Tarih boyunca her dönemde bulunan bir icat, arkasından gelen dönem için bir öncü yada bir sonraki icadın ortaya çıkmasının bir parçası olmuştur. Bu teknolojik gelişmeler çoğunlukla sadece bulundukları alanları değiştirmek ve iyileştirmekle kalmamış, insanların yaşamının farklı alanlarını da etkilemişlerdir.
Ayrıca gelişmelerin ve buluşların çoğunun ortaya çıkışı ancak onlardan önce gelen yeniliklerin sayesinde mümkün olabilmiştir. Günümüzdeki çoğu basit yada kompleks eşyanın son halini alması ancak günümüz teknolojik birikimi sayesindedir. Giydiğimiz kıyafetteki kumaşın renk ve tasarımından tutun elimizdeki telefonlara yada kullandığımız arabalara kadar, hepsi kendinden önce gelen birikimin üzerine inşa edilmiştir.
Günümüzdeki teknolojik gelişmelerin en büyük nedenlerinden biri sanayi devrimi olmuştur. Bu dönemin etkisinin ilk bakışta sadece üretim ve ticaret odaklı olduğu düşünülsede, aslında bu dönem insan yaşamının her alanında etki yaratmıştır.
Bu dönemde ortaya çıkan en önemli yeniliklerden biri özelleştirilmiş parçaların birleştirilmesinden oluşan makinelerdir. Bu seri üretim araçlarının hem yayılmasının ve üretilmesinin kolaylaştırılması anlamına gelmekte, hemde genel olarak üretimde bir ‘standart’ olgusunu da beraberinde getirmiştir. Günümüzde bir hırdavat dükkanına girip belirli ölçülerde çivi, vida, matkap vs. aletlerin hepsinin standart bir ölçüsü ve bu ölçülere uygun malzeme ve araçları var. Bu standartlaşma devrimin ilk zamanlarında yoktu ancak bu standart ölçülerin ortaya çıkıp yaygınlaşması ilk başta devrimin başka ülkelere de yayılmasında ve daha sonrasında gelişmeye devam etmesinde çok önemli olmuştur.
Günümüzdeki fabrikaların çoğu artık büyük ölçüde makineleşmiş durumda, ancak makinelerin şu anki halleri ilk örneklerinden oldukça farklı olabiliyor. ‘Otomatik’ kelimesi özellikle günümüzde makineler için oldukça sık kullandığımız bir kelime. Eskiden çalıştırmak için buhar, fosil yakıt, yada doğrudan insan gücünü enerji olarak kullanan makinelerin günümüzde sadece elektrik kullanarak bile daha üstün performans gösteren örnekleri var. Ancak bu ‘otomasyon’ çağına giden süreç, sanıldığı kadar da yeni değil.
‘Otomat’, etimolojik olarak eski Yunanca’dan gelen kendi başına hareket etmek anlamına gelen ‘automaton’ kelimesinden gelmekte. Günümüzde çoğu makine ‘robot’ çerçevesine girmekte ancak geçmişte İngilizce automaton olarak adlandırılan, aslında günümüzde çoğu insanın evinde bir örneği bulunan bir başka makine türü daha var, otomatlar.
Guguklu saatler ve bir balerinin dans ettiği yada bir kuşun öttüğü müzik kutuları otomatlar için verilebilecek en yaygın örneklerden. Robotlar ve otomatların ikiside aslında birer makine. Ancak robotların yapılış amacı insanlara günlük hayatta bir işte yardımcı olduğundan, bu makineler aslında insanlarla doğrudan bir ilişki halinde. Otomatlar ise, adeta ‘sanat için sanat’ görüşünün makineleşmiş hali olarak, genel olarak eğlence ve estetik hedeflerde yapılmıştır.
Otomatların en eski örnekleri eski Yunan ve İslam medeniyetlerinde detaylı planlar ve fiziksel denemelere kadar geriler. 1000’li tarihlerde Çin’de suyla çalışan saat örnekleri vardır. Günümüzde bilim kurgu konseptlerini aratmayan fikirler henüz ‘robot’ kelimesinin (ki kökeni Çekçe de ‘zorunlu hizmet’ anlamına gelen robota kelimesinden gelir) bile olmadığı bir zamanda tasarlanmış ve kayıt altına alınmıştır.
Bu dönemde ortaya atılan bu fikirlerin çoğunun inşa edilmesi özellikle o dönem için neredeyse imkansız bir şeydi. Tıpkı bir zaman makinesi icat edilse ve bir insan bir modern bir makinenin planları elinde bin yıl geriye gitse, her ne kadar gerekli hammaddeler elinde var olsada, makineyi inşa için gerekli olan insangücü ve bu hammaddeyi işleyecek teknolojik ekipmanlar, ve bu ekipmanların yapılması için gerek diğer ekipmanlar gereği ortaya çıkacaktır. Şimdi günümüzde en basit bir eşyanın bile üretiminin yüzyıllar öncesinden çok daha farklı olmasının nedeni budur.
Yinede dönemin imkanlarıyla ortaya çıkarılan mekanik sanat eserleri günümüzde bile üretildiği amacını yerine getirebilmektedir, gözleri kendilerine çevirmek. Özellikle rönesans döneminde yeniden kendine ilgi toplayan otomatlar, o dönemde oldukça büyük ölçeklerde modellere sahipken, teknolojilerinin ve ustalarının artışıyla daha küçük ölçeklerde de üretilmeye, ilk önce zenginlerinkilerden başlayarak daha çok eve girmeye başlamışlardır. Adeta hareket eden sanat eserleri olan otomatlar daha sonra seri üretimin de etkisiyle daha da yayılmış, çoğumuzun küçüklüğünden hatırladığı müzik kutuları yada özellikle popüler kültürde oldukça yaygınlaşan ‘animatronikler’ olarak modern yaşamda da insanların ilgilerini çekmeye devam etmişlerdir.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
EDA SARI
Guguklu Saatin Kuşu
Tarih boyunca her dönemde bulunan bir icat, arkasından gelen dönem için bir öncü yada bir sonraki icadın ortaya çıkmasının bir parçası olmuştur. Bu teknolojik gelişmeler çoğunlukla sadece bulundukları alanları değiştirmek ve iyileştirmekle kalmamış, insanların yaşamının farklı alanlarını da etkilemişlerdir.
Ayrıca gelişmelerin ve buluşların çoğunun ortaya çıkışı ancak onlardan önce gelen yeniliklerin sayesinde mümkün olabilmiştir. Günümüzdeki çoğu basit yada kompleks eşyanın son halini alması ancak günümüz teknolojik birikimi sayesindedir. Giydiğimiz kıyafetteki kumaşın renk ve tasarımından tutun elimizdeki telefonlara yada kullandığımız arabalara kadar, hepsi kendinden önce gelen birikimin üzerine inşa edilmiştir.
Günümüzdeki teknolojik gelişmelerin en büyük nedenlerinden biri sanayi devrimi olmuştur. Bu dönemin etkisinin ilk bakışta sadece üretim ve ticaret odaklı olduğu düşünülsede, aslında bu dönem insan yaşamının her alanında etki yaratmıştır.
Bu dönemde ortaya çıkan en önemli yeniliklerden biri özelleştirilmiş parçaların birleştirilmesinden oluşan makinelerdir. Bu seri üretim araçlarının hem yayılmasının ve üretilmesinin kolaylaştırılması anlamına gelmekte, hemde genel olarak üretimde bir ‘standart’ olgusunu da beraberinde getirmiştir. Günümüzde bir hırdavat dükkanına girip belirli ölçülerde çivi, vida, matkap vs. aletlerin hepsinin standart bir ölçüsü ve bu ölçülere uygun malzeme ve araçları var. Bu standartlaşma devrimin ilk zamanlarında yoktu ancak bu standart ölçülerin ortaya çıkıp yaygınlaşması ilk başta devrimin başka ülkelere de yayılmasında ve daha sonrasında gelişmeye devam etmesinde çok önemli olmuştur.
Günümüzdeki fabrikaların çoğu artık büyük ölçüde makineleşmiş durumda, ancak makinelerin şu anki halleri ilk örneklerinden oldukça farklı olabiliyor. ‘Otomatik’ kelimesi özellikle günümüzde makineler için oldukça sık kullandığımız bir kelime. Eskiden çalıştırmak için buhar, fosil yakıt, yada doğrudan insan gücünü enerji olarak kullanan makinelerin günümüzde sadece elektrik kullanarak bile daha üstün performans gösteren örnekleri var. Ancak bu ‘otomasyon’ çağına giden süreç, sanıldığı kadar da yeni değil.
‘Otomat’, etimolojik olarak eski Yunanca’dan gelen kendi başına hareket etmek anlamına gelen ‘automaton’ kelimesinden gelmekte. Günümüzde çoğu makine ‘robot’ çerçevesine girmekte ancak geçmişte İngilizce automaton olarak adlandırılan, aslında günümüzde çoğu insanın evinde bir örneği bulunan bir başka makine türü daha var, otomatlar.
Guguklu saatler ve bir balerinin dans ettiği yada bir kuşun öttüğü müzik kutuları otomatlar için verilebilecek en yaygın örneklerden. Robotlar ve otomatların ikiside aslında birer makine. Ancak robotların yapılış amacı insanlara günlük hayatta bir işte yardımcı olduğundan, bu makineler aslında insanlarla doğrudan bir ilişki halinde. Otomatlar ise, adeta ‘sanat için sanat’ görüşünün makineleşmiş hali olarak, genel olarak eğlence ve estetik hedeflerde yapılmıştır.
Otomatların en eski örnekleri eski Yunan ve İslam medeniyetlerinde detaylı planlar ve fiziksel denemelere kadar geriler. 1000’li tarihlerde Çin’de suyla çalışan saat örnekleri vardır. Günümüzde bilim kurgu konseptlerini aratmayan fikirler henüz ‘robot’ kelimesinin (ki kökeni Çekçe de ‘zorunlu hizmet’ anlamına gelen robota kelimesinden gelir) bile olmadığı bir zamanda tasarlanmış ve kayıt altına alınmıştır.
Bu dönemde ortaya atılan bu fikirlerin çoğunun inşa edilmesi özellikle o dönem için neredeyse imkansız bir şeydi. Tıpkı bir zaman makinesi icat edilse ve bir insan bir modern bir makinenin planları elinde bin yıl geriye gitse, her ne kadar gerekli hammaddeler elinde var olsada, makineyi inşa için gerekli olan insangücü ve bu hammaddeyi işleyecek teknolojik ekipmanlar, ve bu ekipmanların yapılması için gerek diğer ekipmanlar gereği ortaya çıkacaktır. Şimdi günümüzde en basit bir eşyanın bile üretiminin yüzyıllar öncesinden çok daha farklı olmasının nedeni budur.
Yinede dönemin imkanlarıyla ortaya çıkarılan mekanik sanat eserleri günümüzde bile üretildiği amacını yerine getirebilmektedir, gözleri kendilerine çevirmek. Özellikle rönesans döneminde yeniden kendine ilgi toplayan otomatlar, o dönemde oldukça büyük ölçeklerde modellere sahipken, teknolojilerinin ve ustalarının artışıyla daha küçük ölçeklerde de üretilmeye, ilk önce zenginlerinkilerden başlayarak daha çok eve girmeye başlamışlardır. Adeta hareket eden sanat eserleri olan otomatlar daha sonra seri üretimin de etkisiyle daha da yayılmış, çoğumuzun küçüklüğünden hatırladığı müzik kutuları yada özellikle popüler kültürde oldukça yaygınlaşan ‘animatronikler’ olarak modern yaşamda da insanların ilgilerini çekmeye devam etmişlerdir.