SON DAKİKA
Hava Durumu

VERESİYE DEFTERLERİ..

Yazının Giriş Tarihi: 11.05.2017 21:54
Yazının Güncellenme Tarihi: 11.05.2017 21:54
Koca bir yılın,
Bir mahallenin veya köyün,
Küçücük bir bakkal dükkanında,
defteri olurdu.. “VERESİYE”..
Eskilerin bu veresiye defterlerinin yerini  şimdi kredi kartları aldı. Aradaki fark, bir zamanlar yazdırırdık, şimdi okutulan olduk…
Küçükken rahmetli dedem beni bakkala sıkça yanında götürürdü.
Bizim mahalle(köy) bakkalının kasasının yanında kalın ciltli, alfabetik fihristli, veresiye defteri vardı…
Bu defterin sayfa başlarında kişi isimleri bulunurdu. İsimlerin altındaki satırlarda ise genelde,  İki ekmek, yarım kilo şeker, bir paket  tuz, bir litre gazyağı, bir kilo Vita  gibi zaruri ihtiyaç maddeleriyle dolu olurdu. Sayfadaki yazılar kargacık burgacık ve bir sürü çiziklerle doluydu…
İlk okul öğretmenimin, defterlerini beğenmediği  çocuklara; “Bu defterin aynı bakkal defteri gibi olmuş” demesine bir anlam veremezdim o sıralar.
İşin aslının kötü el yazısı olduğunu anlamam uzun yıllar aldı.
Bir gün bu defterin neye yaradığını sorduğumda bakkal; “Büyüyünce Allah ismini bu defterlere yazdırmayı nasip etmesin” deyip neye yaradığını izah etmeye başladı. Tabi ki o yaşlarda bu olayı anlamak zor idi. Bildiğimiz yaz tahtaya al haftaya hesabı.
Kimisi maaşını aldığında hemencecik gelir borcunu sildirirdi. Borç ödendiğinde sayfanın üzerine büyük bir çarpı çizilirdi..
 Bazı kişiler olası bir ihtilafı önlemek için kendine de bir defter olmasını ister ve aldığı her şeyin kendi defterine de kayıt edilmesini sağlardı.
Ödeme günü geldiğinde her iki defter karşılaştırılır ve ödemesi yapılırdı.
Bazı zaman aylarca hiç ödeme yapamayacak durumda olanların bile istedikleri şeyler hiç bir zaman geri çevrilmez, mutlaka verilirdi.
Nasılsa parası olduğunda verecektir, anlayışı hakimdi..
Köyde bende yazdırırdım dedemin hesabına arada. Dedemin desturuyla tabii ki istediğimi alırdım. Bunlar genelde Mabel sakızı leblebi tozu, iki bisküvi arası lokum  olurdu. O da aldığım şeylerin bedelini yazardı.
Çocukken bakkaldan bu defter ile bedavadan sınırsız alışveriş  yapıldığını sanırdım . Eee daha ilkokula gitmiyorum. Ancak sonradan dedem ödüyormuş aldıklarımın karşılığını.  Ben bilmiyorum ama dedem anlatırdı dost meclislerinde ,Osmanlılar zamanında Ramazan günlerinde tebdil-i kıyâfet ile, pek çok zengin, hiç tanımadıkları mıntıkalardaki bakkal, manav dükkânlarına gider, onlardan Zimem Defteri ‘ ni (veresiye defteri) çıkarmalarını isterlermiş.
Baştan, sondan ve ortadan rastgele sayfaların toplamını yaptırıp, miktarını ödedikten sonra; “Bu borçları silin! Allah kabul etsin!” der, kendilerini tanıtmadan çeker giderlermiş..
Borcu ödenen, borcunu ödeyenin kim olduğunu; borcu sildiren, borçtan kimi kurtardığını bilmezlermiş.
Gizli verilen sadakanın, açıktan verilen sadakadan kat be kat dahâ değerli ve makbul olduğunu bilen kişi, yardımlarını mümkün olduğunca gizliden yapmaya gayret edermiş..
Ecdadımız sağ ile verdiğini, sol elinden bile gizler, yaptıkları iyilikleri unutur giderlermiş..
Sürekli Batı yı övüp geçmişimizi ve atalarımızı yokmuş gibi görenlere ithaf edilir. Ne kadar asil bir millet ve ecdadın çocukları,torunlarıyız diye düşünüyorum.
Eğer birine gerçekten yardım etmek istiyorsanız ve bu yardımı gizli olarak yapmak istiyorsanız, mahalle aralarında marketlere direnen bakkallara uğrayın.
Zira o bakkallarda halâ veresiye defterleri var. Kalın sağlıcakla…
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.