Her insanın hayatını sürdürmek için ihtiyaç duyduğu belirli şeyler vardır. Bu malzemeleri de özellikle eski çağlarda genellikle doğrudan yaşadığı çevreden bulduğu malzemelerden elde etmişlerdir. Tarih boyunca insanlar dünyanın neredeyse her noktasında bu ihtiyaçlarını karşılayabildikleri her yerde yaşamışlardır. Bu çeşitlilikte kendini daha sonrasında kültürel farklılıklar olarak göstermiştir.

Tarih öncesinden beri insanlar çevrelerinden elde ettikleri malzemelerle eşya ve alet ihtiyaçlarını karşılamış, yaptıkları bir aletle bir diğerini yapmışlardır. Çoğu topluluk zamanla yeni şeyler üretmiş, üretirken kullandıkları tekniklerini de sürekli geliştirmişlerdir.

Teknoloji denince artık aklımıza ilk gelen şey telefonlar, arabalar ve makineler gibi şeyler oluyor. Bunlar çoğunlukla sanayi devriminden sonra hayatımıza ilk versiyonları girmiş, günümüzde geldikleri seviyeler ise mucitlerinin bile hayal edemeyeceği bir seviyeye gelmiş durumda.

Halbuki teknoloji en basit tanımıyla belirli bir sorunun çözülmesi işin kullanılan, gözlemle kanıtlanmış bilgilerin kullanılmasıdır, bu sorunun hangi çağa ait olduğu pekte önemli değildir. Bu sorun ve çözümü internet motorunda yapılan arama yada yazdığımız kalem ve kağıdın varlığından ibaret olabilir. Toplumlar eski çağlardan beri hem kendi geçmişlerinde sahip oldukları teknolojik bilgileri aktarmış ve geliştirmiş, hemde birbirleriyle olan ilişkileri geliştikçe aralarında ticari yollarla da malzeme ve bilgi alışverişi yapmışlardır. Bu gelişmeler bazen uzun zaman almış, o dönemin ticari, siyasal ve diğer gelişmelerinden de doğrudan etkilenmiştir.

Tüm bu gelişmelerde bazı buluşlar yeni dönemlerin başlangıcı olmuş, hatta daha sonra o buluşun ismi ile anılmıştır. İnsanlık tarihinde oldukça ilk kullanımlarından günümüze kadar önemlerini kaybetmeyen metaller ise bu olaya verilebilecek en iyi örneklerden biridir.

Tarih öncesi dönemin son dönemleri olarak adlandırılan maden devirleri insanlık tarihinin en önemli dönemlerindendir. Metaller ilk kullanılmaya başlandığından beri silahtan sanata, hatta ekonomide ve daha birçok alanda kullanıldı ve kullanılmaya devam etmekte.

İnsanlar tarih öncesi dönemin büyük kısmında kesici aletlerini genellikle taşlardan elde etmekteydi. Bu bazen bir basit bir kayadan yapılan bir balta yada bir obsidyenin bir jilet kadar keskin yontulması ile yapılan bir ok ucu da olsa, o dönemin insanları için yeterliydi.

Metallerin kullanılmaya başlanması ile medeniyetlerin ilk kurulmaya başladığı dönemler beraber ilerler. Bakır insanların milattan önce yaklaşık 10 bin yılında ilk defa kullanılmaya başlanmıştır. Bu dönemlerde henüz eritme ve arıtma teknikleri bulunmadığından soğuk şekilde çekiçlerle dövülerek eşya, silah ve aletler yapılmaktaydı.

Altının kullanımına dair en erken bulgular milattan önce 2600 civarına kadar geri gitmekte. Gümüşün bulunması milattan önce 3000 senesine kadar geri gitmekte ama ikisininde günümüzdeki gibi bir para birimi olarak kullanılmaları yaklaşık 2 bin yol sonrası olacaktır.

Bakır çağı sonrasında bir bakır alaşımı olan bronzun keşfedilmesi ile yeni bir metal dönemi başladı. Silahlardan takılara, mutfak aletlerine kadar bir çok alanda kullanıldı. Milattan önce 3000 ve 1500 yılları arasında bakır en yaygın kullanılan maden olmuştur.

Bakır ve bronzun tüm insanlar tarafından en çok kullanılan maden olmalarının tam olarak bitmesi farklı zamanlarda olmuştur. Ancak sonrasında demirin icadı çoğu topluma yayıldıktan sonra tüm insanlık için yeni bir dönem başlamıştır.

Diğer madenlerden farklı olarak demirin işlenmesi için çok daha yüksek ısılı ocaklar ve gelişmiş teknikler gerekliydi. Aynı dönemde gelişen tarımsal ve teknik gelişmelerin beraber ilerlemesi bu alanda çok önemli olmuştur. Bu dönemde medeniyetler büyümüş ancak bu da insanın bulunduğu her yerde bir noktadan sonra her zaman ortaya çıkan bazı sorunları meydana getirmiştir.

Savaşlar neredeyse her zaman insanların yeterince bulunduğu her yerde bir süre sonra patlak verir. Bu genellikle insanların içlerinde olan bir savaşma arzusundan ziyade diğer dış etkilerden kaynaklanmışsa da, her zaman haklı bir nedenle başladıklarını söylemekte mümkün değildir. Ancak her dönem sürekli ilerleyen teknolojik gelişmelerin savaşlarda yer aldığını söylemek yanlış olmaz.

Savaş tarihinde madenlerin etkisi belkide en çok etkili oldukları yerdir. İster kılıç ve mızrakta kullanılsın ister altın ve gümüş sikkelerde, metal savaşların hem nedeni hemde galibin belirleyeni olmuştur. Hayata etkisi sadece bir malzeme olarak kalmayıp, edebi ve sanatsal yanda da hem bir malzeme hemde atfedilmiş anlamlarıyla birer sembol haline gelmişlerdir.