İnsan, bildiği şeyin uzmanı, bilmediği şeyin garibanıdır. Yol yoldaşı yormaz, yoldaş yoldaşı yorar. Bir yola çıkarken bize annemizin babamızın öğrettiği bir şey vardır. Euzü Besmele yani yol güvenliği için yüce ALLAH'tan izin istemek asli görevlerimizdendir.  Hangi yol olursa olsun sadece menzili olmayan yolculuk yanlış olan yolculuktur. Bir yola çıktığımızda bir hedefimiz olmalı ve o hedefe ulaşmamız için ilime, bilime ihtiyacımız olacaktır. Tam o sırada yol arkadaşlarımıza ihtiyacımız olabilir. Kimi teknik, kimi ilmi, kimi ise ortak düşünce dediğimiz fikir arkadaşı. Elbette geminin tek kaptanı vardır, herkes o gemiye kaptan olmak isterse geminin motoru yağsız kalır. Bilmeliyiz ki yola çıktığımız geminin bakıcıya, tamirciye, aşçıya ve birçok şeye ihtiyacı vardır. Aksi halde yolda mesafe alamayız, uzun yolda menzil için acele etmek mümkün değildir. Dengeler ölçüsünde solucanın görevi bile en kutsal ve milli bir görevdir. Bu ölçüler yol arkadaşlığında en önemli görevlerdendir. Kediye ciğer teslim edilmez.  Hepimizin bildiği bir hikâyeyi bir kez daha hatırlatmak istiyorum sizlere. Yılanla, tilkinin yol arkadaşlığı, yılanla tilki iyi bir yoldaştır, arkadaşlıkları uzun yıllardır devam ettiği bilinmekte ama bütün fırsatlar dahilinde günler geçer, geceler biter, biri yılan diğeri halk arasında kurnazlığıyla bilinen tilki, hiç aklın işi değil bu durum, ikisinin de ilk fırsatta ne yapacakları belli olmadığı ortada. Bir gün yolları bir nehre düşer bunu gören yılan "Ee tilki kardeş bu nehirden karşıya beni sen geçir" der.  Tabi tilki "Buyur yılan kardaş geçelim" der ve tilkinin üstüne yılan biner nehirden geçerken kıyıya yaklaşınca yılanın fikri değişir. Tilkinin boynuna dolanır ve tilki sonunun yaklaştığını anlar. "Ee yılan kardaş senden son kez bir isteğim vardır" der. "Hay hay buyur tilki kardeş" der yılan. "Herkesin bir hesabı vardır elbette yılan kardeş, senin gözlerine aşığım şöyle bir uzan da bir kez daha göreyim" der. Yılan bu durum karşısında tilkinin bu teklifini kabul eder ve uzatır kafayı tilkinin görebileceği yere kadar, bu kez fırsat tilkide, yılan uzanınca tilki hemen fırsatı değerlendirir. Hızlı bir şekilde ısırır yılanın kafasını "Ee ne dedik kediye ciğer teslim edilmez."  Tam bu sıra da hemen aklımıza gelir iyilik yap at dereye, halik bilmezse ALLAH bilsin yeter." Anlaşılan o ki yoldaşlık yol üstündeki fırsatların ölçümüdür. Gece gündüz aynı yastığı paylaşıp fırsatlar aramanın karşılığı ihanet ve hainliktir. Evet fırsatlar ortak değerimizin, olursa evimizin, yuvamızın, akrabalarımızın, komşularımızın, mahallemizin, ilçemizin, ilimizin, yurdumuzun olursa bu yolculukta değer, çorbadaki tuz tatlıdaki şeker kadardır...