SON DAKİKA
Hava Durumu

Sudaki Yollar

Yazının Giriş Tarihi: 22.05.2025 20:29
Yazının Güncellenme Tarihi: 22.05.2025 20:30

İnsanlar tarihlerinin uzun bir kısmı boyunca sürekli hareket haline olmuşlardır. Yaşadıkları bölgeden uzaklaşmadıkları küçük yada kıtalar arasında göç akımları kadar geniş kapsamlı da olsa, hep bir hareket mevcuttur. Ve tarım devrimiyle beraber insanlar topluluklarla yaşamaya başladığında ve sonrasında yerleşik hayata geçtiğinde, bu harekete yeni bir yol eklenmiştir.

İnsanların bir arada yaşamaya başlamasının en büyük iki nedeni insanların sosyal varlıklar olması ve grupların beraberinde getirdiği güven ve dayanışmadır. Ancak tarih öncesi çağlarda bile, bir grubun yaşaması beraberinde bazı gereklilikleri de ortaya çıkarmış, bu ihtiyaçların giderilmesi için gereken lojistik faaliyetler ortaya çıkmaya başlamıştır.

Paranın icadından önce insanlar en basit şekilde değiş tokuş sistemi ile kendilerinde olmayan ihtiyaçları gidermişlerdir. Tarihteki en eski ticaret biçimi olan değiş tokuş yerini paranın icadından sonrasına, hatta günümüze kadar korumuş, hala duruma göre işlevini de sürdürmektedir.

Antik çağlar insan tarihi açısından çok önemli dönemlerdir. Günümüzdeki siyasi haritaların önemli bir kısmının kökeni bu dönemlere dayanmaktadır ve aynı zamanda sonrasında yüzyıllar boyunca önemini koruyacak çoğu yol ve uluslararası ilişkinin başlangıcı bu döneme dayanmaktadır.

Antik çağlar artık insanların şehirler ve ülkeler kurduğu, belirli ticaret ağlarının oluştuğu ve işlediği bir dönemdir. Bu dönemde ülkelerin genişlemesi yada sadece hayatta kalabilmesi için ordu ve nüfus sayısı doğrudan belirleyici bir faktör olmuştur. Bunun sağlanması için lojistik faaliyetlerin önemi çok büyüktür. Ve bazı ticaret yollarının avantajları diğerlerinden daha büyük olduğundan, bu yolların işleyişi doğrudan hayatları etkilemekteydi.

Özellikle antik çağlarda Akdeniz’e kıyısı olan ülkeler için deniz ticareti en önemli ticaret yoluydu. Karadan mal götürmek zor ve meşakkatli bir işti ve oldukça pahalı bir yoldu. Öte yandan deniz ticareti daha ucuz ve eğer deniz uygunsa, hızlı bir yoldu. Roma İmparatorluğu döneminde Mısır’dan gemilerle gelen tahıllar ordu ve halkın gıdasının önemli bir kısmını oluşturuyordu. Bu gemilerin gelişinin aksaması yada durması imparatorluğun huzurunu doğrudan etkilemiştir.

İlk gemi yada tekneler, milattan önce 4000 yılları civarında eski Mısır’da üretilmiştir. Bu teknoloji daha sonra yayılmış, sonrasında bazı milletlerin denizciliği diğerlerinden çok daha ileriye gitmiş, özellikle yaşadıkları dönemde nam salmışlardır. Günümüzde özellikle popüler kültürle beraber çok yapılan bir isim karışıklığı olan ‘Vikingler’, özellikle antik ve eski çağlarda bu seviyeye gelmiş olan milletlerdendir. ‘Viking’ kelimesi, aslında ‘korsan, korsanlık yapmaya gitmek’ gibi bir anlama gelmektedir. Günümüzde İskandinav ülkelerinin bulunduğu coğrafyadaki ‘Kuzeyliler’, güneye giden üyelerine bu ismi taktığından, şimdi Viking dendiğinde İskandinav ülkelerinin bütün ataları akla gelmekte.

Yaşanılan coğrafyaya göre, nehirlerde gemi ve teknelerin yol alabildiği yollar olduğundan, ‘Vikingler’ ister yağma ister ticaret amaçlı olsun çok iyi denizci ve kaşifler olmuşlardır. Amerika’yı bile ilk keşfeden orijinal Avrupalılar onlardır. Ve bilinen eski dünyada Avrupa’nın kuzeyinden Arap yarımadasına kadar dünyanın en kapsamlı deniz ticareti ağlarından birini kurmuşlardır.

Bu çağlarda eğer Vikinglerin en cesaretli denizcisi değilseniz, Amerika’yı keşfetmek şöyle dursun, Akdeniz’de bile sahillerden çok uzaklaşmazdınız. Bunun en büyük sebeplerinden biri bu çağdaki gemilerin çok büyük olmaması ve navigasyon yollarının sınırlı olmasıdır. Şimdi bile sahip olunan en ileri teknolojilerle donatılan gemiler bile yeterince kötü bir fırtınaya yakalansa, batmasa bile hem geminin kendi hemde içindekiler hem duygusal hemde tam anlamıyla sarsılır.

Ancak karaya yakın gitmekte her zaman çözüm olmayabilir, ve her şekilde bir noktada her gemi bir limana yanaşır. Gemilerin kayalıklara çarparak oturması özellikle antik çağda çok büyük bir tehlikeydi. Geceleri daha da artan bu tehlike, antik dünyanın yedi harikasından biri olan ve zamanında dünyada ilk olan İskenderiye Feneri’nin inşasının nedenidir.

Yaşadığımız Anadolu toprakları iki kıtanın arasındaki bir köprü oluşuyla, karasında sayısız tarihsel hatırayı barındırmakta. Denizlerin tarihide bu kara tarihinin tamamlayıcısı, ve oldukça zengin bir çeşitliliğe sahip. Ancak deniz toprağa göre kalıntıları daha az prezerve ettiğinden bu kalıntıların bulunması daha az olan, ancak bulunduğunda da çoğu zaman çok değerli bilgiler içeren konumlar.

Dünyadaki denizler, göller ve nehirler sayısın gemi ve tekne batıkları ile dolu. Bazılarının içinde antik testi ve paralar kimisinde bombalar mevcut. Bir sürüsü sayısız insanın can verdiği tahta yada metalden tabutlar. Ancak insanlar yaşadıkça, bu suyun üstünde çizildiği gibi kaybolan bu yollar izlenmeye, yeniden çizilmeye devam etmekte.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.