Cemal Gökbayrak, 1890 yılında Bursa’da dünyaya geldi. Kafkas kökenli bir ailenin çocuğudur.
İlköğreniminden sonra 2 yıl süreyle Bursa Işıklar Askeri Rüştiyesi’nde okudu. Lise öğrenimini Bursa Sultanisi’nde (Erkek Lisesi) tamamladı. Birinci Dünya Savaşı’nda 1916 yılında gönüllü olarak Kafkas Cephesi’ne gitti. Ruslar’a karşı savaştı. Mondros Mütarekesi’nden sonra 1920 yılının mayıs ayında Milis Kuvvetleri oluşturmakla görevlendirildi. Yenişehir,İznik, Orhangazi ve Karamürsel dolaylarında çıkan olayların bastırılmasında önemli görevler üstlendi. “Gökbayrak Taburu” adı verilen Müfreze Birlikleri ile İznik Cephesi’nde Yunanlılar’a karşı savaştı. T.B.B.M. Düzenli Ordular kurmaya başlayınca bu ordulara katıldı ve yöremizdeki Avdan-Katırlı sıradağlarında Yunanlılar’a etkili baskınlar düzenledi. İlk olarak 110 kişilik bir çete grubuna sahip olduğu söylenen Cemal Bey daha sonra Düzenli Ordular’a katılınca 600 kişilik bir kuvvetin komutanı oldu. O yıllarda bu bölgenin Ehliman,Püskülsüz İsmail,Gavur Hacı,Karabacak İsmail ve Dağıstanlı Paşa gibi ünlü çeteleri de Cemal Bey’in yanında yer almışladır. Kurtuluş Savaşı’nın önemli kahramanlarından Müşküleli Astsubay Ahmet Hamdi Çavuş’da bir ara Cemal Bey’in Gökbayrak Taburu’nda görev yapmıştır.
İstanbul ve çevresinden kaçırılan silah ve cephanenin Anadolu’ya ulaştırılmasında Cemal Gökbayrak’ın önemli katkıları olmuştur. 1921 yılının başından itibaren büyük gizlilik ve zorluklar içinde Karamürsel’e getirilen silah, cephane ve araç-gereçler Gökbayrak Taburu’na teslim edilmiş ve bu taburun kanalıyla İznik-Mekece hattıyla süratle birliklere ulaştırılmıştır. Cemal Bey Kurtuluş Savaşı’nda büyük yararlıklar gösterdi ve savaştan sonra cezaevine düştü. 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 8,5 yıl hapis yattıktan sonra gözleri görmemeye başladı. Suçsuz olduğu ortaya çıkınca tahliye edildi. Cemal Gökbayrak, başından geçen olayları ve savaş anılarını Gazeteci-Yazar İsmail Gerçeksöz’e anlatmış ve bu anıları 1954 yılında Bursa-Hakimiyeti Milliye gazetesinde yayınlanmıştır. 1976 yılında vefat eden Cemal Gökbayrak’ın kabri Bursa-Emirsultan Mezarlığı’ndadır. Cemal Bey’in İsmail ve Mecit adında hayatta kalan 2 torunu vardır. Mecit Bey’i arayarak Bursa’da buluştuk . Cemal Bey’in Emirsultan Mezarlığı’ndaki kabrini ziyaret edip birlikte dualar okuduk. Daha sonra İncirli caddesindeki yaşadığı evine gittik. Evinin yanındaki bir kahvehanede kendisiyle sohbet edip Cemal Bey hakkında bilgi aldık. Mecit Bey bir ara dedesi ile ilgi sorduğum bir soruya : “ Cemal dedem halka eziyet edip, geçimini onlardan karşılayan biri değil, İstiklal Savaşı’ndaYunanlılara karşı taburuyla birlikte mücadele eden önemli kahramanlardan biridir“ dedi. Evet ülkemizin kurtuluşunda önemli yararlıklar göstermiştir ama Cemal Bey’in savaştan önce bölgemizde çete hareketlerinde bulunduğu da kesindir. Ancak TBMM açıldıktan sonra Atatürk düzenli orduları kurunca ,çetelerden yararlanmak istemiş başta Cemal Bey olmak üzere diğer bazı çete gruplarının da savaşta Yunanlılara karşı önemli mücadele verdikleri de aşikardır. Cemal Gökbayrak beni 2 yönden ayrıca ilgilendiriyor. Birincisi O’nun gelini Suzan Gökbayrak akrabam olur. Bilecik’te ikamet ediyor. İsmail adında bir oğlu var. İsmail Gökbayrak ile Mecit Gökbayrak üvey kardeştirler. Yani babaları aynı ama anneleri ayrıdır. Benim babaannem ile Suzan Teyze çerkez kızlarıdır ve kardeş çocuklarıdır. İkincisi ise Cemal Bey İstiklâl Savaşı başlamadan önceki yıllarda bir ara adamlarıyla birlikte Müşküle’de karargâh kurar. Köylüler onlara 3-4 ay ev sahipliği yapıp yemek ve aş verirler. Köy Meydanı’nda sofralar kurulup eğlenceler yapılır. Yunanlılar 15 Mayıs 1919-da İzmir’e ayak basıp Bursa ve Sölöz taraflarına yaklaştıklarında Cemal Bey karargâhını Yenişehir’in Kirazlıyayla ve Beypınar Köyü taraflarına çeker. İstiklâl Savaşı başlamıştır ve Müşküle Muhtarı Yalama İbranim’e “Elisilah tutan gençlerden 70-80 kişi Kirazlıyayla’ya gelerek bize katılsın” şeklinde bir haber yollar. Köylüler: “ Yunan Birlikleri köyümüze yaklaştı. Çoluk-çocuk ve kadınlarımızı köyde yalnız bırakıp biz Kirazlıyayla’ya gelemeyiz. Siz Müşküle’ye gelin cepheyi buradan kuralım ve Sölöz tarafından gelen Yunanlılar’a buradaki tepelerden birlikte ateş açalım” diyerek Cemal Bey’in önerisine karşı çıkarlar. Bu öneriyi kabul etmeyen Cemal Bey, daha bazı olaylarında gelişmesiyle müfrezeleriyle birlikte Müşküle’ye baskın düzenler. 4 ev hariç tüm köyü yaktırır. Köylüler komşu köylere kaçarak canlarını zor kurtarır. Köyün Kâhyası Tekellerin’in Hasan’ı da, Köy Meydanı’ndaki Kocaçınar’a ayağından ters asarak yaktıklarını da köydeki bir çok yaşlılardan dinlemişimdir. (Bu olayın gerçek oluşu hakkında da ayrıca elimde yaşlı bir kadının açıklamasının kaseti de var.)
Suzan Teyze ile bir görüşmemde kendisine bu konuyu sorduğumda şöyle dedi: “ Ben sizlerküçükken bir ara Müşküle’ye geldim. Benim Cemal Bey’in gelini olduğumu öğrenen köylü kadınlar : Cemal Bey!..Cemal Bey!.. Olmaz olaydın… Köyümüzü yakmaz olaydın. Gözlerin kör olaydı,görmez olaydın…Müşküle köy olsun-Cemal Bey kör olsun… Diye benim yüzüme maniler söylediler. Ben ne olduğunu şaşırdım. Çok üzüldüm ve mecbur kalmadıkça Müşküle’ye pek gelmedim. Durumu sonraöğrendim ki kayınpederim köyünüzü yakmış. “ Onun içindir ki ilk zamanlarda çete hareketleriyle başlayan ve zamanla İstiklâl Savaşı yıllarında Atatürk’ün kurduğu düzenli ordulara katılarak Yenişehir, İznik ve Orhangazi dolaylarında Yunanlılara karşı çetin direnişler gösteren Gökbayrak Taburu’nun kurucusu ve unutulmaz kahramanı Cemal Gökbayrak’ı köyümü yaktırdığı için pek sevmesem de, Yunan Ordusu’na karşı verdiği çetin direnişleri ve onlara verdirdiği kayıplar nedeniyle her zaman takdir etmişimdir.
Savaştan sonra Bursa dolaylarında kurduğu Gökbayrak Çiftliğinde hayatını sürdürürken, çiftlikteki bir yanaşması orada görevli hizmetli bir kadına sarkıntılık edince, yanaşmanın öldürülmesi olayından Cemal Bey sorumlu tutulur ve cezaevine atılır. Aldığı ilaçlar nedeniyle zamanla gözleri kör olur ve 1976 yılında vefat eder. Ömrünün son yıllarında İznik’te 1970-li yıllarda düzenlenen İznik Üzüm Bayramındaki Resmi Geçit Töreni’ne katılarak halkı selamlamıştır.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ERCAN KAVUK
İSTİKLÂL SAVAŞI KAHRAMANLARINDAN CEMAL GÖKBAYRAK
İlköğreniminden sonra 2 yıl süreyle Bursa Işıklar Askeri Rüştiyesi’nde okudu. Lise öğrenimini Bursa Sultanisi’nde (Erkek Lisesi) tamamladı. Birinci Dünya Savaşı’nda 1916 yılında gönüllü olarak Kafkas Cephesi’ne gitti. Ruslar’a karşı savaştı. Mondros Mütarekesi’nden sonra 1920 yılının mayıs ayında Milis Kuvvetleri oluşturmakla görevlendirildi. Yenişehir,İznik, Orhangazi ve Karamürsel dolaylarında çıkan olayların bastırılmasında önemli görevler üstlendi.
“Gökbayrak Taburu” adı verilen Müfreze Birlikleri ile İznik Cephesi’nde Yunanlılar’a karşı savaştı. T.B.B.M. Düzenli Ordular kurmaya başlayınca bu ordulara katıldı ve yöremizdeki Avdan-Katırlı sıradağlarında Yunanlılar’a etkili baskınlar düzenledi. İlk olarak 110 kişilik bir çete grubuna sahip olduğu söylenen Cemal Bey daha sonra Düzenli Ordular’a katılınca 600 kişilik bir kuvvetin komutanı oldu. O yıllarda bu bölgenin Ehliman,Püskülsüz İsmail,Gavur Hacı,Karabacak İsmail ve Dağıstanlı Paşa gibi ünlü çeteleri de Cemal Bey’in yanında yer almışladır. Kurtuluş Savaşı’nın önemli kahramanlarından Müşküleli Astsubay Ahmet Hamdi Çavuş’da bir ara Cemal Bey’in Gökbayrak Taburu’nda görev yapmıştır.
İstanbul ve çevresinden kaçırılan silah ve cephanenin Anadolu’ya ulaştırılmasında Cemal Gökbayrak’ın önemli katkıları olmuştur. 1921 yılının başından itibaren büyük gizlilik ve zorluklar içinde Karamürsel’e getirilen silah, cephane ve araç-gereçler Gökbayrak Taburu’na teslim edilmiş ve bu taburun kanalıyla İznik-Mekece hattıyla süratle birliklere ulaştırılmıştır. Cemal Bey Kurtuluş Savaşı’nda büyük yararlıklar gösterdi ve savaştan sonra cezaevine düştü. 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 8,5 yıl hapis yattıktan sonra gözleri görmemeye başladı. Suçsuz olduğu ortaya çıkınca tahliye edildi.
Cemal Gökbayrak, başından geçen olayları ve savaş anılarını Gazeteci-Yazar İsmail Gerçeksöz’e anlatmış ve bu anıları 1954 yılında Bursa-Hakimiyeti Milliye gazetesinde yayınlanmıştır. 1976 yılında vefat eden Cemal Gökbayrak’ın kabri Bursa-Emirsultan Mezarlığı’ndadır.
Cemal Bey’in İsmail ve Mecit adında hayatta kalan 2 torunu vardır. Mecit Bey’i arayarak Bursa’da buluştuk . Cemal Bey’in Emirsultan Mezarlığı’ndaki kabrini ziyaret edip birlikte dualar okuduk. Daha sonra İncirli caddesindeki yaşadığı evine gittik. Evinin yanındaki bir kahvehanede kendisiyle sohbet edip Cemal Bey hakkında bilgi aldık. Mecit Bey bir ara dedesi ile ilgi sorduğum bir soruya : “ Cemal dedem halka eziyet edip, geçimini onlardan karşılayan biri değil, İstiklal Savaşı’nda Yunanlılara karşı taburuyla birlikte mücadele eden önemli kahramanlardan biridir“ dedi. Evet ülkemizin kurtuluşunda önemli yararlıklar göstermiştir ama Cemal Bey’in savaştan önce bölgemizde çete hareketlerinde bulunduğu da kesindir. Ancak TBMM açıldıktan sonra Atatürk düzenli orduları kurunca ,çetelerden yararlanmak istemiş başta Cemal Bey olmak üzere diğer bazı çete gruplarının da savaşta Yunanlılara karşı önemli mücadele verdikleri de aşikardır.
Cemal Gökbayrak beni 2 yönden ayrıca ilgilendiriyor. Birincisi O’nun gelini Suzan Gökbayrak akrabam olur. Bilecik’te ikamet ediyor. İsmail adında bir oğlu var. İsmail Gökbayrak ile Mecit Gökbayrak üvey kardeştirler. Yani babaları aynı ama anneleri ayrıdır. Benim babaannem ile Suzan Teyze çerkez kızlarıdır ve kardeş çocuklarıdır. İkincisi ise Cemal Bey İstiklâl Savaşı başlamadan önceki yıllarda bir ara adamlarıyla birlikte Müşküle’de karargâh kurar. Köylüler onlara 3-4 ay ev sahipliği yapıp yemek ve aş verirler. Köy Meydanı’nda sofralar kurulup eğlenceler yapılır. Yunanlılar 15 Mayıs 1919-da İzmir’e ayak basıp Bursa ve Sölöz taraflarına yaklaştıklarında Cemal Bey karargâhını Yenişehir’in Kirazlıyayla ve Beypınar Köyü taraflarına çeker. İstiklâl Savaşı başlamıştır ve Müşküle Muhtarı Yalama İbranim’e “Eli silah tutan gençlerden 70-80 kişi Kirazlıyayla’ya gelerek bize katılsın” şeklinde bir haber yollar. Köylüler: “ Yunan Birlikleri köyümüze yaklaştı. Çoluk-çocuk ve kadınlarımızı köyde yalnız bırakıp biz Kirazlıyayla’ya gelemeyiz. Siz Müşküle’ye gelin cepheyi buradan kuralım ve Sölöz tarafından gelen Yunanlılar’a buradaki tepelerden birlikte ateş açalım” diyerek Cemal Bey’in önerisine karşı çıkarlar. Bu öneriyi kabul etmeyen Cemal Bey, daha bazı olaylarında gelişmesiyle müfrezeleriyle birlikte Müşküle’ye baskın düzenler. 4 ev hariç tüm köyü yaktırır. Köylüler komşu köylere kaçarak canlarını zor kurtarır. Köyün Kâhyası Tekellerin’in Hasan’ı da, Köy Meydanı’ndaki Kocaçınar’a ayağından ters asarak yaktıklarını da köydeki bir çok yaşlılardan dinlemişimdir. (Bu olayın gerçek oluşu hakkında da ayrıca elimde yaşlı bir kadının açıklamasının kaseti de var.)
Suzan Teyze ile bir görüşmemde kendisine bu konuyu sorduğumda şöyle dedi: “ Ben sizler küçükken bir ara Müşküle’ye geldim. Benim Cemal Bey’in gelini olduğumu öğrenen köylü kadınlar : Cemal Bey!..Cemal Bey!.. Olmaz olaydın… Köyümüzü yakmaz olaydın. Gözlerin kör olaydı,görmez olaydın…Müşküle köy olsun-Cemal Bey kör olsun… Diye benim yüzüme maniler söylediler. Ben ne olduğunu şaşırdım. Çok üzüldüm ve mecbur kalmadıkça Müşküle’ye pek gelmedim. Durumu sonra öğrendim ki kayınpederim köyünüzü yakmış. “ Onun içindir ki ilk zamanlarda çete hareketleriyle başlayan ve zamanla İstiklâl Savaşı yıllarında Atatürk’ün kurduğu düzenli ordulara katılarak Yenişehir, İznik ve Orhangazi dolaylarında Yunanlılara karşı çetin direnişler gösteren Gökbayrak Taburu’nun kurucusu ve unutulmaz kahramanı Cemal Gökbayrak’ı köyümü yaktırdığı için pek sevmesem de, Yunan Ordusu’na karşı verdiği çetin direnişleri ve onlara verdirdiği kayıplar nedeniyle her zaman takdir etmişimdir.
Savaştan sonra Bursa dolaylarında kurduğu Gökbayrak Çiftliğinde hayatını sürdürürken, çiftlikteki bir yanaşması orada görevli hizmetli bir kadına sarkıntılık edince, yanaşmanın öldürülmesi olayından Cemal Bey sorumlu tutulur ve cezaevine atılır. Aldığı ilaçlar nedeniyle zamanla gözleri kör olur ve 1976 yılında vefat eder. Ömrünün son yıllarında İznik’te 1970-li yıllarda düzenlenen İznik Üzüm Bayramındaki Resmi Geçit Töreni’ne katılarak halkı selamlamıştır.