SON DAKİKA
Hava Durumu

Salgınlar ve Sonrası

Yazının Giriş Tarihi: 10.08.2025 20:25
Yazının Güncellenme Tarihi: 10.08.2025 20:25

Tarih aslında yazılmaya başlamasından çok öncesinden beri var olan, son insan ölünceye kadar devam eden her şey olarak görülebilir. İnsanlığın sadece yazılı tarihi bile göz önüne alındığında, bin yıllar gibi bir süreye bakmaktayız ve bireysel olarak yaşamlarımızın bu kadar uzun bir zamanla karşılaştırıldığında kısacık kalması, bazı yönlerden kişisel olarak algılama ve ön görebilme becerimizin yetersiz kalmasına neden olabiliyor.

İnsanlık tarihi çeşitli savaş, yıkım ve afetle dolu olduğu kadar yeniden doğuş ve iyileşme hikayeleri ile de dolu. Bu olayların bazıları bölgesel, bazıları da tüm dünyayı etkileyen gelişmeler. Ancak neredeyse hepsinin etkileri olayın başlangıcı ve sonundan sonrasını da etkileyen, toplumsal değişimlere neden olmuş olaylar. Bu olaylardan içinden en çabuk yayılan, etkisi çoğu zaman çıktığı yeri aşan hiç şüphesiz salgın hastalıklar.

İnsanlar tarihlerinin büyük bölümünde beraber yaşadılar. Bunun en büyük nedeni avlanma, yemek bulma ve korunmanın grup halinde yapıldığında en kolay ve en başarılı şekilde olması. Sonrasında yaklaşık 10 bin yol öncesinde tarım devrimi ile yerleşik hayata geçilmesi ile ilkel küçük gruplardan daha büyük topluluklara dönüştüğünde ise bazı sorunları da beraberinde getirdi.

Yakın mesafede yaşamak herhangi bir hastalığın meydana gelmesi durumunda topluluktaki diğer üyelerinde hızlı şekilde bu hastalıkları kapması anlamınada gelmektedir. Tarih boyunca salgın hastalıklar insanlığın en büyük düşmanlarından biri olmuş, bazı durumlarda savaşın getirdiği yıkımdan çok daha fazlasını getirmiştir.

Pandemi ve endemi 2019 yılının öncesinde anlamını çoğumuzun bildiği ama günlük hayatta henüz kullanmak zorunda kalmadığımız, gerçek anlamının ağırlığını hissetmediğimiz kelimelerdendi. Aslında pandemiker neredeyse her yüzyılda ortaya çıkan ve ağır sonuçları olan, endemik hastalıklar ise hala hayatımızı etkileyen gerçekler. Bu farkında olmayışlığın nedeni aslında hem kişisel hemde toplumsal hayatta da aslında hep yaşadığımız bir fenomen. İnsan olarak yaşamak istemediğimiz ve henüz karşımıza çıkmamış olan çoğu şeyi görmezden gelme eğilimindeyiz, hatta çok geç olana kadar.

Salgın hastalıklar insanlık tarihinin en eski tarihlerinden beri bizimle. Kayıt ve yazı öncesinde yaşanmış hastalıkların araştırılması için de arkeoloji bilimi ilk akla gelen çözümlerden. Çoğu hastalık hakkında -özellikle günümüz bilimiyle- oldukça detaylı bilgi sahibi haline geldik. Geçirmiş olabilecek hastalığa dair bilgiler o hastalığı geçirmiş bir bireyin kemik yapısından, diğer vücut kalıntılarının geçirildiği testler sonucunda tespit edilebilmektedir. Bu yol özellikle antik ve öncesi çağlara dair değerli bilgiler edinilmesini sağlamıştır.

Tarihteki ilk kayıt altına alınmış salgın hastalık ise milattan önce 430 yılında Atina’da Peloponnessos Savaşları sırasında ortaya çıkmıştır. Şehrin duvarları boyunca yayılan hastalık sonucu nüfusun yaklaşık üçte ikisi hayatını kaybetmiştir. Bu olaydan sonra milattan sonra 165-189 yıllarında günümüzde çiçek hastalığının ilk görüldüğü vaka olarak adlandırılan Antoninus Salgını ortaya çıkmış, doğudaki Hunlarla yapılan savaşlardan gelen bu hastalık eski Roma İmparatorluğu’nda büyük yıkıma yol açmıştır.

Eski çağlardaki salgınlar sadece bu iki örnekle bitmeksizin, veba denince akla gelen ve hem dolaylı yoldan günümüz toplum düzenini hemde salgın hastalıklara olan bakış açımızı muhtemelen en çok etkileyen olay, 14. yüzyılda Avrupa’da ortaya Kara Ölüm (Kara Veba) olmuştur. İnsanlık tarihindeki en çok can kaybına yol açan pandemidir ve 75 ila 200 milyon insanın ölümüne yol açmıştır.

Özellikle Kara Ölüm’ün sonucu olarak müthiş derecede azalmış olan nüfus sonrası ticaret bir süre duraksamış, savaşlar hepten durmuştur. Tarım arazilerinde yaşayan ve üretimi döndüren çoğu işçi ve aileleri heba olduğundan, kalan işçiler yaşam koşullarının iyileştirilmesi için harekete geçmiş, süregelen toprakağası düzeni sekteye uğratılmıştır. Veba öncesi olan nüfusa ulaşılması bir kaç yüzyıl almıştır.

Günümüzde ise bizim başımızdan geçen en büyük pandemik olay ise Covid-19. Çoğumuz hayatımızı covid öncesi ve sonrası olarak tanımlıyoruz. Dünya çapında yaklaşık 7 milyon insan hayatını kaybetti ve vaka sayısı yüz milyonlarla ölçülmekte. Tüm dünyada her ne kadar haberlerde öne çıkmasada uzun covid semptomlarına sahip olan bir sürü insan var, ancak çoğumuz hala bu pandemiyi taktığımız maskeler ve uzaktan çalışma ve okul olarak hatırlıyoruz.

Tarih boyunca her salgın hastalık sonrası toplumlarda değişimler görülmüştür. Biz geçmiş olanlardan yeteri kadar uzaklaştığımız için artık onların etkilerini net şekilde görebiliyoruz ancak aynısını covid için henüz söyleyemesekte, geçmişteki değişimlere bir göz atıp günümüzle karşılaştırmakta, görmezden gelmemekte fayda var.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.