyenin en büyük siyasi partisi) Refah partisi kapatılıyor. 28 Şubat Post Modern darbesi ile başlayan sürecin finali oluyor. Her fırsatta demokrasi, halk iradesi ve hukukun üstünlüğü takiyesi yapanların menfaatleri; onur, ilke ve haysiyetlerinden ağır basıyor. Ve bu menfaatperestler, memleketi yağmalayan hortumcular, sömürüsüne çomak sokulan emperyalistler hepsi tek saf tutuyor. HEYHÂT (YAZIK).
Bu gün bu olayların hepsi deşifre olmuşken, ders almamak…
Bu yargı darbesi ki sonucunda halkına en uzak ve kaprisleri ile (Başta “Anayasa kitapçığı fırlatma” hadisesi bile zannımca kötü bir yönetim sergilediği gerçeğini pekiştirir) Metehan’dan bu güne Türk Devlet Tarihinin en kötü yöneticilerinden biri Cumhurbaşkalığı görevine seçilerek ödüllendirilen Ahmet Necdet Sezer’in Başkanlığındaki Anayasa Mahkemesi. Bu darbe yargılanmamıştır. Bu darbe ile yüzleşemeyen Türk Demokrasisi ileriye gidemez.
Türk Siyasi Tarihi aynı zamanda darbeler tarihi olduğu için, siyasi hareketlerin içinde bulunan demokrasi neferleri aynı zamanda demokrasi mağdurudurlar. Bu trajikomik gerçek burda kalsın.
Milyonlarca seçmeni, binlerce teşkilatı, belediye yönetimleri, milletvekilleri ve gönüllüleri ile siyasi hareketinin liderinin sözlerine çevirmişken;
Sakin, yapıcı, şuurlu, tevekkül etmiş, milletine, devletine, vatanına karşı sorumlu her kelimesi özenle seçilmiş bir ses şunları söyler:
“Anayasa Mahkemesi Türkiye’nin kuruluş itibariyle en yüksek mahkemesidir. Almış olduğu kararlara bütün kuruluşların riayet etmesi gerekir. Hatta bu kararlar adli bakımdan vahim hatalı olsalar dahi. Bu hukuk devletinde hatalıda olsa kararlara itaat gerçeğini ortadan kaldırmaz. Bu sebebten dolayı halkımıza ve camiamıza sesleniyorum ve il ricam odur ki, her zamankinden daha fazla huzura ve sükunete riayet edelim. Bu kabil olayları vasıta bilerek huzursuzluk çıkartmak isteyen provokatörler olabilir. Bunlara karşı her zamankinden daha uyanık olmalıyız. Bu vatan, bu ülke bizimdir. Bu alınmış karar tarihin akışı içerisinde basit bir noktadır. Böyle bir kararın yürürlüğe girmesiyle Türkiye’de halkımızın muazzam bir bölümünün partisi olan Refah Partisi ve onun davası bu kararlardan zerre kadar etkilenmez” diyor.
Yazımda sırasıyla 16 Ocak 1923,1980,1998 takvim yaprakları arasında gezinirken notumuzu düştük. Buyrun Başlıyoruz…