Tarih boyunca insanlar bir yerden bir yere gitmişlerdir. Bunun nedeni isterse hayatlarını devam ettirmek için daha bol kaynakların olduğu yeni topraklar olsun, isterse ticaret, isterse sadece keyfi amaçlı geziler, insanların önemli bir kısmı tarih boyunca sürekli hareket halinde olmuştur.
İnsanlar tarih öncesi dönemlerde büyük ölçüde yaşadıkları bölgelerde kalmışlarsada, ihtiyaçlarını karşılayamadıkları hallerde harekete geçmişler, göç etmişlerdir. Bu günümüze kadar bile çoğunlukla devam eden bir durum olmuştur ama özellikle modern teknolojinin geldiği noktada, bütün dünyayı bile gezmek birkaç yüzyıl öncesinde yaşamış olan insanların akıllarına sığmayacak kolaylık ve hızda.
İnsanların ulaşımında dönüm noktası olarak adlandırılabilecek bazı yenilik ve gelişmeler, çoğunlukla insanlık tarihindeki en büyük değişimlerin sebebi olmuştur. Tarihsel açıdan bakıldığında kara yolculuğundaki ilk büyük dönüm noktası atların ehlileştirilmesi olmuştur. Hem insanların kendilerinin bineği hemde yük çekme ve taşımada kullanılan at ve yanında eşek, katır gibi hayvanlar tarih öncesi antik çağlardan orta çağa, sonunda endüstri devrimine kadar insanların karada en çok kullandıkları ulaşım biçimi olmuştur. Endüstri devrimi ile ortaya çıkan tren ve sonrasında arabanın yaygınlaşması bile bazı yerlerde yirminci yüzyıla kadar uzadığından, atın değeri ve önemi evcilleştirilmesinden günümüze bin yıllar boyunca devam etmiştir.
Her ne kadar atlar ‘dünyayı küçülten’ ilk kara yolculuğu çeşidi olsada, kara yollarındaki tek tehlike sadece mesafe değildir. Vahşi hayvanlar ve coğrafi etkenler başta gelmek üzere, özellikle yolcunun yanında değerli mallar varsa, hırsız ve eşkiyalar da oldukça büyük bir problemdi. Özellikle antik çağlarda lojistik açıdan kara yolculuğu oldukça pahalı bir işti.
Deniz yolculuğu bu noktada öne çıkmış, antik çağlardan günümüze hala önemini kaybetmemiştir. İlk gemilerin yapılışı milattan önce 4 binli yıllarda Eski Mısır’a kadar geriler. O dönemdeki gemiler daha çok tekne boyutlarında, okyanuslara bulaşmayan ama özellikle Akdeniz ve Avrupa’dan Asya’ya sahil kıyılarına yakın giden gemiler, eski dünyanın en ucuz ulaşım ve ticaret yollarındandı.
Yeni Dünya olarakta adlandırılan Amerika kıtasının keşfi ile, deniz ulaşımı ve ticareti tarihteki en büyük değişimlerini geçirmeye başlayacaktır.
Özellikle sömürge yıllarında İngiltere, Fransa, İspanya, Portekiz ve daha çeşitli bir çok ülkenin gemileri Amerika’ya köle edilmiş yada yeni bir hayat için göçen insanları taşımaktaydı. Bu dönemde gemiler boyut olarak büyümeye başlamış ve bu büyüme arkasından gelen dönemlerde de devam etmiştir. Özellikle 17. ve 18. yüzyıllarda gemi yolculuğu artık kıyı sahillerinden çok daha uzaklara, okyanusları geçmekte olduğundan, bu dönemde çok can denizlerde kaybolmuştur.
‘Ocean liner’, Türkçe’si ‘okyanus gemisi’ olan, günümüzde çoğu geminin modern şeklini aldığı dönemde deniz sahnesine çıkmıştır. Metalden yapılan, ilk önce buhar motorlarıyla sonrada mazot gibi yakıtlarla çalışan bu devasa gemiler, her ne kadar doğanın gücünü hiçbir zaman yenecek kudrete sahip olamasalarda, deniz yolculuğunun en güvenli döneminin açılışını yapmışlardır. Özellikle okyanus gemisinin altın çağında en büyük, en güzel ve en hızlı gemiyi yapmak bir gurur meselesi haline gelmiştir. Hala en yeni teknolojik gelişmelerin kullanıldığı gemilerin yapımı yapan ülkeye ve halkının bir gurur kaynağı olmaya devam etmektedir.
Karada da durum pek iç açıcı değildi. Özellikle Amerika tarihinde ve popüler kültürdeki vagon at arabaları, çoğu insanın zihninde yer eden bir görüntüdür. Ancak bu dönemler her ne kadar bin yıllar sonrası da olsa, antik çağlardaki bir insanın başına gelebilecek çoğu tehlikenin hala sürdüğü bir dönemdir. Yeni bir yaşam arayışında yüzlerce insan yolculuğun beraberinde getirdiği tehlikeler sonucunda hayatını kaybetmiştir.
Karayollarında bu durumu değiştiren ‘demir at’ olmuştur. 19. yüzyılda buharlı trenlerin sahneye çıkması ve yayılması insanlar için dünyayı bir kez daha küçültmüş, eski yollarla aylar süren yolculukları birkaç haftaya, hızları arttıkça günlere kadar kısaltmıştır. Hem yeni hem eski dünyada kara yolculuklarının anlamını değiştiren trenlerin özellikle kişisel yolculuk için önemleri günümüzde yer yer arabalar ve uçaklardan geri kalsada, aslında yeteri kadar yatırım yapıldığında en faydalı ulaşım yollarından biri olmuşlardır.
Ve uçaklar.. ulaşımda atlar ve trenlerden sonra belki de en çığır açan ulaşım yolları olmuştur. 1903’ten çok öncesinde bile bir hayal olan uçaklar, günümüzde kıtaların ve okyanusların sadece bir kaç saat içinde aşıldığı, ulaşımın en yaygın ve önemli yollarından biri halini almıştır.
Eski yada yeni, dünya aslında aynısı. Ancak hiç durmayan insan azmiyle keşfedilmeye devam edilen bir dünya. İster karada ister havada, hatta artık uzayda, insan ulaşılmamış olana ulaşmak için daima çabalamakta.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
EDA SARI
Yeni Dünyaların Yolculukları
Tarih boyunca insanlar bir yerden bir yere gitmişlerdir. Bunun nedeni isterse hayatlarını devam ettirmek için daha bol kaynakların olduğu yeni topraklar olsun, isterse ticaret, isterse sadece keyfi amaçlı geziler, insanların önemli bir kısmı tarih boyunca sürekli hareket halinde olmuştur.
İnsanlar tarih öncesi dönemlerde büyük ölçüde yaşadıkları bölgelerde kalmışlarsada, ihtiyaçlarını karşılayamadıkları hallerde harekete geçmişler, göç etmişlerdir. Bu günümüze kadar bile çoğunlukla devam eden bir durum olmuştur ama özellikle modern teknolojinin geldiği noktada, bütün dünyayı bile gezmek birkaç yüzyıl öncesinde yaşamış olan insanların akıllarına sığmayacak kolaylık ve hızda.
İnsanların ulaşımında dönüm noktası olarak adlandırılabilecek bazı yenilik ve gelişmeler, çoğunlukla insanlık tarihindeki en büyük değişimlerin sebebi olmuştur. Tarihsel açıdan bakıldığında kara yolculuğundaki ilk büyük dönüm noktası atların ehlileştirilmesi olmuştur. Hem insanların kendilerinin bineği hemde yük çekme ve taşımada kullanılan at ve yanında eşek, katır gibi hayvanlar tarih öncesi antik çağlardan orta çağa, sonunda endüstri devrimine kadar insanların karada en çok kullandıkları ulaşım biçimi olmuştur. Endüstri devrimi ile ortaya çıkan tren ve sonrasında arabanın yaygınlaşması bile bazı yerlerde yirminci yüzyıla kadar uzadığından, atın değeri ve önemi evcilleştirilmesinden günümüze bin yıllar boyunca devam etmiştir.
Her ne kadar atlar ‘dünyayı küçülten’ ilk kara yolculuğu çeşidi olsada, kara yollarındaki tek tehlike sadece mesafe değildir. Vahşi hayvanlar ve coğrafi etkenler başta gelmek üzere, özellikle yolcunun yanında değerli mallar varsa, hırsız ve eşkiyalar da oldukça büyük bir problemdi. Özellikle antik çağlarda lojistik açıdan kara yolculuğu oldukça pahalı bir işti.
Deniz yolculuğu bu noktada öne çıkmış, antik çağlardan günümüze hala önemini kaybetmemiştir. İlk gemilerin yapılışı milattan önce 4 binli yıllarda Eski Mısır’a kadar geriler. O dönemdeki gemiler daha çok tekne boyutlarında, okyanuslara bulaşmayan ama özellikle Akdeniz ve Avrupa’dan Asya’ya sahil kıyılarına yakın giden gemiler, eski dünyanın en ucuz ulaşım ve ticaret yollarındandı.
Yeni Dünya olarakta adlandırılan Amerika kıtasının keşfi ile, deniz ulaşımı ve ticareti tarihteki en büyük değişimlerini geçirmeye başlayacaktır.
Özellikle sömürge yıllarında İngiltere, Fransa, İspanya, Portekiz ve daha çeşitli bir çok ülkenin gemileri Amerika’ya köle edilmiş yada yeni bir hayat için göçen insanları taşımaktaydı. Bu dönemde gemiler boyut olarak büyümeye başlamış ve bu büyüme arkasından gelen dönemlerde de devam etmiştir. Özellikle 17. ve 18. yüzyıllarda gemi yolculuğu artık kıyı sahillerinden çok daha uzaklara, okyanusları geçmekte olduğundan, bu dönemde çok can denizlerde kaybolmuştur.
‘Ocean liner’, Türkçe’si ‘okyanus gemisi’ olan, günümüzde çoğu geminin modern şeklini aldığı dönemde deniz sahnesine çıkmıştır. Metalden yapılan, ilk önce buhar motorlarıyla sonrada mazot gibi yakıtlarla çalışan bu devasa gemiler, her ne kadar doğanın gücünü hiçbir zaman yenecek kudrete sahip olamasalarda, deniz yolculuğunun en güvenli döneminin açılışını yapmışlardır. Özellikle okyanus gemisinin altın çağında en büyük, en güzel ve en hızlı gemiyi yapmak bir gurur meselesi haline gelmiştir. Hala en yeni teknolojik gelişmelerin kullanıldığı gemilerin yapımı yapan ülkeye ve halkının bir gurur kaynağı olmaya devam etmektedir.
Karada da durum pek iç açıcı değildi. Özellikle Amerika tarihinde ve popüler kültürdeki vagon at arabaları, çoğu insanın zihninde yer eden bir görüntüdür. Ancak bu dönemler her ne kadar bin yıllar sonrası da olsa, antik çağlardaki bir insanın başına gelebilecek çoğu tehlikenin hala sürdüğü bir dönemdir. Yeni bir yaşam arayışında yüzlerce insan yolculuğun beraberinde getirdiği tehlikeler sonucunda hayatını kaybetmiştir.
Karayollarında bu durumu değiştiren ‘demir at’ olmuştur. 19. yüzyılda buharlı trenlerin sahneye çıkması ve yayılması insanlar için dünyayı bir kez daha küçültmüş, eski yollarla aylar süren yolculukları birkaç haftaya, hızları arttıkça günlere kadar kısaltmıştır. Hem yeni hem eski dünyada kara yolculuklarının anlamını değiştiren trenlerin özellikle kişisel yolculuk için önemleri günümüzde yer yer arabalar ve uçaklardan geri kalsada, aslında yeteri kadar yatırım yapıldığında en faydalı ulaşım yollarından biri olmuşlardır.
Ve uçaklar.. ulaşımda atlar ve trenlerden sonra belki de en çığır açan ulaşım yolları olmuştur. 1903’ten çok öncesinde bile bir hayal olan uçaklar, günümüzde kıtaların ve okyanusların sadece bir kaç saat içinde aşıldığı, ulaşımın en yaygın ve önemli yollarından biri halini almıştır.
Eski yada yeni, dünya aslında aynısı. Ancak hiç durmayan insan azmiyle keşfedilmeye devam edilen bir dünya. İster karada ister havada, hatta artık uzayda, insan ulaşılmamış olana ulaşmak için daima çabalamakta.