“Söz olsun torba dolsun, iş olsun vakit dolsun” diye diye gelir geçer her doğan gün. Aydınlık bir gün doğmuşsa üstümüze en şanslı biz olmalıyız. Çünkü her nefes bizim varlığımızın işareti sayılır. Önümüzdeki büyüklerimizin hayat hikayelerine bakarak kendi hikayemizi yazmalıyız. Onların her anı bizim tercübe sahibi olmamız için bir fırsattır. İyi-kötü, doğru-yanlış her an her nefes bize örnek bir hayat akışını öğretir. Bu fırsat gün gün anılarını insanlık belleğimize not almak gerekir. Tamamıyla günlük yaşam güncel konular içerisinde kendimizi hangi konu, hangi mevzu üzerinde müşkül olursak o konu bildiğimiz uzmanlık alanımız olur.

Bir fikrim var yolculuğunuzda kısa bir örnekle devam edelim. Bahçemize iki fidan dikelim, birini yöremizin en tatlı renkli güzel kokusu olan verimli bereketli olsun istiyorsak bahçemize diktiğimiz fidanların aşısını iyi cinsten olması bizim için çok önemli bir konu, düşünün bir ailenin iki evladı gibi diktiğimiz fidanın birini aşı yapalım diğeri doğal büyüsün. Birlikte büyümelerini bekleyelim hangisi bizim açımızdan daha rahat ,tabi ki aşı yaptığımız fidan ne olacağını bildiğimizden rahatız. Diğer doğal büyüyen fidan artık şans, nasıl çıkar nasıl olur diye merak ederiz. Rahat olduğumuz aşısını yaptığımız fidandır hâlbuki her ne kadar aşı yapsakta büyük Allahımız neleri yaratmadı ki. Aşı yaptık diye övünmekte bazen güvendiğimiz dağlara karlar yağabiliyor. Bu tür mevzularda işi kendimizden değil üstümüze düşeni yani görevimizi yaptıktan sonra taktiri bizi ve onsekiz bin âlemin rabbine bırakıp fidanların büyümesini beklemek gerekir. Rahavete kapılırsak biz aşıladık aşısız olan düşünsün dersek bu sefer komşuda pişer bize de düşer yâ da aşısız fidan belirsiz bir vaziyet teşkil ettiği için aynı aşılı fidana yaptığımız hizmeti ona da yapmak en güzel yaklaşım olacaktır. Tıpkı iki evladımız gibi zaman zaman sevgiye, zaman zaman budamaya ihtiyacı vardır. Gönül bahçemize ektigimiz her canlı bizim şefkat elimize, gözümüze ve düşüncelerimize ihtiyacı vardır.

Bir fikrim var, her yere sevgi tohumu ekelim, bütün caddeler sevgi caddesi olsun, bütün sokaklar, evler, köyler, kasabalar ve mahalleler… Sevgi olsun, evin kapıları sevgi anahtarlarıyla açılsın. Aşka dönüşsün paylaşılsın.

“İnsan toprak gibidir ne ekersen onu biçersin, eğer işler ters gidiyorsa ektiğine bak kendinle istişare et." O zaman selamün aleyküm.