Yenişehir’in ili olan Bursa’nın Süper Lig’deki tek takımı Bursaspor 1963 yılında kurulmuştur. Bursa Amatör liglerinde mücadele eden  5 takım (Akınspor,Acar İdman Yurdu,Çelikspor,İstiklâlspor ve Pınarspor) Kulübü yöneticileri bir araya gelerek, daha güçlü bir takım yaratmak amacıyla birleşip 1 haziran 1963 tarihinde BURSASPOR’u kurarlar. Kulübün renklerini de  Bursa Ovası’nın  YEŞİL rengi ile Uludağ’ın BEYAZ  rengini alarak Yeşil-Beyaz olarak belirlenir. Kulübün ilk başkanı Salih Kiracıbaşı,ilk antrenörü de Muhtar Tucaltan,ilk kaptanı Çeliksporlu Özhan Varlık’tır. Bursaspor Tarihinin unutulmaz sağaçığı Mesut Şen’de ilk futbolcularından biridir.
                Bursaspor,2. Ligde 1965/66 sezonundaki final grubu maçlarında kendi sahasında Eskişehir ile yıllardır unutulmayan olaylı bir maç yaşadı. 3 Nisan 1966 tarihinde Bursa’da  Eskişehirspor’u yenebilseydi  o zamanki adıyla 1. lig şimdi adıyla Süper Lig’e daha erken çıkmış olacaktı. Sahadan 3-1 yenilgi ile ayrılınca o yıl Eskişehirspor şampiyon olmuş ve bir üst lige çıkmıştı. Henüz 12 yaşında  Bursa’ya hiç gitmeyen ve hiç bilmeyen 12 yaşında bir köy çocuğu iken her ikisi de amcaoğlum olan 12 yaşındaki Birol ve 10 yaşındaki Gürol ile birlikte babalarımızdan izin almadan bu tarihi maçı izlemek ve Bursaspor’un şampiyonluğunu ortak olmak için 3 kafadar İznik’in Müşküle Köyü’nden Bursa’ya gitmek için yollara düştük. Bir şekilde Atatürk Stadı’nı bulduk. Müthiş bir kalabalık. Bilet bulmak çok zor. Güçlükle stada girdik. Şimdiki Atatürk Kapalı Spor Salonu tarafındaki kale arkasında tribünler yoktu ve biz maçı tel örgülerden izlemiştik. Maçın başlamasına çok kısa bir süre kala Maraton Tribünü tarafından Eskişehirli bir taraftar elinde yeşil-beyaz yuvarlak kova ile sahaya atlayıp acayip hareketler yaparak önümüzden geçip stadı dolaşmaya başladı. O sırada bir Bursasporlu taraftar tel örgülerden atlayıp Eskişehirli’yi dövmeye başladı. Atatürk Stadı’nda hava gerildi ve olayların fitili ateşlendi. Maçın sonunda Bursaspor 3-1 yenildi ve şimdiki adıyla Süper Lige çıkma şansını Eskişehir’e kaptırdı. Maçın sonunda hayatımda unutamadığım olaylar başladı. Bursalı ve Eskişehirli taraftarlar adeta birbirine girdi. Bir taraftan kaçıyor bir taraftan da olayları izliyorduk. 26 plakalı arabalar haşat olmuş, Eskişehirli taraftarların vücu tları ve suratları kan-revan içindeydi. Haberi  alan Eskişehirliler’inde kendi  illerinde sokaklara dökülüp,16 plakalı arabaları Porsuk Çayı’na attıkları da 52 yıldır hafızalardan pek silinmez. Tabi bu arada biz 3 amcaoğlu birbirimizi kaybettik ve ancak köyde buluşabildik. Bu olaylı maç benim Bursaspor’u seyrettiğim ilk maçtı.
                O sezon sonunda Süper Lig’e çıkamayan Bursaspor, 1966/67 sezonunda  2.Lig Beyaz Grup Şampiyonu olarak Süper Lig’e çıkıp ilk kupasını da kazanmış oldu. Hatırladığım kadarıyla Mersin İdman Yurdu’da Kırmızı Grup şampiyonu olmuş ve Bursaspor ile birlikte Süper Lig’e çıkmıştı. Daha sonraki yıllarda Bursaspor başarılı maçlar çıkarak 3 büyükler dediğimiz Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş gibi Türkiye’nin güzide kulüplerinin korkulu rüyası olmuştu. Bursa’ya gelen takımlar korkarak gelir ve Bursaspor’dan çok çekinirlerdi. İlkokul yıllarında yani Bursaspor’un Süper Lig’de olmadığı yıllarda Galatasaray’ı tutardım ve bende Taçsız Kral Metin Oktay hayranlığı vardı. Bursaspor’u Yenişehir’de okuduğum ortaokul ve lise yıllarında seyrettikçe daha çok sevmeye başladım. Hafta sonlarımızı Yenişehirspor’un o zamanki adlarıyla Yenişehir Gençlik ve Esnafspor’un maçlarını izlemekle geçerdi. (Bu 2 takım Asım Akçacı’nın gayretleriyle 1969 yılında birleştirilerek Yenişehirspor adını almıştır.) Fırsat buldukça Bursa’ya gider Bursaspor’un maçlarını da izlerdik. 1968-69 sezonunda G.S .-ın şampiyon olduğu, Bursaspor ile 0-0 berabere kaldığı ve Metin Oktay’ın futbolu bıraktığı son sezonundaki maçta Türk Futbolu’nun gelmiş geçmiş bu en büyük golcüsünü ilk ve son kez seyretmiştim. O’nu 1 kez de olsa seyretme onurunu yaşayan bir futbolsever olarak kendimi şanslı hissediyorum. Hâttâ 1972/73 sezonunda Bursaspor Teknik Direktör olarak da görev yapmıştı. 
                Daha sonraki yıllarda Bursaspor’u ve yıldız futbolcusu sağaçık Mesut Şen’i defalarca seyrettik. Nefis hareketleri,çalımları ve rakibin üstüne üstüne gidip topu iki topuğuyla rakibinin arkasına atarak geçmesinin tadına doyum olmazdı. Mesut Şen aynı zamanda Türk Milli Takımına 2. Lig’den seçilen ilk futbolcu olarak tarihe geçmiştir. Yenişehir’de yatılı okul arkadaşlarım bana Mesut Şen’e olan hayranlığımdan dolayı MESUT lakâbını takmışlardı. Mesut-Ersel ikilisi Bursaspor’da bir sembol olmuş ve o dönemlerde takım başarıdan başarıya koşmuştur. İlk yabancı futbolcusu 2. Ligde iken Faslı Rial’dir. Kıbrıslı Kaleci Osman,Ahmet Tuna ve İsmail Tartan ile daha sonraki yıllarda Sinan Bür,Beyhan  Çalışkan,Bahtiyar Yorulmaz,Sedat 3,Nejat Biyediç,Seydiç,Pingel,Elvir Baliç,Okan Yılmaz,İvan Ergiç,Keny Miller ve son dönemlerde de Batalla,Bakambu,Serdar Aziz, Ozan Tufan,Sercan Yıldırım,Volkan Şen ve Enes Ünal gibi yıldız futbolcular Bursaspor’da futbol oynamışlardır. 1974-75 Avrupa Kupa Galipleri Kupası’nın 2. Turunda  İskoçya’nın ünlü Dundee Ünited takımıyla ilk maçta 0-0 berabere kalan Bursaspor, 6 Kasım 1974  tarihinde Bursa’daki rövanş maçında benimde izlediğim bu maçın 9. dakikasında Vahit Kol’un Teksas Tribünü tarafındaki kaleye yaklaşık 40 metreden vurduğu şut kaleci  M.Calpin’in bakışları arasında  ağlarla buluşunca tribünler adeta yıkılıyordu. Bu golle Bursaspor çeyrek finale kalmış ve stadtan mutlu bir şekilde ayrılmıştık. İnter Toto Kupası maçlarının yıldızı rahmetli Musisi,Timsah Yürüyüşü’nün mucidi olarak Bursaspor’un Tarihi’nde yerini aldı. 1974 yılındaki Kıbrıs Barış Harekatı’nda Kaleci Osman Hüseyin Rumlar’a esir düşmüş ve daha sonra serbest bırakılmıştır. Sağlam bir alt yapıya sahip Bursaspor Türk Futbolu’na önemli yıldızlar kazandırmış ve kendi öz evladı olan Sedat Özden (Sedat 3),Milli Takım formasıyla İngilizlerin ünlü Wembley Stadı’na kaptan olarak çıkan ilk Türk Futbolcusu olmuştur. Bursaspor Süper Lig’de Bahtiyar Yorulmaz ve Okan Yılmaz gibi gol kralları çıkarmıştır.
                Bursaspor, ikinci kupasını 1970-71 sezonunda o zamanki adıyla Başbakanlık Kupası’nı Fenerbahçe’yi 1-0 yenerek kazandı. Üçüncü kupasını ise 1985-86 sezonu sonunda Bursa Atatürk Stadı’nda yapılan Türkiye Kupası final maçında Altay’ı Beyhan ve Tulipan’ın attığı gollerle 2-0 yenerek kazandı. Kulüp Başkanı Cavit Çağlar,Teknik Direktör Kemal Ömeragiç’di. Bu maçtan birkaç gün sonra Gölyazı’da Apolyont Gölü’nde bir sandal faciası yaşandı ve Macar asıllı futbolcu Tulipan,eşi ve kızı boğularak vefat ettiler. Sadece oğlu kurtuldu. Tüm Bursa’yı ve Türkiye’yi yasa boğan bu talihsiz olay geçen yıllara rağmen sporseverler tarafından bir türlü unutulmadı. Türkiye Kupası’nı kazanmanın sevincini yaşayan Bursalı sporseverler, bu olayla birlikte mateme boğuldular.
                Bursaspor üçüncü kupasını 1991-92 sezonu sonunda Başbakanlık Kupası maçında Fenerbahçe’yi 3-1 yenerek müzesine götürdü. 2003-2004 sezonunda Sakarya’da Samsunspor’u 1-0 yenmemize rağmen küme düşerek tekrar bir alt ligde oynadı. Sakarya’da büyük olaylar olmuş ve kendimizi yine kavgaların içinde bulmuştuk. Bu küme düşme işinde Akçaabat ve Rize’ye yenilen Beşiktaş şike yapmakla suçlandı. Aradan geçen 14 yıldır Bursaspor ve Beşiktaş arasında dargınlıklar hiç bitmedi. Taraftarlar arasında zaman zaman olaylar devam etti. Yaralananlar ve ölenler oldu. 2005-2006 sezonunda tekrar şampiyon olarak Süper Lige çıktı…Ve Bursaspor, tarihinin en büyük başarısını 2009-2010 sezonu  Süper Lig şampiyonu olarak elde etti. Böylelikle G.S.-F.B.-BJK ve Trabzonspor’dan sonra süper ligde şampiyon olan 5. takım oldu. Anadolu’dan bir takımın şampiyon olması Türkiye’de ve Dünya’da yankı uyandırdı. O yıl Kulüp Başkanı İbrahim Yazıcı,Teknik Direktör ise Ertuğrul Sağlam’dı.
               Bursaspor’da Muhtar Tucaltan ve Hasan Bora ile birlikte, Sabri Kiraz,Toma Kaloperaviç,Abdullah Gegiç,Metin Oktay, Ömeragiç,Gordon Milne,Ahmet Suat Özyazıcı,Karpatların Maradonası  George Hagi,Nejat Biyediç ve Ertuğrul Sağlam,Hamza Hamzaoğlu ve son olarak da Paul Le Guen gibi ünlü teknik adamlar görev yaptılar. Ama takım son haftalardaki, başarısız sonuçlar nedeniyle kötü günler yaşıyor ve Ali Ay yönetimi takımın başına eski futbolcusu Mustafa Er’i getirdi. Bu yazı yazıldığında İzmir’de Göztepe ile yapılan maç oynanmamıştı. Eğer bu maçtan da bir galibiyet ile dönülmemişse tehlike çanları yine başladı demektir. Türk Futbol Tarihi’nde önemli bir yeri olan,alt yapısı,şehrin futbola ilgisi, yeni stadyumu, başarıları ile tam bir spor kenti olan Bursa’nın güzide kulübü Bursaspor’un süper ligde yer almaması Türk Futbolu içinde acı bir kayıp olacaktır. Ben her şeye rağmen bu kabusun son bulacağını ve gelecek sezonlarda iyi bir yönetim ve iyi bir transfer politikası ile Bursaspor, süper ligde hak ettiği başarıları yakalayıp,Avrupa Kupaları’nda Türkiye’yi tekrar temsil edecektir. (Not: Bursaspor’un Avrupa Kupaları’ndaki maçları ve Bursaspor ile ilgili anılarımızı ileriki aylarda bu köşemizdeki  yazılarımızda bahsedeceğiz.)
               Bursaspor’da amigo denilince akla ilk gelenler rahmetli Amigo Yaşar ve rahmetli Amigo Figo’dur. Amigo Yaşar’ın “ Yeşil Beyaz Forması-Anadolu Bombası” diye yaptırdığı tezahüratlar hala hafızalarımızdan bilinmez olmuştur. Bir G.S. maçında kapalı tribüne astığı “Ergün !.. Başın ne zaman düşerse dara-Karşında sağaçıklar kralı Mesut’u ara…” flaması o yılların taraftarları tarafından pek unutulmaz. Bursaspor’da ayrıca son yıllarda Amigo  Selim , Çiko, Mehmet Güzelsöz ve Amigo Fikret Ardiles tribünlerin sevdiği kişiler olarak görevlerini yapıyorlar. Taraftar gruplarının içinde TEKSAS , RADİKAL ve ÜNİTiMSAH  gibi gruplar öne çıkıyor ve takımları Bursaspor’a maçlarda çılgınca destek veriyorlar.Biz de yazımızın bu son bölümünde Yenişehir YÖREM Gazetesi olarak Bursaspor’a başarılar diliyor,gelecek yıllarda hem Süper Lig’de, hem de Avrupa Kupaları’nda başarıdan başarıya koşan bir Bursaspor izlemek arzusunda olduğumuzu dile getiriyoruz.