Dayanışma bir topluluğu oluşturanların duygu, düşünce ve ortak çıkarlarda birbirlerine karşılıklı bağlanması demektir. Toplumsal dayanışma ise toplumun kurum ve kuruluşlarıyla ortak değerlerde birleşmesi ve birlikte hareket etmesidir. Yaşamımızda toplumsal dayanışmanın çok önemli bir yeri olduğunu artık idrak etmemiz gerekmektedir. Çünkü iyi yaşamamıza yardımcı olacak unsurlardan birisi dayanışmadır. Ülke içinde veya dış ülkelere karşı her zaman birlik ve beraberliğimizi korumak zorundayız. Toplumsal dayanışma denildiğinde konuyu birçok farklı noktadan incelemek gerekir. Toplumu oluşturan bireylerdir. Bireyler arasında güven ilişkisi, demokrasi, hukuka saygı, kurumlar arasındaki iletişim, köylü yada kentli bireylerin birbirine olan saygı ve bağlılığı, devlete olan güven ve günümüz Türkiye’sinde olumlu yada olumsuz her türlü gelişmelere verilen reaksiyonlar olarak incelenebilir. Birlik ve beraberlik denildiğinde toplumsal dayanışmaya en büyük örnek Kurtuluş Savaşımızdır. Konu hakkında ( Brezilyalı romancı ve söz yazarı.) Paulo Coelho’nun yazısından biraz söz etmek istiyorum. Yazı şöyle Çiftçi, Tarım Bakanlığı tarafından verilen bütün madalyaları kazanmayı başarmıştı. Çünkü yetiştirdiği buğdaylar mükemmel kalitedeydi. Meraklı bir gazeteci bu büyük başarının sırrı üzerine uzun bir makale yazmak amacıyla çiftçinin yaşadığı yere gitmeye karar verir. Oraya varır varmaz çiftçiye, bölgedeki en iyi ürünü yetiştirmeyi her zaman nasıl başardığını sordu. “Çok basit” diye cevap verdi çiftçi “Hasat bittiğinde buğday tanelerinin büyük bir bölümünü ayırıyor ve onları komşularıma dağıtıyorum” Gazeteci şaşkınlığını gizliyemedi; Tarladan topladıklarınızı dağıtıyor musunuz? Komşularınızın aynı zamansa sizin rakipleriniz olduğunu ve sizden daha fazla ürün elde etmek için çalıştıklarını bilmiyor musunuz? Peki siz aslında hepsinin aynı olduğunu bilmiyor musunuz? Bahar gelince rüzgar polenleri taşır ve onları tarlamın her köşesine serpiştirir. Eğer komşularım kötü bir ürün ekmişlerse o zaman benim hasadım da bundan etkilenecektir. Bölgedeki en iyi ürünü yetiştirebilmek için komşu tarlaların da aynı kalitede olmasını sağlamalıyım. Çevremdekileri de aynısına teşvik etmezsem hayatta hiçbir şeyi iyi yapamam… İyi bir başarı için çevre faktörlerimizi de iyileştirmek zorundayız. Çünkü insan sosyal bir varlıktır. Çevresindeki tüm olaylardan direk veya dolaylı etkilenir. Bu etkileşme insana zarar verdiği gibi zirveye çıkmasına da yardımcı olur. Dayanışmalar sayesinde toplumlar ve ülkeler kalkınır. Kendi başarısızlığımız eğer bir toplum içinde olumsuz etki yapıyorsa oturup, düşünüp, nerede, neden hata yaptığımızı irdelememiz gerekmektedir. Kısacası, birbirimizin gözünü oyacağımıza, pozitif dayanışma içerisinde olursak, hem kendimiz hem çevremiz hem de ülkemiz bundan nasiplenecektir.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mustafa BAYRAM BEKTAŞ
Toplumsal Dayanışma Nedir?
Yaşamımızda toplumsal dayanışmanın çok önemli bir yeri olduğunu artık idrak etmemiz gerekmektedir. Çünkü iyi yaşamamıza yardımcı olacak unsurlardan birisi dayanışmadır. Ülke içinde veya dış ülkelere karşı her zaman birlik ve beraberliğimizi korumak zorundayız.
Toplumsal dayanışma denildiğinde konuyu birçok farklı noktadan incelemek gerekir. Toplumu oluşturan bireylerdir. Bireyler arasında güven ilişkisi, demokrasi, hukuka saygı, kurumlar arasındaki iletişim, köylü yada kentli bireylerin birbirine olan saygı ve bağlılığı, devlete olan güven ve günümüz Türkiye’sinde olumlu yada olumsuz her türlü gelişmelere verilen reaksiyonlar olarak incelenebilir. Birlik ve beraberlik denildiğinde toplumsal dayanışmaya en büyük örnek Kurtuluş Savaşımızdır.
Konu hakkında ( Brezilyalı romancı ve söz yazarı.) Paulo Coelho’nun yazısından biraz söz etmek istiyorum. Yazı şöyle
Çiftçi, Tarım Bakanlığı tarafından verilen bütün madalyaları kazanmayı başarmıştı. Çünkü yetiştirdiği buğdaylar mükemmel kalitedeydi.
Meraklı bir gazeteci bu büyük başarının sırrı üzerine uzun bir makale yazmak amacıyla çiftçinin yaşadığı yere gitmeye karar verir. Oraya varır varmaz çiftçiye, bölgedeki en iyi ürünü yetiştirmeyi her zaman nasıl başardığını sordu.
“Çok basit” diye cevap verdi çiftçi
“Hasat bittiğinde buğday tanelerinin büyük bir bölümünü ayırıyor ve onları komşularıma dağıtıyorum”
Gazeteci şaşkınlığını gizliyemedi;
Tarladan topladıklarınızı dağıtıyor musunuz? Komşularınızın aynı zamansa sizin rakipleriniz olduğunu ve sizden daha fazla ürün elde etmek için çalıştıklarını bilmiyor musunuz?
Peki siz aslında hepsinin aynı olduğunu bilmiyor musunuz? Bahar gelince rüzgar polenleri taşır ve onları tarlamın her köşesine serpiştirir. Eğer komşularım kötü bir ürün ekmişlerse o zaman benim hasadım da bundan etkilenecektir. Bölgedeki en iyi ürünü yetiştirebilmek için komşu tarlaların da aynı kalitede olmasını sağlamalıyım. Çevremdekileri de aynısına teşvik etmezsem hayatta hiçbir şeyi iyi yapamam…
İyi bir başarı için çevre faktörlerimizi de iyileştirmek zorundayız. Çünkü insan sosyal bir varlıktır. Çevresindeki tüm olaylardan direk veya dolaylı etkilenir. Bu etkileşme insana zarar verdiği gibi zirveye çıkmasına da yardımcı olur. Dayanışmalar sayesinde toplumlar ve ülkeler kalkınır.
Kendi başarısızlığımız eğer bir toplum içinde olumsuz etki yapıyorsa oturup, düşünüp, nerede, neden hata yaptığımızı irdelememiz gerekmektedir. Kısacası, birbirimizin gözünü oyacağımıza, pozitif dayanışma içerisinde olursak, hem kendimiz hem çevremiz hem de ülkemiz bundan nasiplenecektir.