Hayatımızda ki her gün bizim için bir fırsattır çünkü bir sonra ki günü görmek bir daha nasip olmaya da bilir. Fırsat karınca yürüyüşüyle gelir, yıldırım hızıyla gider demişler. Bir iki konu üzerinde konuşmak istiyorum çünkü istişare sünnet, istişareyle alınan kararlar doğru ve güvenli kararlardır.
Birinci konum zeka; zeka bizler için insanlığın mimarı ve insanlığı yaratan yüce Allah 'tan büyük bir hazinedir. Zaman zaman bazı ortamlarda karşılaştığımız ve üzüldüğüm bir konuyu hatırlatmak istiyorum bazı anne, baba, abi, amca, komşu, arkadaş gibi gerek evde, gerek okulda ve iş yerlerinde beğenmediğimiz haraket, davranış gibi durumlarda bir öfkeyle şu sözü söylüyoruz "geri zekalı insan" ben bu davranışı görünce, duyunca çok üzülüyorum çünkü bize o zekayı yaradan Allah verdi. Yaradanın, yarattığı bir zekayı bizim eleştirme hakkımız yok. Bu Allah'a karşı büyük bir suçtur. Allah her kulunu özenle yaratmıştır ve denge denen mesafeyi korumuştur. Biz Allah'ın, bize verdiği zeka hakkında bir eleştiri yapmak durumunda değiliz. Geri zekalı dememiz karşı tarafı çok kırdığını biliyor musunuz? Hem karşı tarafı hem de zekayı yaradan Yüce Allah'ı kırdığımızın farkında mıyız?
Bir diğer konu ise kına. Evet kına askerlerimizin başına, gelinlerimizin eline, annelerimizin saçına sünnet olsun diye yaktığı kınadan bahsetmeye çalışacağım. Bazı zaman yine zeka mevzusunda olduğu gibi oraya, buraya kına yak derler bu kadar değeri çok olan ve sünnet olan kadim bir değeri bu kadar yerlere indirmek çok alçakça bir yakıştırma olduğunu hatırlatmak istedim çünkü askerimizin başına, gelinlerimizin eline, annelerimizin saçına sünnet olsun diye yaktığı kınayı öfke anında seviyesini düşürmemeliyiz. Kınaya birde başka bir açıdan bakarsak, hacca giden kişiler dönüşte gelen misafirlerine hediye olarakta verilebiliyorlar.
Toplumumuz böylesi kıymetli olan her şeyi nedense farketmek istemiyor. Ne acı bir durumdur ki zekayı Yüce Allah özenle yaratmıştır, denge usulü bir dünya kurmuş ve bizlerin ne haddine bu gibi önemli ve kıymetli olan şeylerin taşımasını bile kendimize ilke edinemedik. Unutmayalım ki zekanın ustası, mimarı Allah'tır. Kına bize sevgili Peygamberimiz Hz.Muhammed Mustafa (s.a.v) Efendimiz adına sünnet olarak taşırız bu iki önemli konuyu dikkate almak umuduyla...
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
KÜBRA ÇUKUR
BİLMEMİZ GEREKEN ŞEYLER VAR
Birinci konum zeka; zeka bizler için insanlığın mimarı ve insanlığı yaratan yüce Allah 'tan büyük bir hazinedir. Zaman zaman bazı ortamlarda karşılaştığımız ve üzüldüğüm bir konuyu hatırlatmak istiyorum bazı anne, baba, abi, amca, komşu, arkadaş gibi gerek evde, gerek okulda ve iş yerlerinde beğenmediğimiz haraket, davranış gibi durumlarda bir öfkeyle şu sözü söylüyoruz "geri zekalı insan" ben bu davranışı görünce, duyunca çok üzülüyorum çünkü bize o zekayı yaradan Allah verdi. Yaradanın, yarattığı bir zekayı bizim eleştirme hakkımız yok. Bu Allah'a karşı büyük bir suçtur. Allah her kulunu özenle yaratmıştır ve denge denen mesafeyi korumuştur. Biz Allah'ın, bize verdiği zeka hakkında bir eleştiri yapmak durumunda değiliz. Geri zekalı dememiz karşı tarafı çok kırdığını biliyor musunuz? Hem karşı tarafı hem de zekayı yaradan Yüce Allah'ı kırdığımızın farkında mıyız?
Bir diğer konu ise kına. Evet kına askerlerimizin başına, gelinlerimizin eline, annelerimizin saçına sünnet olsun diye yaktığı kınadan bahsetmeye çalışacağım. Bazı zaman yine zeka mevzusunda olduğu gibi oraya, buraya kına yak derler bu kadar değeri çok olan ve sünnet olan kadim bir değeri bu kadar yerlere indirmek çok alçakça bir yakıştırma olduğunu hatırlatmak istedim çünkü askerimizin başına, gelinlerimizin eline, annelerimizin saçına sünnet olsun diye yaktığı kınayı öfke anında seviyesini düşürmemeliyiz. Kınaya birde başka bir açıdan bakarsak, hacca giden kişiler dönüşte gelen misafirlerine hediye olarakta verilebiliyorlar.
Toplumumuz böylesi kıymetli olan her şeyi nedense farketmek istemiyor. Ne acı bir durumdur ki zekayı Yüce Allah özenle yaratmıştır, denge usulü bir dünya kurmuş ve bizlerin ne haddine bu gibi önemli ve kıymetli olan şeylerin taşımasını bile kendimize ilke edinemedik. Unutmayalım ki zekanın ustası, mimarı Allah'tır. Kına bize sevgili Peygamberimiz Hz.Muhammed Mustafa (s.a.v) Efendimiz adına sünnet olarak taşırız bu iki önemli konuyu dikkate almak umuduyla...