Evet sınırsız akıl, insanoğluna verilmiştir ve insanoğlu bu derin hazineye sahip bir varlıktır. Dolayısıyla insanoğlu bu varlığı iyi idare etmelidir, biz de idare şarttır. Kendini idare edemeyecek kadar zayıf, zarif bir kimse tabiki olacaktır, bu süreci elbette yakın çevre desteğiyle çözüm sağlamalıyız. Eğer ilgisiz, duyarsız bana dokunmayan yılan yaşasın mantığıyla bakarsak konulara, bir gün komşumuzdaki ateş bizi de ısıtacaktır. Bilmeliyiz ki o ateş bütün komşuların menfaatine bir ateşse bir odun atmak düşer, ya zarar veren bir ateş türüyse hep birlikte çözüm aramalıyız. Çünkü mikrop birden her yere bulaşmaz. Küçük kıvılcımlarla bütün vücudu ve toplumu sarar. Mikrop çok sinsi bir ilerleme sağlar. Bu durum karşısında Müslüman, kardeşi için duyarsız olmamalıdır. Duyarsız olursa sıra kendisine gelirse ulu ortada yalnız kalır. Tam o sıra geçmiş hatırlanır unutulmaz. Akıllar tazelenir ben yanarken sen ilgisiz kaldın, ben ateşi, bilirim o yangını… Yanından geçmem der, bir kere daha yanmak istemem der. Ee dert paylaştıkça azalır bizim kültürde. Müslüman bir kere aldanır sözü bakalım nasıl hasıl olmuş. Hz. Peygamber Efendimiz Muhammed Mustafa (s.a.v) Bedir Zaferi sonrası esir düşen 70 esirden biri efendimizin yanına gelir; "Ya Muhammed benim altı evladım var onlara bakacak kimse yok beni serbest bırakta gideyim evlatlarıma bakayım" der. "Ya esir seni bir şartla bırakırım" der. Buyur Ya Muhammed nedir şartınız?" "Söz verin söyleyeyim" der efendimiz? "Söz veriyorum yeter ki evlatlarıma kavuşayım" der bedir esiri, "tamam o vakit şartım şudur ya esir bir daha Müslümanlara karşı herhangi bir eylem ya da savaşa karışmayacaksın olur mu?" der efendimiz. Esir "baş üstüne ya Muhammed baş üstüne ya Muhammed" der ve serbet bırakılır. Merhamet sahibi Hz. Peygamber Efendimiz gider çok mutlu olduk der sevinçten göz yaşları döker. Bedir’de yenik düşen müşrikler rahat durmazlar ve Uhud Savaşı başlar, savaş başlar ama o dönem müşrikler, halkı yanyana getirmek için halk ozanlarını, şairlerini , edebiyatçılarını sahaya sürerlerdi. Müşriklerin dikkatini çeker o eski şair esir düştü ve geri geldi ama çok sessiz neden derler ve yanına gider müşriklerin ileri gelenleri "Ne oldu? Nedir bu sessizlik? Derler, neden bizimle birlikte değilsin?" derler. Ve o malûm esir ben Muhammed'e söz verdim evlatlarımın bakımı karşılığında bir daha Müslümanlara karşı bir eylem yapmayacağıma dair. Bu kolay biz senin evlatlarına bakma sözü veriyoruz deyip adamı ikna ederler müşrikler ve adam tekrar Uhud Savaşı’na karışır, müşriklerin abi konumunda bir adam şair, edebiyatçı türkücü esir savaş ilerledikçe Müslüman ordusu kainatın efendisi Hz. Muhammed Mustafa (s .a. v) efendimiz savaşı kazanır. Müşrikler tekrar esir düşer, Bedir esiri yine boynu bükük bir dille gelir Hz. Muhammed Mustafa (s. a. v) efendimizin yanına gelip "ya Muhammed bir defa daha af istiyorum senden" der, "sen söz vermiştin bana ben seni unutmadım şunu iyi bil Müslüman bir defa aldanır bu sefer senin dediğin olmaz." Ey ümmetim iyi duyun Müslüman bir defa aldanır. Sakın aldanmayın bu adam bize söz vermişti biz de onun sözüne güvenerek ona izin verdik şimdi o şansını kaybetti dedi. Hz. Peygamber Efendimiz Muhammed Mustafa (s.a.v) selam olsun ümmeti kardeşlerime.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Kübra Çukur
MÜSLÜMAN BİR KERE ALDANIR