Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) Efendimiz eş dövmeyi ve kadına şiddeti yasaklamıştı. Efendimiz dönemin de, efendimize gelen hanımların bazıları eşlerinin kendilerini dövdüğünden şikayetçi olmuşlardır.   O kadınların içinden birinin göz yaşları içinde eşinin kendisini nasıl dövdüğünü ayrıntılı bir şekilde anlatmış ve şöyle seslenmiş "Ey Allah'ın Resulü kocam eş olarak evdeki görevini yapmadığını, iş bilmez, yol bilmez halde beni dövmeye gelince oldukça güçlü olduğunu görebilirsiniz, bakın üzerimde ki darp izlerine ne olur bu işe bir çare bulun Ya Resulallah" der. Kadını dinledikten sonra peygamberlerin dünyasında böylesi sıra dışı işlerin olmadığı için bu olaya Efendimiz şiddetle karşı çıkar ve şöyle emreder bundan sonra kadına şiddeti, kadınını dövmeyi yasaklıyorum ve emir verir, bundan sonra erkeklerin eşini dövmesini yasaklıyorum kimse zevcesini üzmesin eşler de birbirine saygılı seviyeli olsun. Eğer peygamber yasakladı diye haddini aşan hanımlarda olursa cezası çok ağırlaşır İslam bize paylaşmayı emrediyor ailenizin içinde sevgiyi, saygıyı, varlığı, acıyı tatlıyı paylaşın birbirinizi üzmeyin der Hz. Peygamberimiz. Ve kadınlar evlerine geri döndüklerinde eşleriyle oturup konuşmuşlar bundan sonra peygamber efendimiz böyle buyurdular ikimizde bu emre uymak zorundayız derler ve anlaşırlar.
Evet o günden bugüne bizim dinimizde kadına şiddet yasaktır, çünkü efendimizin emri baş tacımızdır. Günlerden bir gün azaptan biri efendimize karısının sözleri çok üzücü olduğunu söyler efendimiz "sakın dövme tatlı tatlı söyle kendisinde yetenek varsa senin sözlerinden anlar ve uygular eğer anlamazsa onun yeteneği zayıftır, yaratılıştan senin sabır etmen gerekir." Yüce Allah Nahl suresinin bir ayet-i kerimesinde şöyle buyurmuştur: “Çirkin hayasızlıktan, kötülük ve fenalıklardan, azgınlık ve zorbalıklardan sakındırır."
Peki nasıl olacak bu iş? Evet özümüze dönüşle olacak şöyle bir oturup geçmişimizi iyi araştırıp sonra üstünde çalışma yaparak hayatımızın akışını sağlamalıyız. Babaannemizin hayatı, büyükbabamızın hayatı, geçim şartları yakın akraba, eş dosta iyi bakıp ona göre ailemizi korumalıyız. Yoksa bu çılgın yaşantı bize büyük yaralar açmaya devam edecek.  Doyumsuz bir toplum olduk...