Doksanlı yıllarda bir Ege kasabası hayal edin. Sıcak samimi insanların yaşadığı tipik ege evlerini, sokaklarında motosiklet çığlıklarını, traktör seslerini, yol kenarında usul usul otlayan ineklerini, yemyeşil bir denizi andıran ovalarını, mezarlığındaki servilerini, dağlarındaki ağaçlarını ve uzayıp giden incecik yollarını. İşte böyle bir yerdir Yeşilova kasabası. Belediye hoparlöründen 24 saat anonsların yapıldığı, herkesin herkesi tanıdığı ve hakkında dedikodu yapacak kadar malumata sahip olabildiği, bırakın cep telefonlarını henüz normal telefonların bile her evde bulunmadığı; aşkların, komşulukların, arkadaşlıkların en sahici halleriyle yaşandığı sıcacık, sevimli bir yer. Yeşil Deniz dizisinde belediye anonslarını Macır Hayati yapar, her anonsunda Alpaşa meydanındaki kahvehaneden kahkahalar yükselir. Yeşil Deniz dizisinde yaz geldi mi de bütün kasabalı ovalara, tarlalara doluşur. Büyük bir emek ve mesai isteyen tarla işi bir anda Yeşilova halkının bir numaralı gündemi haline gelir. E ne de olsa yalnızca bir geçim kaynağı değil, aynı zamanda hayatın adıdır bu tarlalar. İyisiyle kötüsüyle, acısıyla tatlısıyla bütün bir hayatı geçirdikleri yerin adıdır. Peki nedir bu Yeşil Deniz? Yeşil Deniz kasabalının tarlalara verdiği isimdir. Yeşilova’da deniz yoktur. En yakın deniz arabayla 2-3 saat mesafededir. İki üç saat nedir ki diyeceksiniz ama bir Yeşilovalı için Amerika gibi bir şeydir işte. Bu biraz garibanlıktan böyledir, biraz da yaz aylarının neredeyse tamamının tarlalarda geçmek zorunda olmasından. Yeşil Deniz yazları tatilsizdir, her gün çalışmak zorundasınızdır neredeyse. Bu yüzden onlar için varsa yoksa bir tek deniz vardır. O da Yeşil Deniz. Yeşil Deniz’in dalgaları arasında geçmiştir hayatları ama buna rağmen iyimserliklerini hiçbir zaman kaybetmezler. Bir yandan kurtulmak isterler bu tarlalardan ama bir yandan da kendilerini hiç bırakmasın isterler. Yeşil Deniz aşk gibidir yani bu insanlar için. Hem yaradır, hem de merhem. Yeşil Deniz dizisinde Yeşilovalı’nın tarla işinden tek kaçışı radyolarıdır. Bütün radyo ayarları ilçeye yeni kurulan Ova FM’e sabittir. Halk sabahtan akşama kadar radyo dinlemekte özellikle Ova Fm’deki istek saatini kimse kaçırmamaktadır. “Bu şarkı, Üzeyir Karayılan’dan, Alacalan Muammer ve ailesine, Kargılan Necati ve ailesine, Otaklaan Halil ve ailesine. Arif Susam’dan Geçmiyor Geceler Sen Olmayınca.” Eğer biri size istek yolladıysa sizin de ona yollamanız şarttır, farz ötesi farzdır. Yoksa elalemin içine çıkacak yüzünüz kalmaz: “Olu mu len öle, ben Kostaklaan Üsen bi istek yollemedi didirtmem!” İstekleri Radyocu İsmail sunar. “İsmail’le İstek Hattı” halkın fenomeni olmuş, küçük çapta da olsa bir popülerliği vardır. Ovada, tarlada çalışan herkes onu dinler. Ama bütün bu üne, bütün bu popülerliğe rağmen İsmail ve arkadaşlarının da tüm Yeşiolva’lılar gibi içinden çıkamadıkları bir dertleri vardır: O da garibanlık… ‘Ağzını gırdımın garibanlığı’ (devamı yarın)
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mustafa BAYRAM BEKTAŞ
Asker arkadaşım Macır Hayatinin anılarından(1)
Yeşil Deniz dizisinde belediye anonslarını Macır Hayati yapar, her anonsunda Alpaşa meydanındaki kahvehaneden kahkahalar yükselir. Yeşil Deniz dizisinde yaz geldi mi de bütün kasabalı ovalara, tarlalara doluşur. Büyük bir emek ve mesai isteyen tarla işi bir anda Yeşilova halkının bir numaralı gündemi haline gelir. E ne de olsa yalnızca bir geçim kaynağı değil, aynı zamanda hayatın adıdır bu tarlalar. İyisiyle kötüsüyle, acısıyla tatlısıyla bütün bir hayatı geçirdikleri yerin adıdır.
Peki nedir bu Yeşil Deniz?
Yeşil Deniz kasabalının tarlalara verdiği isimdir. Yeşilova’da deniz yoktur. En yakın deniz arabayla 2-3 saat mesafededir. İki üç saat nedir ki diyeceksiniz ama bir Yeşilovalı için Amerika gibi bir şeydir işte. Bu biraz garibanlıktan böyledir, biraz da yaz aylarının neredeyse tamamının tarlalarda geçmek zorunda olmasından. Yeşil Deniz yazları tatilsizdir, her gün çalışmak zorundasınızdır neredeyse. Bu yüzden onlar için varsa yoksa bir tek deniz vardır. O da Yeşil Deniz. Yeşil Deniz’in dalgaları arasında geçmiştir hayatları ama buna rağmen iyimserliklerini hiçbir zaman kaybetmezler. Bir yandan kurtulmak isterler bu tarlalardan ama bir yandan da kendilerini hiç bırakmasın isterler. Yeşil Deniz aşk gibidir yani bu insanlar için. Hem yaradır, hem de merhem.
Yeşil Deniz dizisinde Yeşilovalı’nın tarla işinden tek kaçışı radyolarıdır. Bütün radyo ayarları ilçeye yeni kurulan Ova FM’e sabittir. Halk sabahtan akşama kadar radyo dinlemekte özellikle Ova Fm’deki istek saatini kimse kaçırmamaktadır. “Bu şarkı, Üzeyir Karayılan’dan, Alacalan Muammer ve ailesine, Kargılan Necati ve ailesine, Otaklaan Halil ve ailesine. Arif Susam’dan Geçmiyor Geceler Sen Olmayınca.”
Eğer biri size istek yolladıysa sizin de ona yollamanız şarttır, farz ötesi farzdır. Yoksa elalemin içine çıkacak yüzünüz kalmaz: “Olu mu len öle, ben Kostaklaan Üsen bi istek yollemedi didirtmem!”
İstekleri Radyocu İsmail sunar. “İsmail’le İstek Hattı” halkın fenomeni olmuş, küçük çapta da olsa bir popülerliği vardır. Ovada, tarlada çalışan herkes onu dinler. Ama bütün bu üne, bütün bu popülerliğe rağmen İsmail ve arkadaşlarının da tüm Yeşiolva’lılar gibi içinden çıkamadıkları bir dertleri vardır: O da garibanlık…
‘Ağzını gırdımın garibanlığı’ (devamı yarın)