E.K.: Sadiye Hocam, bir ara öğretmenlerin derslere girmeme gibi Türkiye çapında boykot olmuş ve yanılmıyorsam okulumuzdan sadece siz TÖS (Türkiye Öğretmenler Sendikası) tarafından organize edilen bu eyleme katılmıştınız. Tabii Yenişehir’de Osman Özel ile Fuat Cingil gibi bazı öğretmenler de katılmıştı. Bir ara açığa falan alındılar ve benim dün gibi aklımda bu boykot olayı…
S.E.P. : İyi hatırlıyorsun. Bizim lisede sadece ben katılmış ve 4 gün dersleri boykot etmiştik. Soruşturma geçirdik. Epey uğraştık ama sonunda beraat ettik. Ama Bursa Çelebi Mehmet Lisesi’nde de Yılın Öğretmeni Ödülü’nü almıştım.
E.K. : Lisemiz ilk açıldığı yıllarda kısıtlı imkanlarla ve öğretmen kadrosunun azlığına rağmen ilk mezunlarını verdiği yıllarda Yenişehir Lisesi’nden bir çok arkadaşımız üniversite sınavlarını kazanmıştı. Hatta Türkiye’de ilk 100'e girdiği söylenmişti.
S.E.P. : Doğrudur… Birçok öğrencimiz üniversite kazanmıştı.
E.K. : Yenişehir Lisesi’nde bazı öğretmenlerin lâkâpları vardı. Hikmet Şar’a 'KISA PEPEN', İ. Yavuz Çoban’a 'ENİŞTE', Seyfettin Bey’e 'KAKÇI', İldar Hanım’a 'SARIŞIN BOMBA', Niyazi Bey’e 'DAZLAK', Melahat Sak’a 'FİFİ' gibi… Sizin de lâkâplarınız var mıydı? (Bu arada sağlık sorunları bulunan Melahat Sak Öğretmenimizi de anarak geçmiş olsun dileklerimizi yad ettik.)
S.E.P.: Benim lâkâbım yoktu.
F.P. : Benim de yoktu.
E.K. : Ben de sanki sizin lâkâplarınız yoktu diye biliyorum. Sadiye Hocam, Fahir Bey yaşına göre çok genç gösteriyor. Bunu neye borçlu olabilir ?
S.E.P.: Basketbol çok oynadı. Belki ondandır.
E.K. : Bence siz O’na çok iyi bakmışsınız. Ben Fahir Hocamı hep artist sanatçı Ediz Hun’a benzetirim.
S.E.P. : Belki benziyor olabilir. Ama by-pass ameliyatı geçirdi. Yoksa daha iyi olurdu.
E.K. : Geçmiş olsun. Sizin görev yaptığınız o dönemlerde okulumuzda bazı öğretmenlerimiz öğrencileriyle evlendiler. Sizce bu evlilikler normal miydi?
S.E.P. : Normal değildi.
F.P. : Hayır. Normal değildi.
E.K. : Peki, birbirlerini sevmiş olamazlar mı ? S.E.P. : Olabilirler ama her şeyin bir yeri ve zamanı var. Kız öğrencilerimiz önce okuyacak ve mesleğini eline alacak. Sonra vakti gelince evlenebilirler tabi.
E.K. : Ben de son olarak kardeşiniz Sabiha Elal öğretmenimle ilgili bir anımı kısaca anlatayım. Okullar kapanıyor son dersimizi yapıyoruz ve öğretmenimiz de Sabiha Hanımdı. Son ders olduğu için sesi güzel olan öğrencilere şarkı-türkü söylettirdi. Bir arkadaşımız “Hocam hep bize söylettiriyorsunuz. Bir de siz söyleyin” dedi. Sabiha hocam kabul etmedi. Ama sınıf ayağa kalktı ve hep birlikte ısrar ettik: “Hocam ne olur, bir şarkı bari söyleyin” dedik. O “söylemem” dedikçe biz hep birlikte tempo tutup ısrarcı olduk. Sonunda yıllardır hiç unutamadığım o güzel şarkıyı, o güzel sesiyle mükemmel söylemişti. Şarkı bittiğinde sınıftan müthiş alkış koptu. Hangi şarkıyı söylemişti biliyor musunuz? O yılların meşhur şarkısı: BURUK ACI: Sevmek korkulu rüya, Yalnızlık büyük acı, Hangi kapıyı çalsam, Karşımda Buruk Acı…
Sadiye Hocam, kardeşiniz Sabiha Öğretmenime selamlarımı iletin ve bu olayı bir söyleyin, bakalım hatırlayabilecek mi? O’nun BURUK ACISINI ve üzüntüsünü tüm öğrencileri olarak paylaşıyoruz. (Röportaj boyunca zaman zaman gözleri yaşaran Sadiye Öğretmenimin bu kez yine bir tuhaf olduğunu gözledim. Değerli öğretmenlerim!.. Lise anılarımız anlat anlat bitmez…Biteceği de yok. Zaten bazılarını isteğiniz üzerine yazmadık. Son olarak Yenişehir Halkına, Yenişehir Lisesi’ndeki öğrencilerinize ve Yenişehir YÖREM Gazetesi okurlarına ne söylemek isterdiniz? F.P. ve S.E.P. (Genel olarak birlikte aynı şeyleri söylediler.) Biz Yenişehir’i çok sevdik. Çok iyi günlerimiz geçti. Çok iyi dostlarımız oldu. Her zaman söyleriz, iyi ki böyle bir ilçeye ve böyle bir okula gelmişiz. Geldiğimiz içinde çok memnunuz. Burada gerek öğretmen arkadaşlarımızla, gerekse öğrencilerimizle çok güzel günler geçirdik ve sizleri çok sevdik. Acı tatlı anılarımız oldu. Bizleri unutmamış olmanız ve hâlâ arıyor olmanız ne güzel. Seni de çok seviyor, çalışmalarını takdir ediyor ve beğeniyoruz. Bizi aradan geçen 45 yıla rağmen unutmayarak arayıp sorup buralara kadar gelme zahmetinde bulunduğun için sana ayrıca çok teşekkür ederiz. Senin öğretmenin olmak bizim içinde gazeteniz aracılığıyla, görev yaptığımız süredeki öğretmen arkadaşlarımız ile çok sevgili öğrencilerimize, dolayısı ile tüm Yenişehir Halkına selam ve sevgilerimizi sunarız. Vefat edip aramızdan erken ayrılan öğrencilerimize de çok üzüldüğümüzü ifade eder, Allahtan rahmet dileriz. Öğrencisinin vefatını duymak, bir öğretmen için çok acı bir durumdur.
E.K. : Ben de size, beni kırmayıp davetimi kabul ettiğiniz ve beni burada, Bursa- Gemlik İlçesinin Marmara Denizi Kıyısı’ndaki bu güzel ve şirin beldesi Küçük Kumla’da misafir edip, yakın ilgi göstermenizden dolayı ve her şey için çok teşekkür ederim. Bu güzel günü ve konukseverliğinizi hiçbir zaman unutmayacağım. 45 yıl sonra sizlerle hayatımın en güzel ve en mutlu günlerinden birini yaşadım. Çok sağolun. Sizlere çok uzun yıllar sürmesini dilediğim ömrünüz boyunca sağlık, esenlik ve mutluluklar dilerim.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ERCAN KAVUK
YENİŞEHİR LİSESİ’NİN İLK ÖĞRETMENLERİNDENANILAR : FAHİR PEŞLUKve SADİYE ELAL PEŞLUK - 2
S.E.P. : İyi hatırlıyorsun. Bizim lisede sadece ben katılmış ve 4 gün dersleri boykot etmiştik. Soruşturma geçirdik. Epey uğraştık ama sonunda beraat ettik. Ama Bursa Çelebi Mehmet Lisesi’nde de Yılın Öğretmeni Ödülü’nü almıştım.
E.K. : Lisemiz ilk açıldığı yıllarda kısıtlı imkanlarla ve öğretmen kadrosunun azlığına rağmen ilk mezunlarını verdiği yıllarda Yenişehir Lisesi’nden bir çok arkadaşımız üniversite sınavlarını kazanmıştı. Hatta Türkiye’de ilk 100'e girdiği söylenmişti.
S.E.P. : Doğrudur… Birçok öğrencimiz üniversite kazanmıştı.
E.K. : Yenişehir Lisesi’nde bazı öğretmenlerin lâkâpları vardı. Hikmet Şar’a 'KISA PEPEN', İ. Yavuz Çoban’a 'ENİŞTE', Seyfettin Bey’e 'KAKÇI', İldar Hanım’a 'SARIŞIN BOMBA', Niyazi Bey’e 'DAZLAK', Melahat Sak’a 'FİFİ' gibi… Sizin de lâkâplarınız var mıydı? (Bu arada sağlık sorunları bulunan Melahat Sak Öğretmenimizi de anarak geçmiş olsun dileklerimizi yad ettik.)
S.E.P.: Benim lâkâbım yoktu.
F.P. : Benim de yoktu.
E.K. : Ben de sanki sizin lâkâplarınız yoktu diye biliyorum. Sadiye Hocam, Fahir Bey yaşına göre çok genç gösteriyor. Bunu neye borçlu olabilir ?
S.E.P.: Basketbol çok oynadı. Belki ondandır.
E.K. : Bence siz O’na çok iyi bakmışsınız. Ben Fahir Hocamı hep artist sanatçı Ediz Hun’a benzetirim.
S.E.P. : Belki benziyor olabilir. Ama by-pass ameliyatı geçirdi. Yoksa daha iyi olurdu.
E.K. : Geçmiş olsun. Sizin görev yaptığınız o dönemlerde okulumuzda bazı öğretmenlerimiz öğrencileriyle evlendiler. Sizce bu evlilikler normal miydi?
S.E.P. : Normal değildi.
F.P. : Hayır. Normal değildi.
E.K. : Peki, birbirlerini sevmiş olamazlar mı ?
S.E.P. : Olabilirler ama her şeyin bir yeri ve zamanı var. Kız öğrencilerimiz önce okuyacak ve mesleğini eline alacak. Sonra vakti gelince evlenebilirler tabi.
E.K. : Ben de son olarak kardeşiniz Sabiha Elal öğretmenimle ilgili bir anımı kısaca anlatayım. Okullar kapanıyor son dersimizi yapıyoruz ve öğretmenimiz de Sabiha Hanımdı. Son ders olduğu için sesi güzel olan öğrencilere şarkı-türkü söylettirdi. Bir arkadaşımız “Hocam hep bize söylettiriyorsunuz. Bir de siz söyleyin” dedi. Sabiha hocam kabul etmedi. Ama sınıf ayağa kalktı ve hep birlikte ısrar ettik: “Hocam ne olur, bir şarkı bari söyleyin” dedik. O “söylemem” dedikçe biz hep birlikte tempo tutup ısrarcı olduk. Sonunda yıllardır hiç unutamadığım o güzel şarkıyı, o güzel sesiyle mükemmel söylemişti. Şarkı bittiğinde sınıftan müthiş alkış koptu. Hangi şarkıyı söylemişti biliyor musunuz? O yılların meşhur şarkısı:
BURUK ACI: Sevmek korkulu rüya, Yalnızlık büyük acı, Hangi kapıyı çalsam, Karşımda Buruk Acı…
Sadiye Hocam, kardeşiniz Sabiha Öğretmenime selamlarımı iletin ve bu olayı bir söyleyin, bakalım hatırlayabilecek mi? O’nun BURUK ACISINI ve üzüntüsünü tüm öğrencileri olarak paylaşıyoruz. (Röportaj boyunca zaman zaman gözleri yaşaran Sadiye Öğretmenimin bu kez yine bir tuhaf olduğunu gözledim. Değerli öğretmenlerim!.. Lise anılarımız anlat anlat bitmez…Biteceği de yok. Zaten bazılarını isteğiniz üzerine yazmadık. Son olarak Yenişehir Halkına, Yenişehir Lisesi’ndeki öğrencilerinize ve Yenişehir YÖREM Gazetesi okurlarına ne söylemek isterdiniz?
F.P. ve S.E.P. (Genel olarak birlikte aynı şeyleri söylediler.) Biz Yenişehir’i çok sevdik. Çok iyi günlerimiz geçti. Çok iyi dostlarımız oldu. Her zaman söyleriz, iyi ki böyle bir ilçeye ve böyle bir okula gelmişiz. Geldiğimiz içinde çok memnunuz. Burada gerek öğretmen arkadaşlarımızla, gerekse öğrencilerimizle çok güzel günler geçirdik ve sizleri çok sevdik. Acı tatlı anılarımız oldu. Bizleri unutmamış olmanız ve hâlâ arıyor olmanız ne güzel. Seni de çok seviyor, çalışmalarını takdir ediyor ve beğeniyoruz. Bizi aradan geçen 45 yıla rağmen unutmayarak arayıp sorup buralara kadar gelme zahmetinde bulunduğun için sana ayrıca çok teşekkür ederiz. Senin öğretmenin olmak bizim içinde gazeteniz aracılığıyla, görev yaptığımız süredeki öğretmen arkadaşlarımız ile çok sevgili öğrencilerimize, dolayısı ile tüm Yenişehir Halkına selam ve sevgilerimizi sunarız. Vefat edip aramızdan erken ayrılan öğrencilerimize de çok üzüldüğümüzü ifade eder, Allahtan rahmet dileriz. Öğrencisinin vefatını duymak, bir öğretmen için çok acı bir durumdur.
E.K. : Ben de size, beni kırmayıp davetimi kabul ettiğiniz ve beni burada, Bursa- Gemlik İlçesinin Marmara Denizi Kıyısı’ndaki bu güzel ve şirin beldesi Küçük Kumla’da misafir edip, yakın ilgi göstermenizden dolayı ve her şey için çok teşekkür ederim. Bu güzel günü ve konukseverliğinizi hiçbir zaman unutmayacağım. 45 yıl sonra sizlerle hayatımın en güzel ve en mutlu günlerinden birini yaşadım. Çok sağolun. Sizlere çok uzun yıllar sürmesini dilediğim ömrünüz boyunca sağlık, esenlik ve mutluluklar dilerim.